Güncelleme Tarihi:
BEN SATTIM, YARIŞ KAZANDI
2009 yılında Mustafa Türk’ün yarış atı alma düşüncesi beynine yerleşir. Önce bir tane alır ama yetmez ilk fırsatta bir tane daha alır. Fakat bir sorun vardır. Yarış atı beslemek pahalı. Aylık bin 200 euro masraf var. Veteriner ve nalbant masrafları hariç. Ama işler iyi giderken Baden Baden Eyaleti’nde bir yarış düzenlenir. Gerisini Mustafa Türk’ten dinleyelim:
“Ben marketten kilo ile keçi boynuzu alıp onu sarı üzüm, kılçıksız arpa, yumurta ve karamalz ile karıştırıp ata sabahları veriyordum. At acayip olmuş bakıcısı tutamıyorum diyordu. Neyse yarışa girdik. Benimki en önde gidiyor ama tam finiş çizgisinde sağdan ve soldan iki at sıkıştırınca benimki kafayı kaldırdı ve burun farkı ile ikinci oldu. Vay sen misin ikinci olan. Hanım başladı ‘Sat bunu, sat artık. Evin masrafından daha çok masrafı var bunun’ diye diye başımın etini yedi. En sonunda bir İtalyan aldı. Sonra internet üzeri 2 yarışını takip ettim birinci geldi ve sahibine 50 bin euro para kazandırdı ondan sonra da bakmadım zaten.”
ADINA YARIŞ YAPILDI
Mustafa Türk, Münih Hipodromu’nda yapılan bir yarışta atın eyerine ve jokeye Türk bayraklı tişört giydirmiş. Yarışı Türk bayraklı at kazanmış. Bu olay da haber olmuştu Hürriyet’e.
“Ben işimle adeta evliyim. En iyisini yapmaya çalışıyorum. Başka ülkelerden at sahipleri bizim sahalarda antrenman yaptırmak için tekliflerde bulunuyorlar. Bu yüzden yöneticilerim de beni bırakmak istemiyorlar. Daha bir kaç hafta önce 40’ıncı yılım nedeniyle adıma yarış düzenlediler. Bu benim için çok büyük bir onurdur.”
“Artık burası bizim için vatan oldu. Ne buradan, ne de güzelim Türkiye’den vazgeçtim diyemiyorum. Çocuklarım evlendi, torunlarımız var görmeden duramıyoruz” diyen Mustafa Türk, bir yandan da hipodrom alanında bir bahçe oluşturmuş ve hayat arkadaşı Hanife Türk ile biberden maydanoza sebze yetiştiriyor.
İiki kızı da okumuş Türk’ün; ikisi de anaokulu müdürü olmuşlar.
Biz hipodrom alanında bir yandan yürüdük bir yandan da böyle sohbet ettik. Ama o yine de boş durmadı ve bir yandan da işine baktı, çalışanları kontrol edip talimatlar verdi. Günde 15 ila 20 kilometre yürüyen Mustafa Türk’e emeklilik daha uzun yıllar görünmüyor gibi.