Güncelleme Tarihi:
*
Konya’ya bağlı, sonradan ilçe olan Derebucak’ta, yani Dereköy’de doğup büyüyen annem ‘Anneler Günü’ bilmezdi.
Isparta’ya bağlı sonradan adı Çeçekpınar olan Donarşa beldesinde doğup büyüyen kayınvalidem-annem de öyle.
Ama ikisi de sevgi dolu, duygu dolu annelerdi.
Kendi çocuklarını severlerdi.
Başkalarının çocuklarını da.
Aklından geçeni, düşündüğünü çok açık bir biçimde söylediği için komşuların, yakınlarının ‘Deli Hatça-Hatice’ dedikleri annem, bizim evin önünden geçen çocuklara bakkaldan şeker ve bisküvi almaları için para verip sevindirirdi hep.
Otel olmadığı için Külahçıların yaptırdığı ‘Köy Odası’nda geceleyen konuklara yemek gönderirdi.
Hiçbir dilenciyi eli boş göndermezdi.
Sokak kedilerini ve köpeklerini doyururdu.
Yaşı 80’e dayandığı halde komşuların “Gülgız Gelin”, çocukların “Gülgız Ebe” dedikleri kayınvalidem-annem de öyle.
O da evin önünde oynayan kızlı-erkekli çocuklara mahalledeki bakkaldan bir şeyler satın alıp yemeleri için para verirdi.
Severdi çocukları sevindirmeyi.
Komşularıyla paylaşmayı da...
Meyvesinden sebzesine, etinden yumurtasına her şeyini paylaşırdı.
Günde birkaç kez balkonun önünü dolduran sahipsiz kedileri de beslerdi.
*
Evet...
Dün ‘Anneler Günü’ydü.
Evet...
Sizler yaşadığınız Anadolu’nun o küçük köylerinde ‘Anneler Günü’ ne, bilmezdiniz.
O yüzden kutlamazdınız da.
Evet...
Sizler, bizden fiziksel olarak çok uzaklardasınız.
Ama her zaman yanımızdasınız.
Her zaman içimizdesiniz, kalbimizdesiniz.
Torunu Berk Ömer’i hiç görmeyen annemi de onun hukuk fakültesini bitirip diplomasını aldığını göremeyen anneannesini de çok özledik.
1969 yılı sonbaharında beni Fransa’ya uğurlarken üzülmemi istemediği için ağlamayan, ancak gözyaşlarını içine gömdüğünü de gizleyemeyen anneme sıkı sıkı sarılmayı çok özledim.
Evet...
Kalbimize gömdüğümüz sizleri gerçekten çok özledik.
Çok uzaklarda olsanız da, ‘Anneler Günü’nüz kutlu olsun.
Tüm annelerin ‘Anneler Günü’ kutlu olsun.