Birazcık minnet, birazcık saygı
Güncelleme Tarihi:
Almanya’da 8 Aralık 2021’de iktidara gelen SPD, Yeşiller ve FDP’nin bir gün önce imzaladıkları Koalisyon Sözleşmesi’ne bakıyorum. 178 sayfadan oluşan Koalisyon Sözleşmesi’nin 118’inci sayfasında, “Modern bir Vatandaşlık Yasası yaratacağız. Çoklu vatandaşlık imkânı sağlayıp, Alman vatandaşı olmayı kolaylaştıracağız. Genelde 5 yıl, çok iyi uyum sağlanmış olunması halinde 3 yıl ikâmetten sonra vatandaşlık mümkün olmalı. 3 yıl ikamet edenlere yerleşim hakkı verilmeli. Ebeveynlerden birinin yasal olarak 5 yıl Almanya’da yaşamış olması durumunda, burada dünyaya gelen çocukları doğuştan Alman vatandaşı olacak...” denilmektedir.
PANDEMİ belası bitmeden Rusya’nın Ukrayna’da açtığı savaş nedeniyle bu konuda uzun süre ses çıkmadı.
Ancak iktidara geldikten yaklaşık bir yıl sonra, kasım ayında SPD’li Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser, “Yasa Tasarısı neredeyse tamam” açıklamasında bulundu.
Bu yıl ocak ayı başlarında da Bakan Faeser’in ‘Vatandaşlık Yasası Tasarısı Taslağı’nı ilgili bakanlıklara gönderdiği resmen açıklandı.
Koalisyon Sözleşmesi’nde yer alan şekilde taslak tasarıda, Alman vatandaşlığına geçme başvurusunda bulunabilmek için 8 yıl olan Almanya’da yasal olarak yaşama süresinin 5 yıla düşürülmesi yer aldı.
Hatta okullarda ve meslek eğitimlerinde çok başarılı olanlar ile iyi uyum sağlayanlar ve yardım kuruluşlarında fahri olarak çalışanlar için bu sürenin 3 yıl olması da.
Alman vatandaşlığına geçenlerden kendi vatandaşlıklarından feragat etmelerinin istenmemesini içeren ve böylece ‘çoklu vatandaşlık’ yolunu tamamen açan tasarıda, ebeveynlerden birinin en az 5 yıldır (şu anda 8 yıl) Almanya’da yaşamış olması halinde, burada dünyaya gelen çocuklarına doğuştan Alman vatandaşlığı verilmesi ve ebeveynlerinin vatandaşlıklarını korumaları da yer aldı.
İLK İTİRAZ YİNE CDU/CSU’DAN
Tasarıda aynı zamanda, Almanya’nın şu andaki refah düzeyine ulaşmasında çok önemli katkılarda bulunan ve ‘Gastarbeiter’ (misafir işçi) olarak bilinen 67 yaş üzeri birinci ve ikinci kuşağın vatandaşlık testinden muaf tutulması ve Almanca bilme koşulu aranmamasına da yer verildi.
Tabii daha önceki dönemlerde de olduğu gibi, bu yöndeki girişime ilk itiraz yine CDU/CSU’dan geldi.
SPD ile Yeşiller’in, 1998 yılında Gerhard Schröder başbakanlığında oluşturduğu koalisyon hükümetinin ‘çifte vatandaşlığı’ da içeren Alman Vatandaşlık Yasası’nda reformu Eyaletler Meclisi’nde engelleyerek geçit vermeyen CDU/CSU, yine oyun bozanlık etti.
CDU Genel Başkanı ve CDU/CSU Federal Meclis Grup Başkanı Friedrich Merz, “Alman vatandaşlığı çok değerlidir. Bu konuda çok titiz davranılmalıdır” diyerek ‘çifte vatandaşlığa’ karşı çıktı.
CSU Federal Meclis Grup Başkanı Alexander Dobrindt de “Alman vatandaşlığına geçişin kolaylaştırılması uyuma katkı sağlamaz, aksine kaçak göçü körükler” açıklamasında bulunurken, hükümeti ‘Alman pasaportunu değersizleştirmekle’ suçladı.
FDP DE BAŞKA BİR KONUYA TAKILMIŞ
Hükümet ortağı FDP de genelde Alman vatandaşlığına geçebilme süresinin kısaltılmasına ve birden fazla vatandaşlık imkânı verilmesine sıcak bakarken, kafayı 67 yaş üzerindekilere ‘vatandaşlık testi’ uygulanmaması ve Almanca bilme zorunluğu aranmaması planına taktı.
Federal İçişleri Bakanlığı öncülüğünde hazırlanan taslakta, Almanya’nın kalkınmasına ve bugünkü refah düzeyine ulaşmasına katkılarından dolayı ‘Gastarbeier’ (misafir işçi) kuşağına böyle bir ‘kıyak’ çekilmesi özellikle vurgulandığı halde, FDP’nin bu yaklaşımını anlamak mümkün değildir.
Resmi verilere göre 67 yaşın üzerinde olan ‘misafir işçi’ kuşağının 2/3’ü Alman vatandaşı değildir.
SPD’li Başbakan Olaf Scholz, “Ülkemizde Alman vatandaşlığı olmayan 9 milyon insan yaşamakta ve çalışmaktadır. Demokrasi katılımla yaşar. Sürekli olarak burada yaşayan ve çalışan, seçme ve seçilme hakkına sahip olmalı, tüm hak ve görevleriyle, kökenine, ten rengine ve dini inançlarına bakılmaksızın, bu ülkenin bir parçası olmalı” diyerek Vatandaşlık Yasası’nda planlanan reformu savunmaktadır.
*
Evet...
Modern Vatandaşlık Yasası’nın bu yılın ortalarına kadar hayata geçirilmesi planlandığı halde, şu anda tam bir suskunluk hâkimdir.
Hükümet ortağı FDP’nin ‘yan çizmesi’ hiç şüphesiz bunda etkin bir rol oynamaktadır.
67 yaş üzeri ‘Gastarbeiter’ kuşağı reform yolunda bir engel değildir.
Liberal bir parti olan FDP’li politikacılar da şunu iyi bilmelidir.
Aralarında çok sayıda Türk vatandaşının da bulunduğu ‘Gastarbeier’ kuşağı gece gündüz demeden, yıllarca 3 vardiya çalışarak bu ülkeyi birlikte şekillendirmiş, bu ülkenin ve toplumun bugünkü refah düzeyine ulaşmasına sonsuz katkıda bulunmuştur.
Almanya’nın bu insanlara minnet borcu vardır.
İşte o nedenle de “Birazcık minnet, birazcık saygı” diyoruz.
Yalnız FDP’lilere değil, CDU/CSU’lulara da...