Ahmet KÜLAHÇI / Fotoğraf: Arşiv
Oluşturulma Tarihi: Aralık 16, 2019 10:39
83 milyon nüfuslu Almanya Federal Cumhuriyeti’nde 20.8 milyona yakın göçmen kökenli insan yaşamaktadır. Yani, bu ülkede yaşayan her dört kişiden biri göçmen kökenlidir. Bunlardan 10 milyon 900 bini ‘yabancı’ statüsündedir.
ALMANYA’da yaşayan ve Avrupa Birliği’ne (AB) üye ülkelerden gelenlerin sayısı da 5 milyon civarındadır.
AB vatandaşlarının Almanya’da yapılan yerel seçimlere hem aktif hem pasif olarak katılma, yani hem seçilme hem de seçme hakları olduğu halde aralarında Türk vatandaşlarının da bulunduğu ‘üçüncü ülkelerden gelen’ milyonlarca insan bu haktan yoksundur.
Bu insanlara demokratik katılım hakkı verilmemektedir.
Bu apaçık ayrımcılıktır.
Hem de
Almanya Federal Cumhuriyeti gibi demokratik bir hukuk devletinde.
Almanya’da yabancılara yerel seçim hakkı 1970’li yılların ortalarından beri gündemdedir.
İlk kez Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) ağırlıklı olduğu Schleswig Holstein Eyalet Parlamentosu, 14 Şubat 1989 tarihinde Eyalet’te en az 5 yıldır yasal olarak yaşayan tüm yabancılara yerel seçimlere katılma hakkı verilmesini karara bağladı.
20 Şubat 1989’da da SPD ve Hür Demokrat Parti’nin (FDP) desteğiyle Hamburg Eyalet Parlamentosu en az 8 yıldır yasal olarak yaşayan tüm yabancılara yerel seçim hakkı verilmesini kararlaştırdı.
Tabii Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) buna itiraz etti.
Federal Anayasa Mahkemesi 31 Ekim 1990’da iki eyaletin kararını da “Anayasa’nın 20. maddesi ile bağdaşmıyor” gerekçesiyle devre dışı bıraktı.
Alman Anayasası’nın 20. maddesinde, “Almanya Federal Cumhuriyeti demokratik ve sosyal bir federe devlettir. Egemenlik tümüyle halkındır. Halk egemenliğini seçimler ve oylamalar aracılığıyla ve yasama, yürütme ve yargı yetkileriyle donanmış özel organlar eliyle kullanır” denilmektedir.
Federal Anayasa Mahkemesi yargıçları, “Alman Anayasası’na göre halk Almanlardan, Alman vatandaşlarından oluşuyor” görüşünü savunmuşlardır. Onlara göre, bu egemenlik haklarından ancak Alman vatandaşı olanların oluşturduğu ‘halk’ yararlanabilir.
Ancak...
Ancak Federal Anayasa Mahkemesi’nin bu kararından 15 ay sonra 7 Şubat 1992 tarihinde Avrupa Konseyi tarafından imzalanan Maastricht Sözleşmesi ile AB vatandaşlarına yaşadıkları üye ülkelerdeki yerel seçimlere katılma hakkı verildi.
Almanya’da yaşayan ve AB üyesi ülkelerden gelenler 1994 yılından beri Almanya’daki yerel seçimlere katılma ve hem seçme hem de seçilme haklarına sahiptir.
Yani Maastricht Sözleşmesi ile Federal Anayasa Mahkemesi’nin kararı devre dışı kalmıştır.
Ama nedense Federal Anayasa Mahkemesi yargıçları adeta sessizliğe gömülmüştür.
“Bu Alman Anayasası ile bağdaşmıyor” diyen olmamıştır.
*Evet işte 1994 yılından beri Türklerin de aralarında bulunduğu ‘üçüncü ülkelerden gelen’ milyonlarca insan ayrımcılığa uğramaktadır.
Demokratik hakları ayaklar altına alınmaktadır.
Alman Anayasası’nın 3. maddesindeki eşitlik ilkesi çok açık biçimde ihlal edilmektedir.
Ayrıca AB üyesi 28 ülkenin 15’inde milliyet ayırımı yapılmadan tüm yabancılara yerel seçim hakkı verilmektedir.
İsveç’te yaşayan tüm yabancılar 1975 yılından beri bu hakka sahiptir.
Danimarka 1981, Hollanda 1985 ve Finlandiya 1991 yılında tüm yabancılara bu hakkı vermiştir.
Belçika, Estonya, İngiltere, İrlanda, İspanya, Litvanya, Macaristan, Portekiz, Slovakya, Slovenya da öyle.
Avrupa Konseyi de Avrupa Parlamentosu da yıllardır yabancılara yerel seçimlere katılma hakkı verilmesi için çaba göstermektedir.
Hatta alınmış kararlar bile vardır.
Ama Almanya bu kararlara imza atmamakta hâlâ direnmektedir.
Ve Almanya bu tutumuyla eşitsizliğe, haksızlığa, dışlamaya, ayrımcılığa imza atmaktadır.
Almanya’da birkaç aydır yaşayan AB ülkesi vatandaşları yerel seçimlere katılma, seçme ve seçilme hakkına sahip olurken, 50 yıldır bu ülkede yaşayan Türklerin ve ‘üçüncü ülkelerden gelen’ milyonlarca insanın bu demokratik haklarından mahrum edilmesi Almanya’ya yakışmamaktadır.
Bu ayıbın giderilmesini istiyoruz.
Biz de yıllardır bu ülkede yasalara saygılı bir biçimde yaşayan, çalışan, vergi ödeyen yurttaşlar olarak yerel seçimlere katılma hakkına sahip olmak istiyoruz.
Biz de yerel seçim hakkı istiyoruz,