Güncelleme Tarihi:
ALMANYA Başbakanı Olaf Scholz, başkent Berlin’de ‘Göç Ülkesi Almanya: Katılım ve Saygı İçin Diyalog’ adıyla düzenlenen etkinlikte, göçmen kökenlilerin oluşturduğu sivil toplum kuruluşlarının (STK) temsilcileriyle hükümetin Alman vatandaşlığına geçme koşullarını kolaylaştırma planı hakkında görüş alışverişinde bulundu. Birden fazla vatandaşlığın demokrasiyi de güçlendireceğini savunan Scholz, Almanya’da kalıcı olarak yaşayan ve çalışan herkesin oy kullanma ve seçilme hakkına sahip olmasının bu toplumun bir parçası olma hissini artıracağını söyledi. Scholz, “Demokrasiyi siyasi katılım güçlendirir ve yaşatır. Kökeni, ten rengi ve dini inançlarından bağımsız olarak tüm hak ve sorumluluklarıyla burada yaşayan herkes ülkemizin bir parçası olabilmeli” dedi.
Almanya’da 22 milyondan fazla göçmen kökenli insanın yaşadığına ve bunlardan 9 milyonunun Alman vatandaşlığı bulunmadığına dikkati çeken Scholz, şunları söyledi: “Alman vatandaşlığına geçenlerin yüzde 60’ı eski vatandaşlıklarını da korumaktadır. Bu gerçek ışığında birden fazla vatandaşlığa karşı çıkılmasını anlayamıyorum. Almanya’nın bir göç ülkesi olduğu artık tartışılmaz. Biz de bu gerçek ışığında politikalar üretip hayata geçirmeliyiz. Geride bıraktığımız yüzyıl Almanya’dan birçok insan başka ülkelere göç etti. Hamburg ve Bremen limanlarından gemilere binip başka ülkelerin yolunu tuttu. Ama 1950’li yılların ortalarından itibaren durum değişti. İnsanlar Almanya’ya geldiler. Birçok insan için Almanya umut ülkesi oldu. Buraya gelen insanlar Almanya’nın kalkınmasına, politik ve ekonomik istikrarın korunmasına, gelişmesine önemli katkılarda bulundular. Zamanla ülkemizin ihtiyacına göre başka iş kollarında çalışacak insanlar geldi. Sağlık ve bakım alanlarında görev üstlenen bu insanlar toplumsal dayanışmayı da güçlendirdi. Bugün Almanya’da çalışan 45 milyon insan vardır. Bu, ülkenin tarihinde ulaşılan en yüksek rakamdır. Açık iş yeri sayısı da artmaktadır. Ama buna rağmen ülkemizin kalifiye elemanlara ihtiyacı vardır. Bu insanların burada kalmaları için bazı yasal düzenlemeleri kolaylaştırmalıyız. Yaşlanan nüfusumuz emeklilik sistemine baskıyı artıracaktır. Kalifiye eleman açığının kapatılması için göç kaçınılmaz.”
Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser (SPD) de hükümetin çifte vatandaşlık hakkı verilmesi planını savundu: “Başbakan Scholz’un söylediği gibi Alman vatandaşlığına geçenlerin yüzde 60’ı eski vatandaşlıklarını da koruyor. O halde diğer yüzde 40 neden bu haktan mahrum bırakılmalı. Özellikle bu ülkenin kalkınmasına ve Almanya’nın bugünkü refah düzeyine ulaşmasına önemli katkılarda bulunan ‘Gastarbeiter’ (misafir işçi) nesline daha kolay Alman vatandaşı olabilme yolunu açacağız. Biz, insanların bizim değerlerimizi kabullenmesinden ve değerlerimize saygı göstermesinden memnuniyet duyarız.” Faeser, yeni yasal düzenlemenin gelecek yıl yaz aylarında hayata geçeceğinden hareket ettiğini belirtti.