Bizi kimse durduramaz

‘SKOLSTREJK för klimatet’ (İklim için okul grevi) yazılı pankart bir yanında, içinde kitapları ve su şişesi bulunan sırt çantası diğer yanında, İsveç Parlamento binası önünde saatlerce oturarak örnek bir eylem başlattı.
O günlerde 15 yaşında olan Greta Thunberg, bu eylemi ‘Fridays for Future’ (Gelecek İçin Her Cuma) sloganı altında sürdürdü.
Önünden geçenlere, “Siz yetişkinler benim geleceğimi umursamıyorsunuz” yazılı broşürler dağıttı.
Greta’nın bu davranışı, dünyanın çeşitli kesimlerinde örnek alındı.
Avustralya’da, Kanada’da, Polonya’da, Fransa’da ve daha birçok ülkede, ilk ve orta okul öğrencileri okula gitmeyip cuma günleri iklim koruması için düzenlenen gösterilere katıldı.
Özellikle ‘tam kuralcı olan’ Almanya’dan eleştiriler geldi.
“Çocukların dersleri asmaları yasaklanmalı” diyenler oldu.
Ama buna rağmen çocuklar kendi geleceklerine sahip çıkmak için bu kararlı tutumlarını sürdürdüler.
New York’ta düzenlenen Birleşmiş Milletler Gençlik Zirvesi’ne katılmak için sıfır salınımlı yelkenle günlerce azgın dalgalarla boğuşarak Atlantik Okyanusu’nu geçen Greta Thunberg, örnek bir davranış sergiledi.
Washington’da Uluslararası Af Örgütü’nün ‘Vicdan Elçisi Ödülü’nü aldı.
Beyaz Saray önünde düzenlenen protesto gösterisine katıldı.
İklim aktivisti Greta Thunberg, BM zirvesinde yaptığı kısa konuşmasında, “Dün milyonlarca insan dünyanın çeşitli kesimlerinde, özellikle de çoğu genç insanlar yollara düşerek iklim korumasına dönük gerçek önlemler alınmasını talep ettiler. Biz birlikte olduğumuzu, genç insanları kimsenin durduramayacağını gösterdik” dedi.
*
Gerçekten de öyle.
Geçen hafta cuma günü dünyanın çeşitli kesimlerinde çoğu çocuk ve genç milyonlarca insan iklim koruması için sokaklara döküldü.
Almanya’da da.
Küçük-büyük birçok kentte protesto yürüyüşleri yapıldı.
Başbakan Angela Merkel, büyük koalisyon hükümetini oluşturan partilerin liderleri ve bakanlarlab başbakanlıkta saatler süren ‘iklim toplantısı’ yaparken, insanlar dışarıda, “Zaman kaybetmeden inandırıcı önlemler alın” çağrısında bulundu.
Son dönemlerde benzer bir eyleme de Çin Halk Cumhuriyeti Hong Kong Özel Yönetim Bölgesi’nde tanık olduk.
“İsveç’in Greta Thunberg’i varsa Hong Kong’un da Joshua Wong’u var” dedirten bir eylemler dizisine.
Hong Kong hükümetinin, tutukluların Çin’e iadesinin kolaylaştırılmasını içeren yasayı onaylaması üzerine halk sokaklara döküldü.
Protesto eylemlerinin öncülerinden biri de 22 yaşındaki aktivist Joshua Wong’du.
Bu ‘özgürlük sevdalısı’ genç, çok geçmeden gözaltına alınıp tutuklandı.
Hapse atıldı.
2 ay hapiste kaldıktan sonra cezaevinden çıkan Wong, yine göstericilerin başına geçti.
Adeta, “Bizi kimse durduramaz” diye meydan okudu.
Yüz binlerce insan sokaklara dökülmeyi sürdürdü.
Hükümet yasal düzenlemeyi geri çekse de protesto gösterileri devam etti.
Almanya’nın en yüksek tirajlı gazetesi Bild’in davetlisi olarak Joshua Wong, önceki hafta Berlin’e geldi.
Federal Meclis olarak bilinen Alman Parlamentosu’nun tepesindeki ‘saydam lokanta’da düzenlenen ‘Bild100 Şenliği’nde alkışlarla karşılandı ‘özgürlük savaşçısı’ Jashua Wong.
Demokrasi aktivisti Wong, bu etkinlikte Alman Dışişleri Bakanı Heiko Maas ile de bir araya geldi.
Maas’ın bu davranışı, tabii Çin hükümetini küplere bindirdi.
Çin Berlin Büyükelçisi, Maas-Wong buluşmasını protesto etti.
Pekin’deki Alman Büyükelçi de Çin Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak kendisine Berlin’in bu tutumunun ‘saygısızlık’ olduğu iletildi.
Ama Almanya geri adım atmadı.
“Sivil toplum kuruluşlarının (STK) temsilcileriyle buluşmak bizde bir gelenektir” denildi.
Wong, Berlin’den Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) geçti.
ABD Başkanı Donald Trump’a Çin’le ilişkilerde insan haklarına ayrı bir paragraf açılması çağrısında bulundu.
*
İşte iki örnek genç.
İki farklı alanda iki örnek davranış.
Ve geleceğe, geleceğimize, geleceklerine dönük iki örnek kararlı davranış.