Bir rüya gerçekleşti

ABD'DE ırkçılığa ve eşitsizliğe karşı yıllarca mücadele veren yurttaş hakları hareketi lideri Martin Luther King, zihinlere yerleşen “I have a Dream” (Bir rüyam var) (Bir hayalim var) konuşmasını bundan 45 yıl önce 28 Ağustos 1963 tarihinde yaptı. 4 Nisan 1968'de Tennessee eyaletinin Memphis kentinde uğradığı silahlı bir saldırı sonucu yaşamını yitiren zenci rahip, bu tarihi konuşmasında şöyle diyordu: Bir rüyam var. Gün gelecek, eski kölelerin evlatlarıyla eski köle sahiplerinin evlatları, Georgia’nın kızıl tepelerinde kardeşlik sofrasına birlikte oturacaklar. Bir rüyam var. Gün gelecek, dört küçük çocuğum, tenlerinin rengine göre değil, karakterlerine göre değerlendirildikleri bir ülkede yaşayacaklar. Bir rüyam var. Gün gelecek, Alabama eyaleti, valisinin ağzından hep müdahale etme ve izin vermeme yönünde sözler dökülen o eyalet, küçük siyah oğlanlarla küçük siyah kızların, küçük beyaz oğlanlarla ve küçük beyaz kızların el ele tutuşup kardeşçe birlikte yürüdüğü bir yere dönüşecek. İşte Martin Luther King'in bu rüyası tam anlamıyla gerçekleşti. ABD'nin tarihinde ilk kez, eski kölelerin evlatlarından biri olan Barack Obama Beyaz Saray'a yerleşti. 47 yaşındaki Barack Obama ABD'nin Başkanı oldu. Martin Luther King'in rüyasının gerçekleşmesinde önemli bir rol oynayan ABD'nin 35'inci Başkanı John F. Kennedy göreve geldiğinde ilkokul 4. sınıftaydım. 20 Ocak 1961 tarihinde düzenlenen devlet törenini evimizdeki bataryalı dev radyodan “izledim”, daha doğrusu kulağımı adeta radyonun içine sokarak dinledim. ABD'nin 44. Başkanı Barack Obama önceki gün, yani 20 Ocak 2009 tarihinde Orta Avrupa Saatiyle 18.04'de sağ elini kaldırıp yemin ederken yoldaydım. Yemin töreni ve yaşanan coşkuyu otomobildeki televizyon ekranından hem izledim hem de dinledim. Evet, bilgi çağındaki bu teknik devrim sayesinde tüm dünya ABD'deki bu toplumsal devrimi izleme imkanı buldu. Evet, Martin Luther King'in rüyası “Bir rüyam var” konuşmasından tam 45 yıl sonra gerçekleşti. Şüphesiz, bugün 15 milyona yakın göçmen kökenli insanın yaşadığı 82 milyon nüfuslu Almanya'da da Martin Luther King gibi aynı rüyayı gören çok insan vardır. Bu insanlar haklı olarak, yerli-yabancı ayırımının yapılmadığı, farklı dinden, farklı tenden ve farklı kültürden olduklarından dolayı dışlanmayan, ırkçılık ve yabancı düşmanlığının yaşanmadığı, her alanda eşit hak ve imkanların verildiği bir Almanya rüyası görmektedir. Aslında bu, rüya olmaktan çıkmalı... Bu toplumsal gerçek, bu ülkede gerçek olmalı... Hem de en kısa zamanda.