Güncelleme Tarihi:
Frankfurt’a ilk adımını atan birinci nesil Türk işçilerinin kentteki izlerini takip eden öğrenciler, bundan 50 yıl önce olduğu gibi turlarına Frankfurt Tren Garı’ndaki 9 numaralı peronda başladı. Öğrenciler, Frankfurt’u yakından tanıyan rehber Fatma Aksoy’un anlatımı ile mazideki o günlere geri dönüp, yaşananları gözlerinde canlandırdılar. Öğrenciler, Türk işçilerinin yanlarında getirdikleri tek bir bavulla başladıkları Almanya maceralarını dikkatle dinlediler.
BİRİNCİ NESLİN SORUNU DİL
Turun son durağı olan DİTİB Merkez Cami’deki kafeteryada öğrencileri misafir eden dernek başkanı İrfan Dinç, torununun da arasında bulunduğu çocuklara Almanya’ya nasıl geldiğini anlattı. Bundan 37 yıl önce Almanya’ya işçi olarak geldiğini belirten Dinç, gençlik fotoğrafını göstererek, “Çoğumuz gibi ben de birkaç yıl çalışıp geriye dönmeyi düşünüyordum. Ancak zamanla evlendim. Sonrasında eşimi Almanya’ya getirdim. Ardından dünyaya gelen çocuklarımız büyümeye başlayınca, artık buraya yerleşmiş olduk” diye konuştu. Dinç, sözlerine şöyle devam etti: “O zaman işverenlerimiz bize Almanca kursu vermiş olsaydı, belki bugünkü sorunları yaşamazdık. Kaldığımız barakalarda bir oda tahsis etmeleri yeterdi. Hatta öğretmen parasını dahi verirdik. Şimdilerde de birinci neslin asıl sorunu yine dil.”
TARİHİ AKTARIYORUZ
Türk göçmenlerin Frankfurt mozaiğinin bir parçası olduğunu belirten Frankfurt Belediyesi Uyum Dairesi Müdürü Dr. Nargees Eskandari- Grünberg (Yeşiller), öğrencilere yönelik düzenlen bu etkinliğin çocuklara kent tarihini aktarmanın en iyi yolu olduğunu vurguladı. Frankfurt Belediyesi, Başkonsolosluk ve Tarih Müzesi’nin ortaklaşa düzenlediği ‘Kartpostal Yarışması’na atıfta bulunan Dr. Eskandari-Grünberg, şunları söyledi: “Alman- Türk İşgücü Anlaşması’nın 50’nci yıldönümünü bir vesile bilerek bu pilot proje ile yeni bir fikir oluşumu şeklini deniyor ve günlük hayatın içinden kentimizin tarihçesinde çoğu kez gözardı edilen bir kesiti olarak, yerel gelenekleri olan bir imparatorluk kenti olmanın yanı sıra, kente ait olan ‘misafir işçilerin’ deneyimlerini de aktarıyoruz.”