Bir polisin itirafları: ‘Bugün birkaç zenciyi kontrol edelim’
Güncelleme Tarihi:
Berlin merkezli Taz gazetesi, Bremen polis teşkilatında görevli bir polisin ifadelerine dayanarak, polis teşkilatındaki bazı polislerin yabancılara karşı nasıl davrandıklarını yazdı.
ALMANYA’da polis içinde yabancılara karşı zaman zaman ırkçılık düzeyinde önyargılı yaklaşımlar sürekli gündeme geliyor. Ancak bu konuda çok az araştırma olduğu için gerçek tablo ortaya çıkarılamıyor. Polislin sert ve önyargılı müdahalesine yönelik hukuksal girişimlerden de çoğunlukla bir sonuç çıkmıyor veya polisin lehine sonuçlanıyor. Ancak NSU 2.0 imzalı tehdit mektuplarının gönderildiği kişilerin özel bilgilerinin Frankfurt’taki bir polis karakolundaki verilerden alındığının ortaya çıkması, polisteki ırkçı ve aşırı sağ yapılanmayı tartışılır hale getirdi. Yapılan soruşturmalar kapsamında farklı eyaletlerdeki bazı polislerin kendi aralarındaki sohbet yazışmalarında ırkçılığa varan ve hatta aşırı sağ söylemlerin yer aldığı ifadeler kullandığı da ortaya çıktı. Berlin merkezli Taz gazetesi Bremen polis teşkilatında görevli bir polisin ifadelerine dayanarak, polis teşkilatındaki bazı polislerin yabancılara karşı nasıl davrandıklarını yazdı.
‘POLİSE KARŞI PROVOKE EDİYORLAR’
Gerçek ismi gizli kalmak şartıyla ismi Jürgen G. olarak tanıtılan polis memurunun ifadeleri ise bazı polislerin yabancı düşmanlığına varan tutumlarını gözler önüne serdi. Jürgen G., Bremen polis teşkilatındaki polislerin yüzde 20 ile 30 arasındakinin ırkçı yaklaşımları olduğunu belirtti. Bu polislerin sokakta sadece ten renginden dolayı insanları kontrol ettiklerini kaydeden Jürgen G., bazı meslektaşlarının daha da ileriye giderek, göreve giderken, “Bugün birkaç zenciyi kontrol edelim“ ifadelerini kullandıklarını belirtti. Jürgen G. daha da ürkütücü bir iddiada bulunarak, polislerin bilerek yabancıları nasıl provoke ettiğini anlattı. Jürgen G., göçmen kökenli ailelere yönelik evde yapılan kontrollerde bazı polislerin babanın kulağına edilerek karısı hakkında çok çirkin sözler sözlediği ve onu polise karşı agresif olması için provoke ettiğini iddia etti. Polislerin, agresif tutum üzerine sert müdahalede bulunduklarını da kaydetti.
Ancak Jürgen G.’nin iddialarını ispatlayacak deliller bulunmuyor. Federal İçişileri eski Bakanı Horst Seehofer, polis teşkilatı bünyesinde ırkçılık ve aşırı sağ araştırmasına gerek olmadığı gerekçesiyle bu yöndeki talepleri geri çevirmişti. Seehofer, polislerin çok büyük çoğunluğunun anayasaya bağlı ve kurallar çerçevesinde hareket ettiğini belirtirken, önyargılı yaklaşımların istisna olduğunu belirtti. Jürgen G., ise bunların istisna durum olmadığını vurguladı. Birçok polisin başarılı ve iyi niyetle görevlerini yaptıklarını da belirten Jürgen G., ancak bu konuda sorunlu bir polis kültürü olduğunu ifade ederek, insanların kategorileştirildiğini vurguladı.
2014-2018 yılları arasında Bremen polis teşkilatında araştırma yapan Bremen Üniversitesi etnologlarından bilim insanı Frank Müller de polisin önyargılı tutumları olduğunu belirtti. Araştırma yaptığı dönemde birçok kez polisin çağrıldığı olay yerine gittiğini belirten Frank Müller, açık bir ırkçılık görmese de araştırmasında polisin stereotip oluşturduğunu gözlemlediğini ifade etti. Müller, polisin, belli halk gruplarındaki davranış biçimlerini kalıplaştırdığını ve ona göre hareket ettiğini ifade ederken, “Örneğin Polonyalılar şöyle, Ruslar böyledir gibi yaklaşımlar mevcut. Bu yaklaşımlar daha sonra somut bazı durumlarda sorun olabilecek düşünce kalıbı oluşturuyor“ dedi.
‘DURUMLARI İYİ YÖNLENDİREBİLİYORLAR’
Frank Müller de Jürgen G.’nin meslektaşlarının nasıl provoke ettiklerine yönelik iddialarına değinerek benzer deneyimler yaşadığını belirtti. Müller, polislerin her zaman tarafsız olmadığını ve özellikle çoğunlukla göçmenlerin yaşadığı yerlerdeki bazı sorunlu durumlarda çatışmayı çıkaracak bir ortam yarattığını belirtti. Müller, “Polisler mesleki deneyimlerinden dolayı durumları iyi yönlendirebiliyorlar” dedi.