Güncelleme Tarihi:
“ABD’nin çok hatalı politikası, Başkan Donald Trump’tan önce başladı. Biz Avrupalılar, ABD’nin Türkiye’yi bölmek isteyen ve bizde de yasaklanan PKK’nın Suriye’deki uzantısı örgütle işbirliğine karşı Türkiye’nin neler yapacağının küçümsenmemesi gerektiği konusunda defalarca uyardık. Türklerin, Suriye’nin kuzey sınırında bir PKK devleti oluşturulmak istendiği endişelerini hep dile getirdik. Türkiye’de kim iktidarda olursa olsun, bunu tüm gücüyle, gerekirse askeri güç kullanarak engellemeye çalışacağını söyledik. Şimdiki durumda kazanan Rusya oldu. Barış Pınarı harekâtı için Türkiye’ye önce yeşil ışık yakıp sonra farklı tutum sergileyen Trump’ın Türkiye’ye baskısı, iç politikaya yönelik. Trump, kendi partisi içinde, orduda yoğun eleştirilere hedef oldu. Şimdi bu baskıları yumuşatmaya, sakinleştirmeye çalışıyor.”
‘SAMİMİ OLALIM’
“Avrupa da kendi çıkarlarını korumak istiyor. Harekâtın durmasını istiyor. Ancak öte yandan da Türkiye’ye çok büyük bir iç politik baskının, bizi mülteci akınına karşı koruyan sözleşmelerin feshedilmesine götürmesinden korkuyoruz. Avrupa çok zor durumda. Biz bu savaşla bize dokunmadığı sürece hiç ilgilenmedik. Çözüm için tüm kanalları kullanmak lazım. Samimi olalım. Türkiye 4 milyonu aşkın mülteci aldı. Avrupa’ya bir milyon mülteci gelince, ortalık cehenneme döndü. Türkiye ile sözleşme kirli bir pazarlık değildi. Biz, bu sözleşmeyle mülteci göçünü sınırlayarak kendi çıkarlarımızı koruduk. Bu açıdan Türkiye’ye baskı konusunda dikkatli olmalıyız. Bu da işin bir gerçeği. Durumu daha da kötüleştirmeden, çözümü diplomatik yollarla sağlamaya çalışmalıyız.”