‘Birlikte çalışırsak, Türkiye’de de AB’de de refah artar’

ALMANYA’da geçen yıl düzenlenen AP seçimlerinde ‘Özgür Seçmenler’ (Freie Waehler) partisinden milletvekili seçilen Türkiye kökenli siyasetçi Engin Eroğlu, AB-Türkiye ilişkilerini, yeni oluşturulan AB-Türkiye Dostluk Grubunu ve Almanya’nın AB Dönem Başkanlığından beklentilerini değerlendirdi. Eroğlu, Almanya’nın AB Konseyi Dönem Başkanlığı’nda Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin yoğunlaşmasını istedi. AB ile Türkiye ilişkilerinde gümrükler ve seyahat kısıtlamaları gibi bariyerlerin kaldırılmasını ve ilişkilerin daha da gelişmesini ümit ettiğini, bu konuda da çalışmalar yapacağını belirten Eroğlu, şunları söyledi:

‘HİDROJEN TEKNOLOJİSİ ÖNEMLİ’
“Türkiye ile ne kadar çok birlikte çalışırsak hem Türkiye’de hem AB’de refah o kadar artar. AB’nin 2050’ye kadar karbon salınımlarını sıfıra indirme hedefivar. Enerji üretimi alanında gelecekte Türkiye ile daha da güçlü bir ortaklık yapılabileceğini düşünüyorum. ‘Özgür Seçmenler’ partisi olarak Almanya’da hidrojen enerjisine ağırlık verilmesini talep ettik. Çevresi su olan Türkiye de hidrojen teknolojisine önem vermeli. AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu üyeliğinin yanı sıra kısa süre önce kurulan AB-Türkiye Dostluk Grubu’nun da üyesiyim. Sadece parlamenter düzeydeki ilişkileri değil, olumlu ve olumsuz şeylerin farklı bir ses tonunda dostça konuşulabildiği dostluk gruplarını iyi buluyorum. AP milletvekilleri ile Türk milletvekillerinin farklı bir düzeyde bir araya gelmelerinin onları daha yakınlaştıracağını ümit ediyorum. Aynı zamanda AB-Tayvan Dostluk Grubu üyesiyim. AB-Türkiye Dostluk Grubu’nda, AB-Tayvan Dostluk Grubu’ndaki gibi çalışmalar yapılırsa çok umut verici olur.”

‘ALMANYA’DAN BEKLENTİM YÜKSEK’
“Almanya’nın 1 Temmuz’da üstlendiği AB Konseyi Dönem Başkanlığı’ndan beklentiler yüksek. AB’de Kovid-19 salgını öncesinde de çözülmesi gereken sorunlar vardı. AB içindeki en büyük ülkelerden biri olarak Almanya’nın bu sorunları ele alarak çözmesini ümit ediyorum. Bundan dolayı Almanya’dan beklentim yüksek. Ben, Kovid-19’un ekonomik sonuçlarıyla mücadele için hazırlanan kurtarma fonuna karşıyım. AB’ye üye ülkelere para hediye etmek için başka AB ülkelerinin borçlanmasını yanlış bir yol olarak görüyorum. Ekonomik sorunlar ancak geleceğe yatırım yapılarak çözülür. Ülkelerin parayı bütçelerinde serbest kullanması yerine paranın bu ülkelerde sağlık ve diğer altyapı çalışmalarına harcanılmasından yanayım.”