Ahmet Külahçı / Fotoğraflar: Arşiv
Oluşturulma Tarihi: Ocak 02, 2021 10:16
Evet... Yeni bir yıla girdik. ‘Karanlık’ bir yılı geride bıraktık. Kelimenin tam anlamıyla hem de ‘kapkaranlık’ bir yılı.
Yıl boyunca, özellikle de 19 Şubat 2020’de Hanau’da aşırı sağcı ırkçı bir nazi yanlısının 4’ü Türkiye kökenli göçmen 9 kişiyi öldürmesinden sonra
Almanya’nın çeşitli kesimlerinden telefon eden, e-mail gönderen Türkler ve Türkiye kökenli insanlar, son yıllarda artan İslam, yabancı ve Türk düşmanlığı yüzünden tedirgin olduklarını dile getiriyorlar.
“Biz 60 yıldır buralıyız. Hâlâ bize niye ‘ötekiler’ gözüyle bakılıyor. Almanya gibi çok kültürlü, demokratik bir hukuk devletinde, kültürlü bir toplumda bunu anlamak mümkün değil” diyorlar.
Yalnız Almanya’da mı?
Fransa’dan, İngiltere’den, Belçika’dan, Hollanda’dan, Avusturya’dan, Norveç’ten, İsveç’ten ve İsviçre’den arayanlar da tedirgin.
Yani ‘Avrupalı Türkler’ tam bir tedirginlik yaşıyor.
*
Evet...
Avrupa’ya Türk iş gücü göçü yaklaşık 60 yıl önce 30 Ekim 1961’de, Türkiye ile Almanya arasında yapılan iş gücü anlaşması ile başladı.
Daha sonraki yıllarda Belçika, Hollanda, Fransa, Avusturya, İsviçre, İngiltere, Norveç, Danimarka, İsveç ile iş gücü anlaşmaları imzalandı.
Başlangıçta birkaç yıl çalışıp para biriktirdikten sonra geri dönmeyi ve Türkiye’de daha güzel bir yaşam sürdürmeyi planlayan Türkler, gittikleri ülkelerde kaldılar.
Gece gündüz demeyip çalışan Türkler, çalıştıkları, yaşadıkları bu ülkelerin kalkınmasına önemli katkıda bulundular.
Halkların refahına da.
Ama ‘Gastarbeiter’ (misafir işçi) denilen ve ‘geçici’ gözüyle bakılan bu insanlar zamanla ‘kalıcı’, yani ‘oralı’ oldular.
Şu anda 3 milyona yakını Almanya’da olmak üzere, Avrupa ülkelerinde Türk vatandaşı ve yaşadıkları ülkelerin vatandaşlığını almış 5 milyonun üzerinde ‘Avrupalı Türk’ yaşamaktadır.
Almanya’da yaşayan Türkiye kökenlilerin yarıdan fazlası bu ülkede doğmuştur.
Türkiye kökenlilerin çoğu Alman vatandaşıdır.
Ama ‘saf kan Almanların’ gözünde onlar hâlâ ‘yabancıdır’, ‘ötekidir’.
Yani ‘einmal Ausländer immer Ausländer’ (bir defa yabancı hep yabancı) olmaktan bir türlü kurtulamadık 60 yıldır.
Başlangıçta ‘Gastarbeieter’ (misafir işçi), zamanla ‘Auslaender’ (yabancı), daha sonra ‘Einwanderer’ (göçmen), şimdilerde de ‘Menschen mit Migrationshintergrund’ (göçmen kökenliler-göçmen kökenli insanlar) olduk.
Yani Almanya’ya Türk iş gücü göçü başlayalı 60 yıl olduğu halde bizlere hiçbir zaman ‘buralı’ gözüyle bakılmadı.
Yapılan kamuoyu yoklamaları da bunu çok açık bir biçimde ortaya koymakta.
Almanların çoğu Türklerin ve Türkiye kökenli Alman vatandaşlarının ülkeye uyum sağlamadıklarını, hatta uyum sağlamak istemediklerini düşünüyor.
Almanların çoğu Türk komşuları olmasını istemiyor.
Türk ve Türkiye kökenli çocukların yarıdan fazlası Alman arkadaşları olmasını isterken, bu oran Alman çocuklarda yüzde 9’u geçmiyor.
Başbakan Angela Merkel’in yıllarca genel başkanlığını yaptığı Hıristiyan Demokrat Birlik Parti (CDU) güdümlü Konrad Adenauer Vakfı adına yapılan bir araştırmaya bakıyorum.
Almanya’da yaşayan Türklerin yüzde 49’u, Türkiye kökenli Alman vatandaşlarının yüzde 56’sı Almanya’ya aidiyet hissi taşıyor.
Almanya’da yaşayan Türk vatandaşlarının yüzde 45’i, Türkiye kökenli Alman vatandaşlarının yüzde 59’u “Irak ve Libya gibi bir İslam ülkesi saldırsa biz Almanya’yı savunuruz” diyor.
“Almanya’yı savunuruz” diyen Doğu Almanların oranı yüzde 42’de kalıyor.
Bu veriler ışığında, “Bu Türkler ve Türkiye kökenliler daha nasıl uyum sağlasınlar?” diyorum.
82 milyon nüfuslu Almanya’da yaşayan Müslümanların sayısı resmî verilere göre 4.5 milyon civarında olduğu halde, sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) de, ‘PEGIDA’ kısa adıyla tanınan ‘Batı’nın İslamlaşmasına karşı yurtsever Avrupalılar’ hareketi de, ülkede yaşayan Müslümanların Almanya’yı İslamlaştıracağı yalanıyla sokaklara dökülüyorlar.
Ama sağduyulu kesimlerden “Nasıl olur da 4.5 milyon Müslüman 82 milyon nüfuslu Almanya’yı İslamlaştırır?” diye ciddi bir tepki gelmiyor.
İşte bu da Almanyalı ve Avrupalı Türkleri tedirgin etmektedir.
*
Evet...
2021’e girdik.
Umarız 60 yıldır ‘buralı’ olan Türkler ile Türkiye kökenlilere de artık demokratik hukuk devleti Almanya’da ‘eşit’ haklara sahip yurttaş ve ‘buralı vatandaş’ gözüyle bakılır.
Acaba çok şey mi istiyoruz?