Güncelleme Tarihi:
İNGİLTEREde bu ödülü kazanan ilk Türk olan Şekercioğlunun 11 finalist arasından birinci olan projesine, iki yıl boyunca projenin finansmanında kullanılmak üzere 60 bin sterlinlik para ödülü verildi.
Dünyadan 100den fazla projenin katıldığı ve 11 projenin finale kaldığı yarışmada ödül kazananlar, Londrada düzenlenen ve onur konuğu olarak Prenses Annein katıldığı gecede ödüllerini, Prenses ve Whitley Vakfının başkanı olan çevreci iş adamı Edward Whitleynin elinden aldı.
Royal Geographical Societyde düzenlenen törende, Çağan Şekercioğluna birincilik ödülünü Kraliçe İkinci Elizabethin kızı Prenses Anne verdi.
Yaklaşık 350 seçkin konuğun katıldığı gecenin sunuculuğunu BBC belgesel sunucusu Sir David Attenborough yaptı.
Şekercioğlu, iş adamı Whitleynin, kızı Ellanın 15 yıl önceki doğumunun ardından kurduğu vakıf aracılığıyla her yıl çevre alanındaki projelere ödül verdiği bu bilimsel yarışmada ödülü kazanmaktan büyük onur ve mutluluk duyduğunu belirtti.
Ödülün kendisi için büyük sürpriz olduğunu belirten Şekercioğlu, "Mutluluğumu kelimelerle ifade etmekte zorlanıyorum. Aileme haber verme fırsatı bulamadım. Sanırım onlar da TV haberlerinden öğrenecek dünyanın en prestijli, İngilterenin en önemli çevre ödüllerinden biri aldığımı" dedi.
Şekercioğlu, törenin ardından düzenlenen resepsiyon sırasında da Prenses Anne ile sohbet etti ve ona Karstan getirdiği kaşar peynirini armağan etti. Prenses, bu çok özel armağanı mutlaka tadacağını söyleyerek teşekkür etti. Şekercioğlu, Prensese Kuzey Doğa Derneğinin çıkardığı "Kuyucuk Kuşları Takvimi" ile "Iğdır Kuşları" posteri de hediye etti.
Bangladeş, Borneo, Brezilya, Çin, Guetemala, Haiti, Hindistan, Şili ve Perudan diğer çevrecilerin de ödül kazandığı ve toplam 350 bin sterlin para ödülünün dağıtıldığı gecede konuşan Whitley Vakfı Başkanı Edward Whitley, vakfın amacının çevreye hizmet eden, doğayla insanın birlikte var olmasına yardımcı olacak bir gelecek için çalışan kişilerin bulunup desteklenmesi olduğunu bildirdi.
Bu anlamda Çağan Şekercioğlunun büyük bir değer oluşturduğunu belirten Whitley, Harvard ve Stanford üniversitelerinde öğrenim gören Şekercioğlunun, doğa alanında çalışmalar yapmak için parlak bir Wall Street kariyerini reddettiğini ifade etti.
Şekercioğlu, üzerinde çalıştığı Kars-Iğdır doğal zenginlik projesinin kurucusu olduğu Kuzey Doğa Derneğine ait olduğuna ve Karsta Sarıkamış ormanında yaşayan ayı ve kurtların nüfuslarının hesaplanmasından, Karsta Kuyucak gölü ve Aras nehrindeki kuşların halkalanarak göç hareketlerinin izlenmesine kadar birçok bilimsel çalışma yürüttüğünü söyledi.
Bu çalışmaları sırasında Kars Valiliği, Kars Belediyesi, Çevre ve Orman İl Müdürlüğü, Milli Eğitim İl Müdürlüğü başta olmak üzere bölge belediyeleri, Arpaçay Kaymakamlığı, Kafkas Üniversitesi, Kuyucuk köyü başta olmak üzere birçok kişi ve kurumun kendilerine yardımcı olduğunu belirten Şekercioğlu, Whitley referans mektuplarını yazan Kars Valisi Mehmet Ufuk Erden, Prof. Ali Demirsoy ve Prof. Gerardo Ceballosun bu sonuçta büyük payları bulunduğunu bildirdi.
PROJENİN AMACI
Dr. Şekercioğlu, Kuyucuk gölü projesinin amacının yerel halkla işbirliği içinde doğayı korumak, çevre eğitimi verilmesini sağlamak, ekolojik araştırma kapasitesini geliştirmek, bölge halkına doğa turizmi başta olmak üzere, doğayı koruma tabanlı sürdürülebilir gelir kaynakları sağlamak olduğunu ifade etti.
Kuyucuk Gölünün Karsın kuşlar açısından en önemli sulak alanı olduğunu belirten Şekercioğlu, Kuyucukun, deniz seviyesinden 1627 metre yükseklikte, etrafı steple çevrili, cennet gibi bir göl olduğunu söyledi.
Gölde aynı anda 30 binden fazla kuş sayabildiklerini kaydeden Çağan Şekercioğlu, bugün itibarıyla gölün çevresinde 162 farklı kuş türünün yaşadığını bildirdi. Bunların bir kısmının Karsta ilk kez görüldüğünü, 8 türe ise Doğu Anadoluda ilk kez rastlandığını belirten Şekercioğlu, projeyle, gölü tehdit eden ve aşırı otlatma yüzünden oluşan, içinde ve çevresindeki sazlık, çalı ve ağaç türü bitki örtüsünün kalmaması tehdidinin ortadan kaldırılmasının hedeflendiğini anlattı.
Gölün çevresindeki üç köyde toplam 5500 baş hayvan bulunduğunu ve bunların gölün çevresindeki 7-8 kilometrelik şeritte otladığını söyleyen Şekercioğlu, "Bu yüzden göldeki göldeki kuşların yaşamını sürdürüp emniyetle üreyebileceği bitki örtüsü yok olmuş" dedi.
Gölün suyunun şimdilik temiz olduğunu, ancak Kars çayı üzerinde yapılması planlanan barajın bitirilmesinden sonra bölgedeki tarımın hareketlenmesi ve gübre kullanımının artmasıyla gölün suyundaki nitrat-fosfat oranlarının artabileceğini belirten Şekercioğlu, bunun sonucunda yosun patlaması olması tehlikesine de dikkat çekti.
Bunun önlenmesi için gölün çevresindeki sazlıkların mutlaka çoğaltılması gerektiğini belirten Şekercioğlu, "Bu sazlık alan, tarlalardan gelen nitrat-fosfatı da daha çok saza çevirecek, göle gelen suları filtre edip, gölün temizliğini koruyacak" diye konuştu.
Şekercioğlu, gölün çevresindeki sazlığın restorasyonunun bu açıdan büyük önem taşıdığını vurguladı.
Bu ve benzeri projeler sayesinde korunması planlanan Kuyucuk Gölü ve çevrenin diğer doğal zenginliklerinin, bölgedeki turizmi hareketlendireceğine inandıklarını, bu amaçla ilk olarak Kuyucukta boş tutulan bir ilkokulun valilik tarafından pansiyona çevrilmek üzere kendilerine devredildiğini ifade eden Şekercioğlu, bu pansiyonun da köylülerce işletileceğini bildirdi.
Şekercioğlu, bölge halkının işbirliğine dayanmayan çevre projelerinin fazla başarı şansı olmadığına inandığını da ifade etti.
ŞEKERCİOÐLU
Robert Lisesinin ardından Harvard Üniversitesinde biyoloji ve antropoloji okuyan Çağan Şekercioğlu, doktorasını da Stanford Üniveristesinde biyoloji ve ekoloji alt dalında tamamladı.
Stanford Üniversitesi Çevre Bilim Merkezinde çalışan, yılın 4-5 ayını da Karsta geçiren Şekercioğlu, aslen Balıkesirli bir ailenin oğlu.
Babası model uçak üreten bir firmanın sahibi, annesi ise THYden emekli olan Çağan Şekercioğlu, "kuşlara ve uçmaya ilgisinin aileden geldiğini" belirtiyor.
Çağan adının eski Türkçede şahin anlamına geldiğini, kardeşinin adının da Doğan olduğunu söyleyen 32 yaşındaki Şekercioğlu, dünyada yaşayan kuşların ekolojisi üzerinde en geniş veri tabanına sahip kişi olduğunu, kuşları koruma ve araştırma amaçlı olarak kurulmuş dünyanın en büyük kuruluşlarından biri olan İngilteredeki Bird Life Internationalın bile bu veri tabanını paylaşmak istediğini kaydediyor. Şekercioğlu, dünyadaki 34 biyoçeşitlilik noktasından, üçünü noktasını barındıran Türkiye gibi bir ülkede doğmasının da kendisi için şans olduğunu vurguluyor.
Şekercioğlu, kuşlarla ilgili araştırmaları için çok genç yaşlarından beri bütün dünyada seyahat ettiğini de belirterek, belli kuş soyları tükenmeden tümünü görme ve görüntüleme isteğinin bu seyahatlere çıkmasına önemli bir neden oluşturduğunu anlatıyor.