‘Biz Doğu Almanlar, sırtımızda iki çanta taşıyoruz’
Güncelleme Tarihi:
Pazar günü Almanya’nın iki doğu eyaleti Brandenburg ve Saksonya’da seçim var. AfD’nin sandıktan zaferle çıkmasından korkuluyor. Almanya’nın birleşme sürecindeki aktörlerinden, Doğu Almanya Sosyal Demokrat Parti başkanlığı ve Federal Meclis Başkanlığı yapan Wolfgang Thierse, Berlin’de görev yapan yabancı gazetecilere Doğu Almanya’daki gelişmeleri değerlendirdi.
KENDİSİNİN de memleketi olan Almanya’nın doğusundaki gelişmelerden duyduğu derin acı ve endişeyi dile getiren Thierse, aşırı sağ AfD’nin güçlenmesinde ekonomik ve sosyal sebepler değil, dünyadaki dramatik gelişmelerin rol oynadığını vurguladı: “Artık ne eski Doğu Almanya ne de Doğu Almanlar var. Doğu Almanya bir yamalı bohça. Çok başarılı bölgeler var. Dresden, Leipzig, Jena, Erfurt, Potsdam bugün zengin kentler. Ama sıkıntılı bölgeler de var. İhmale uğramış. Büyük metropellerden uzak, kırsal bölgeler bunlar. Bunun yanında çok başarılı Doğu Almanlar var. Mesleki başarılara imza atmış. Ama öte yanda işsizlik tecrübesi, işsiz kalma korkusu yaşayan, ihmal edildiği hissi taşıyanlar da var.”
‘POPÜLİSTLER KORKULARI KÖRÜKLÜYOR’
“Fakat asıl sorun ekonomik ve sosyal değil. Biz, dünyada yaşanan dramatik değişimlerin tam ortasındayız. Küreselleşme, rekabetin artması, mülteci hareketleri, dijital değişim, ekolojik tehlikeler, vatansızlaşma ve vatanın yabancılaşarak kaybolma korkusu. Tüm bu gelişmeler karşısında insanlar çok kolay ve çabuk çözümler, cevaplar istiyor. Bu, tam da popülistlerin istediği bir durum. Popülistler işte bu korkuları kullanıyor, körüklüyor. Biz, Doğu Almanlar, sırtımızda iki çanta taşıyoruz. Biri aşağılık kompleksi. Batı Almanlar karşısında hep ikinci sınıf kalma kompleksi. Diğeri ise otoriter çanta. Çünkü diktatörlükten geldik. Her şeyi devlet yukarıdan yapsın bekliyoruz. Bunlar olmayınca da devleti ve demokrasiyi sorumlu tutuyoruz.”
AfD’Yİ BATI YÖNETİYOR
“Barışçıl devrimin aktörleri olarak bizi en çok öfkelendiren şu; Biz, o zaman özgürlük istedik. Sınırların açılması, demokrasi ve hukuk devleti için sokağa çıktık. Bugün o dönemin sloganlarını kullanan AfD, tam tersini istiyor. AfD, açık sınırlar istemiyor. Biz 1989’da ‘Halk Biziz’ çağrısıyla dikta rejimine karşı ‘Siz yukardakiler değil, biz halkız’ dedik. AfD’nin ‘Halk biziz’ çağrısı aynı içeriği taşımıyor. Bu çağrı, ‘yabancılar, sonradan bizim ülkemize göç edenler halk değil’ diyor. AfD, Willy Brandt’ın ‘Daha fazla demokrasiye cesaret edelim’ sözünü seçim kampanyası yapıyor. Willy Brandt’ın kendisi, nazi rejiminden kaçarak başka bir ülkeye iltica etmek zorunda kalmış biri. AfD’nin bunları kullanması ölçüsüz bir küstahlık örneği. ‘Batı Almanya, Doğu Almanya’yı sömürgeleştirdi’ deniyor. Çok yanlış. Ama AfD’ye bakın, tüm yöneticileri Batı Alman.”