Bilinmeze yolculuk

DAHA Suriye’den Beşar Esad’ın Rusya’ya kaçtığı haberleri gelir gelmez, ana muhalefet Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partilerinden (CDU/CSU) “Suriyeli sığınmacıların burada kalmalarını gerektirecek bir neden kalmadı” sesleri yükselmeye başladı.
Evet...
Almanya’da 23 Şubat’ta yapılması öngörülen erken genel seçimler öncesi Suriyeli sığınmacıların sırtından oy avcılığı başladı.
İktidara göz diken CDU/CSU, “Zaman kaybetmeden Scholz hükümeti Suriyeli sığınmacıların geri gönderilmesi için bir ‘Geri dönüş planı’ hazırlamalı” çağrısında bulundu.
CDU/CSU’nun başbakan adayı Friedrich Merz de, “kardeş parti” CSU Genel Başkanı ve Bavyera Eyalet Başbakanı Markus Söder de, Scholz hükümetinin “Geri dönüş planı” hazırlamasını istedi.
CDU Genel Başkan Yardımcısı Jens Spahn, gönüllü olarak geri dönecek Suriyeli sığınmacılara 1000 Euro “dönüş primi” ödenmesini bile gündeme getirdi.
*
CDU/CSU Federal Meclis Grup Başkan Yardımcısı Andrea Lindholz, daha da ileri giderek, yalnız sığınmacı Suriyelilerin değil, sığınma başvuruları kabul edilmeyen ve Almanya’da ikamet izni bulunup da suç işleyen, suç işlemiş olan Suriyelilerin de geri gönderilmesini önerdi.
CDU/CSU’luların bu tutumuna en yoğun alkış sağ popülist Almanya için Alternatif’ten (AfD) geldi.
AfD, Spahn’ın “geri dönüş primi” önerisine karşı çıkarken, hiç para vermeden tüm Suriyelilerin geri gönderilmesini istedi.
Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Yeşiller’le oluşturulan koalisyon hükümetini terk eden Hür Demokrat Parti (FDP) ise uyum sağlamış, farklı alanlarda çalışan Suriyelilere Almanya’da ihtiyaç duyulduğunu hatırlatarak, burada kalmalarından yana olduğunu ilan etti.
Ancak FDP’nin yeni Genel Sekreteri Marco Buschmann, Almanya’nın dış politikasında önceliğinin Suriye ile ekonomik alanda iş birliğini geliştirerek yüzbinlerce Suriyeli’nin ülkelerine geri dönmeleri yolunun açılması olduğunu da gizlemedi.
SPD’li Şansölye Olaf Scholz ile Yeşiller’li Federal Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ise bu konuda daha sağduyulu bir tutum sergilediler.

974 BİN SURİYELİ VAR
Her şeyden önce Suriye’de iç barışın sağlanmasına ve demokrasinin yerleşmesine tam destek verdiklerini vurgularken, şu aşamada ülkedeki gelişmelerin beklenmesi gerektiğini savundular.
Bu nedenle de ana muhalefet CDU/CSU ile AfD’nin Suriyeli sığınmacıların geri gönderilmesi önerisine sıcak bakmadıklarını açıkladılar.
Haklılar da...
Suriye’de durumun ne olacağını bilmek ve tahmin etmek mümkün değildir.
Böyle bir ülkeye sığınmacıların geri gönderilmesi, “Bilinmeyene yolculuk” anlamına gelecektir.
“Bilinmeze yolculuk” anlamına gelecektir.
Resmi verilere göre, Almanya’da 974 bin Suriyeli yaşamaktadır.
Bunların 587 bininin politik ve insani nedenlerle Uluslararası Sözleşmeler çerçevesinde ikamet izini vardır.
150 binden fazla Suriye kökenli de Alman vatandaşıdır.
18 yaşından büyük olan Suriyelilerin yüzde 40’a yakını çalışmaktadır.
Sağlık alanında ve yaşlı bakım kuruluşlarında çalışan Suriyeli sayısı 34 binin üzerindedir.
Almanya genelinde 6 bine yakın Suriyeli hekim, 5 binin üzerinde hemşire ve hasta bakıcı görev yapmaktadır.
Alman Tabipler Odası’na göre Suriyeli hekimlerin büyük bir bölümü nüfusun yoğun olmadığı bölgelerdeki hastanelerde çalışmaktadır.
Bu insanların geri dönmeleri halinde, özellikle taşrada ciddi sıkıntılar yaşanacağı bal gibi bilinmektedir.
Kaldı ki, Almanya’da kalifiye eleman sıkıntısı yaşanmaktadır.
Hükümet, ülkeye yurt dışından nitelikli eleman gelmesi için yeni yasal düzenlemeleri hayata geçirmiştir.
*
Yapılan bilimsel araştırmalar, önümüzdeki yıllarda Almanya’da çok daha fazla kalifiye elemana ihtiyaç duyulacağını göstermektedir.
Böyle olduğu halde Almanya’ya uyum sağlamış, çalışan nitelikli eleman statüsündeki Suriyelileri geri göndermek, kaybetmek bu ülkenin de, bu toplumun da çıkarına değildir.
İşte bu nedenle de Şansölye Scholz haklı olarak “Ülkemize uyum sağlamış Suriyeliler burada kalmalıdır” demektedir.
Zaten son dönemlerde artan yabancı düşmanlığı ve ırkçılık, sağ popülist AfD’nin her geçen gün güçlenmesi, kalifiye elemanları Almanya’dan uzaklaştırmaktadır.
Evet...
Almanya’ya düzensiz göçün engellenmesi için gereken önlemler alınmalıdır.
Buna kimsenin itirazı olmamalıdır.
Ama ülkede yaşayan göçmen kökenliler ile gelecek göçmenlere “öcü” gözüyle bakılması Almanya’nın çıkarına olamaz.
Bu gerçek de unutulmamalıdır.