Güncelleme Tarihi:
ANCAK, Ferda Ataman’ın ismi gündeme geldikten sonra malum kesim, bir kaşık suda fırtına kopardı. Ferda’yı neredeyse bu ülkenin bir numaralı düşmanı ilan ettiler.
Aslında tanıyanlar çok iyi bilir; Açık sözlü ve keskin dilli bir gazetecidir Ferda. Almancaya çok iyi hâkimdir ve ironiyi de çok iyi becerir.
İyi araştırır, doğru olduğuna inandığı şeyleri dile getirmekten kaçınmaz.
Sadece bu nedenle bile aday gösterildiği pozisyona en uygun isimdir Ferda Ataman.
Çünkü Almanya’nın, doğruları ve inandığını söyleyen siyasetçi ve kurum yöneticilerine ihtiyacı var, birilerinin hoşuna gidecek diye inandığı doğruları gizleyenlere değil.
SAĞ KESİM TAARRUZA GEÇTİ
İsmi anılmaya başladığından bu yana özellikle muhafazakâr ve sağ kesim Ferda Ataman aleyhine taarruza geçti. Bu tür saldırıların bir de komik yani var; Kendilerini göçmenlerin temsilcisi gibi gösteren ve kıymeti kendinden menkul birilerinin hemen ortaya çıkması.
Ferda Ataman’a karşı da boş durmadılar ve taarruza geçtiler.
Söylemleri bu kurum için uygun olmadığı yönündeydi.
Peki gerekçeleri ne?
Ferda’nın tweet’leri.
Ne demiş Ferda?
Almanya’da sağlık sektöründe göçmenlerin ayrımcılığa uğradığını gündeme getirmiş.
Bir başka paylaşımında da olaylara hep sağ gözleriyle bakma refleksine sahip ‘beyaz Almanları’, ironi yaparak ‘patates’ diye tanımlamış. Asıl buradan yola çıkarak Ferda’yı ‘istenmeyen isim’ ilan etmek istiyor ve suyu bulandırıyorlar.
Yıllarca söylemleriyle göçmenlerin ve Alman toplumunun çeşitliliğini savunan, demokratik kesimin sinir uçlarına basanlar, şimdi kendilerinin sinir uçlarına basılmış hissediyor.
GÖREVE GELECEK OLANIN İŞİ ZOR
Solingen, Mölln, Rostock, NSU, Halle ve Hanau katliamlarının ve olaylarının yaşandığı Almanya’da hiç kimse, kimseyi doğrudan ırkçılıkla suçlamıyor.
Buna kimsenin hakkı da yok.
Ancak yaşam içinde sadece göçmenlerin değil, eşcinsellerin, kadınların, transların ve diğer azınlıkların karşılaştığı ayrımcılıklar var. Hatta göçmenlerin kendi içinde de ayrımcılık sorunları var. Bunlarla mücadelele edilmesi gerekir.
Tüm bu hassas konuları kararlı bir şekilde ele alan ve iyi değerlendiren bir kuruma ihtiyaç var.
Her ne kadar; örneğin, ev ve iş yeri ararken karşılaşılan ayrımcılığı ispat etmesi çok zor olsa da bu kurumun işlemesi fevkalade önemli.
Aslında sadece Ferda Ataman için değil, bu göreve gelecek kişinin işi gerçekten çok zor olacak.
Ancak, iyi araştıran ve doğruları söylemeye çekinmeyen birisi bunun üstesinden gelebilir.
Neyse ki Alman siyasetinde sağduyu hâkim. Bugün yapılacak oylamada, sağduyunun hâkim geleceğine inanıyorum.