Birazcık dürüst olun
Güncelleme Tarihi:
Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da 6 Ekim’de Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi düzenlendi. Zirveye 27 Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkenin yanı sıra Türkiye, Balkanlar ve Doğu Avrupa’daki aday ülkeler ile AB’yi terk eden tek ülke İngiltere’nin hükümet ve Devlet Başkanları katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da oradaydı.
Zirve öncesi Alman medyasına verdiği demeçlerde, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Belarus Lideri Aleksandr Lukaşenko’nun ‘suç ortağı’ olduğunu ileri sürerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yüz verilmemesini istedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yunanistan’ın toprak bütünlüğünü sistematik olarak tehdit ettiğini iddia ederek “Erdoğan’la her şey dobra dobra konuşulmalı” dedi.
Tabii “Türkiye’nin AB üyeliğinin artık masada olmadığı da” demeyi de ihmal etmedi.
Almanya’da Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi’nin (CDU) ‘kardeş parti’ konumundaki Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Genel Başkan Yardımcısı da olan Manfred Weber, yıllardır Türkiye karşıtı bir tutum sergilemektedir.
Nitekim 2019 yılındaki Avrupa Parlamentosu seçimlerine lider aday olarak katılan Weber, Türkiye ve İslam karşıtı politikayla oy avcılığı yapmıştır.
DÜRÜSTLÜK BİR ERDEMDİR
Bavyera’da düzenlen bir etkinlikte, “Herkes Türkiye ile iyi ilişkiler istiyor, herkes birlikte yakın çalışmak istiyor. Ama eğer ben Avrupa Komisyonu Başkanı olursam, Brüksel’deki makamlara Türkiye’nin üyelik görüşmelerini durdurma talimatı vereceğim” demiştir.
Aynı dönemde Atina’da katıldığı bir seçim kampanyasında, “Türkiye hiçbir zaman AB üyesi olamayacaktır. Bunu netleştirelim” demiştir.
Tabii seçimlerden EPP en güçlü kanat olarak çıktığı halde, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un karşı çıkması üzerine CSU’lu Manfred Weber değil, dönemin Almanya Başbakanı Angela Merkel’in de destek verdiği Ursula von der Leyen AB Komisyonu Başkanı olmuştur.
Weber, Atina’daki konuşmasında “Birbirimize karşı dürüst olmamız gerekiyor” da demiştir.
Evet...
Dürüstlük bir erdemdir.
Bireyler gibi devletlerin de birbirlerine karşı dürüst olmaları gerekir.
Ama AB’nin Genişlemeden Sorumlu eski Komiseri Alman politikacı Günter Verheugen’in “Biz AB olarak Türkiye’ye dürüst davranmadık” itirafı dün olduğu gibi bugün de hâlâ geçerlidir.
Bunu hiç şüphesiz Manfred Weber de bilmektedir.
Türkiye, şu andaki AB’nin ‘anası’ konumunda olan ve 1957 yılında kurulan Avrupa Ekonomik Topluluğu’na (AET) 31 Temmuz 1959 tarihinde resmen ortaklık başvurusunda bulunmuştur.
Almanya, Belçika, Fransa, Hollanda, İtalya ve Lüksemburg ‘altılısı’nın oluşturduğu AET ile Türkiye arasında 12 Eylül 1963 tarihinde imzalanan ve 1 Aralık 1964’te yürürlüğe giren Ankara Sözleşmesi’ne o dönemde Almanya’da iktidarda olan CDU/CSU tam destek vermiştir.
TÜRKİYE AVRUPA’YA AİTTİR’
AET adına Ankara Sözleşmesi’ne imzayı ilk Komisyon Başkanı olan CDU’lu Alman politikacı Walter Hallstein atmıştır.
Hallstein o günkü konuşmasında, “Türkiye Avrupa’ya aittir. Bir gün son adım atılmalı ve Türkiye eşit haklara sahip üye olarak AET’de yerini almalıdır” demiştir.
Türkiye’ye 1999’da Helsinki Zirvesi’nde adaylık statüsü verilmiş ve 3 Ekim 2005 tarihinde Lüksemburg’da yapılan Hükümetlerarası Konferans ile Türkiye resmen AB’ye katılım müzakerelerine başlamıştır.
Türkiye’nin Ankara Sözleşmesi’ne imza attığı dönemde üye sayısı 6 olan AET sonradan Avrupa Birliği (AB) adını alırken, üye sayısı 28’e yükselmiştir.
İngiltere’nin gönüllü olarak terk etmesiyle üye sayısı 27’ye düşen AB, Türkiye’yi tam 59 yıldır kapıda bekletmektedir.
Demokratik, ekonomik ve sosyal konumları Türkiye’den daha iyi olmayan birçok ülke CDU/CSU’nun da desteğiyle AB üyesi olmuştur.
“Türkiye hiçbir zaman AB üyesi olamayacaktır” diyen Manfred Weber ve kendisi gibi düşünenler acaba kendi kendilerine “Türkiye’ye CDU/CSU da tam üyelik sözü verdi. Ama zamanla tutum değiştirdik. Türkiye’ye dürüst davranmadık. Hâlâ da davranmıyoruz” diye soruyorlar mı?
Hıristiyanlık değerlerinin başında dürüstlük gelmektedir.
Bu mudur ‘koyu Katolik’ Manfred Weber ve onun gibilerin dürüstlük anlayışı?
“Ne olur birazcık dürüst olun!” diyoruz...