Biralı seçim

Güncelleme Tarihi:

Biralı seçim
Oluşturulma Tarihi: Eylül 28, 2009 00:00

ŞU sıralar yolunuz Münih’e düşerse, gördüğünüz manzara karşısında sakın şaşırmayın. Kentte olağanüstü bir hal var. Derin dekolteli, rengarenk parlak giysili kızlar ve kısa deri pantalonlu erkekler kenti istila etmiş durumda.

Haberin Devamı

Sokaklarda ellerinde bira şişeleri, güle oynaya bir insan seli akıyor ve insanlar yanından geçenlerle, eski bir dostla karşılaşmış gibi bira şişesini tokuşturup şakalaşıyor. Herkes bir düğün havası içinde. Kentin yabancısıysanız ve dünyanın en büyük bira festivali Oktoberfest’ten de haberiniz yoksa, havadaki bira kokusundan bile bu kentte büyük bir şölen olduğunu hemen anlayacaksınız.


***


Bunun yanında gözleri kaymış, yan yan yürüyen, ayakta duramayıp bir kenarda tutunmuş, başı aşağı sarkık, sanki nerede olduğunu, ne yaptığını hatırlamak için derin derin düşünen insan manzaraları. Can kurtaranların kulakları tırmalayan aralıksız acı siren sesleri sizi bir anda bu şölen havasından koparıp korkutmasın. Bunlar bira cesedi taşıyorlar. Bira cesedi “biradan zom olmuş, bayılmış insan” anlamına geliyor. Acilen hastaneye yetiştirilip midelerinin yıkanması gerekiyor. Zaten kentte sarhoş dolaşmamak pek mümkün değil, havada bira kokusu hakim. Bu yönüyle bakıldığında burası sarhoşlar kenti de diyebilirsiniz. İki hafta süren Bira Festivali boyunca insanlar alabildiğine sarhoş olma, nara atma, bağırma özgürlüğüne sahip. Tüm bunlara rağmen, “nasıl olur da bu kent bu kadar temiz olabilir” diye sormayın, çünkü Bira Festivali boyunca kentin metro istasyonları ve sokakları her gece yıkanıyor.


***

Haberin Devamı

Bira Festivali Oktoberfest’in yapıldığı alanda ise tamamen çılgın bir hava hakim. İnsanlar 10 bin kişilik bira çadırlarına girebilmek için sabahın saat 7’sinde kuyruğa giriyorlar. Öğleden sonra bira çadırına rezervasyonsuz girmek mümkün değil. Binlerce insan, dumanlı, gürültülü dev bira çadırlarında üstü beyaz köpüklü, sarı biralarla dolu bir litrelik cam bardaklar önünde hep birlikte hop oturup hop kalkıyor. Sonra kol kola verip oturduğu yerde bir sağa bir sola sallanarak orkestra eşliğinde “yarasın, yarasın” anlamına gelen “ein Prosit, ein Prosit” nakaratını tutturuyor. Bira çadırlarındaki bu manzara insana Anadolu’da antik çağda bağ bozumunu kutlamak için şarabın ve esrikliğin tanrısı Dionisus adına yapılan şarap festivallerini anımsatıyor.


***

Haberin Devamı

Bira bir Alman buluşu değil, ama birayı dünya çapında bir içki haline getirenler hiç şüphesiz Almanlar. Bu yıl 176.’sı yapılan Münih Bira festivali 200 yıllık bir geçmişe sahip. 1810 yılında Bavyera Prensi Ludwig ile prenses Therese’nin dillere destan düğünlerinin anısına yapılan Bira Festivali zamanla bir halk şenliğine dönüşüyor. Savaş yılları hariç her yıl düzenli yapılıyor. Ama ünü Almanya sınırları dışına taşan Bira Festivali artık bir halk şenliği olmaktan çoktan çıktı ve tamamen uluslararası bir ticarete dönüştü. Bir litre biranın fiyatı 8.40 Euro’dan başlıyor, bir yarım piliçin fiyatı ise 13.50 Euro’ya kadar çıkıyor.


Bugün Almanya sandık başına gidiyor. Ama Alman basını seçim haberlerinden daha çok Münih’teki uluslararası Bira Festivaline yer verdi. Çünkü bu yılki seçim kampanyaları sönük ve sıkıcı geçti. Dileriz sandıktan dört yıl sürecek sıkıcı bir hükümet çıkmaz.


Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!