Güncelleme Tarihi:
YİNE GÖÇMENLER KAÇIRILDI
Yaklaşık bir yıl sonra 22 Ağustos 1992’de Mecklenburg-Vorpommern’e bağlı Rostock-Lichtenhagen’de, Doğu Blok ülkelerinden gelen sığınmacıların yaşadığı ‘Sonnenblumenhaus’ (Ayçiçeği Evi) ile bitişiğindeki Vietnamlı işçilerin kaldığı bina ‘Skinheads’ (Dazlaklar) ve Almanya’nın çeşitli kesimlerinden gelen diğer Neonazilerin molotofkokteyli ve yanıcı maddeli saldırısına uğradı.
Polis sayıları 500’ü bulan saldırganlarla ‘baş edemedi’.
Bölge halkının saldırganlara alkışlarla tam destek verdiği olaylar 26 Ağustos’a kadar devam ederken, polis ‘kurtuluşu’ yine sığınmacıları ve Vietnamlıları otobüslere doldurup başka kentlere götürmekte ve sonra da çoğunu sınır dışı etmekte buldu.
İşte bundan tam 30 yıl önceki ‘ırkçı zehir’, daha sonraki dönemde daha da yaygınlaştı.
23 Kasım 1992’de Schleswig-Holstein’ın Mölln kentinde Türklerin oturduğu bir bina Neonaziler tarafından kundaklandı.
Yeliz Aslan (10), Ayşe Yılmaz (14) ve büyükanneleri Bahide Arslan (51) can verdi.
Yaklaşık 6 ay sonra, 29 Mayıs 1993’te Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaletinin Solingen kentinde Genç ailesinin yaşadığı bina Neonaziler tarafından kundaklandı.
Saime Genç (5), Hülya Genç (9), Gülüstan Öztürk (12), Hatice Genç (19) ve Gürsün İnce (28) can verdi.
Enver Şimşek 9 Eylül 2000’de Nürnberg’de, Abdurrahim Özüdoğru 13 Haziran 2001’de Nürnberg’de, Süleyman Taşköprü 27 Haziran 2001’de Hamburg’da, Habil Kılıç 29 Ağustos 2001’de Münih’te, Mehmet Turgut 25 Şubat 2004’de Rostock’da, İsmail Yaşar 9 Haziran 2005’te Nürnberg’de, Theodor Boulgarides (Yunan kökenli) 15 Haziran 2005’te Münih’te, Mehmet Kubaşık 4 Nisan 2006’da Dortmund’da, Halit Yozgat 6 Nisan 2006’da Kassel’de, Michele Kiesewetter (Alman polis memuru) 25 Nisan 2007’de Heilbronn’da aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) örgütü teröristleri tarafından öldürüldü.
Yıllarca ‘döner cinayeti’ gözüyle bakıldı Almanya’da bu cinayetlere.
KARARLI ÖNLEMLER ALINMALI
Resmî verilere göre 85, yapılan araştırmalara göre ise en az 218 kişi 1990 yılından beri aşırı sağcı saldırı ve kundaklamalarda can verdi.
Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser, 30’uncu yıl dönümü vesilesiyle yarın düzenlenecek anma törenine Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in de katılacağı Rostock-Lichtenhagen’deki saldırıları, “İkinci Dünya Savaşı sonrası Alman tarihinin en büyük ırkçı saldırılarından biri” olarak niteledi.
Tabii haklı olarak aşırı sağın günümüzde de demokrasiye yönelik en büyük tehdit ve tehlike olduğunu da vurguladı.
Hep sevgiden, hoşgörüden, barış içinde birlikte yaşamdan yana olan Cumhurbaşkanı Steinmeier de yarınki konuşmasında kesinlikle benzer şeyler söyleyecektir.
Aşırı sağa karşı mücadelede daha kararlı bir tutum sergilenmesi uyarısında da bulunacaktır.
“Almanya’da ırkçılığa yer yok” diyecektir.
Ama kararlı önlemler alınmadığı sürece, bu söylemler Neonazileri, ırkçıları durduramayacaktır.