Güncelleme Tarihi:
Ailesi ve arkadaşları, herhangi bir sağlık sorunu olmayan Cowan’ın seyahat hazırlığındayken, Los Alamos’taki evinde düşme sonucu 92 yaşında öldüğünü belirtti.
Cowan, Manhattan Projesi’nden, Sovyetler Birliği’nin ilk nükleer denemelerini yaptığına ilişkin delilleri bulmaya, bilim ve eğitim sahasında çalışmalar yapan kar amacı gütmeyen Santa Fe Enstitüsü ile benzersiz açıkhava sahnesiyle New Mexico eyaletinin sembolleri arasına giren Santa Fe Operası’nın kurulmasına kadar pek çok sahada yürüttüğü bilimsel ve sosyal faaliyetlerle tanınıyordu.
Wocester Polytechnik Enstitüsü’nün kimya bölümünden mezun olduktan sonra fizik diploması sahibi olmak amacıyla Princeton Üniversitesi’nde çalışmalarını sürdüren Cowan, 1942’de ilk atom bombasını yapmak için oluşturulan yüksek gizliliği bulunan Manhattan Projesi’ne katıldı.
Daha sonra 1949’da Los Alamos Ulusal Laboratuvarı’nda bilim adamı olarak çalışmaya başlayan Cowan, kuruluşun kimya direktörlüğü ve laboratuvar araştırma direktörlüğü görevlerinde bulundu.
Cowan’ın 1984’te kurulmasına katkı sağladığı Santa Fe Enstitüsü’nün bildirdiğine göre, Manhattan Projesi çerçevesinde ülkenin çeşitli bölgelerinde kurulan araştırma tesislerinde ortaya çıkan sorunlara çözümler üreten Cowan, dünyada atom bombasının ayrı tamamlayıcı parçaları hakkında bilgi sahibi olan birkaç bilim adamından biriydi.
Los Alamos Ulusal Laboratuvarı’ndan yayımlanan biyografisine göre Cowan, 1949’da kurumda çalışmaya başladıktan sadece haftalar sonra, Sovyetler Birliği sınırı yakınından alınan örneklerdeki radyoaktif serpintiyi ortaya çıkarma çalışmalarını yönetti ve ekibiyle birlikte elde ettiği bulgular bu ülkenin nükleer silahlara sahip olduğunu gösterdi.
1956 yılına kadar dünyadaki az sayıdaki nükleer silah belirleme uzmanlarından biri olan Cowan, 1982’de eski ABD Başkanı Ronald Reagan döneminde Beyaz Saray Bilim Konseyi’ne atandı.
Los Alamos Ulusal Bankasının Üst Yöneticisi Bil Enloe, Cowan’ın ölümünün ardından yaptığı açıklamada, Los Alamos Ulusal Bankası’nın kurucusu olan ünlü bilim adamının hayırsever bir kişi olduğunu ve servetinin büyük bir kısmını tutkuyla bağlandığı hayır işlerine ayırdığını belirtti.