Oluşturulma Tarihi: Mayıs 18, 2016 09:17
“Biz SPD (Sosyal Demokrat Parti) ile her ne kadar baştan beri çok iyi hükümet etsek de, gelecek genel seçimlerden sonra mümkün mertebe bu ‘Büyük Koalisyon’ (Hıristiyan Demokrat-Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) ve SPD koalisyonu) devam etmemeli.” Evet, işte böyle diyor CDU/CSU Federal Meclis Grup Başkanı Volker Kauder.
Demokrasilerde hükümete karşı güçlü bir muhalefetin kaçınılmaz olduğunu söylüyor CDU’lu politikacı. Böyle bir durumda da farklı görüş ve düşüncedeki yurttaşların parlamentoda kendilerinin daha iyi temsil edileceklerini hissedeceklerini de.
Evet,
Almanya’da genel seçimler 2017 yılında yapılacak. Henüz tarih saptanmadı, ama muhtemelen eylül ayında. Partiler de politikacılar da daha şimdiden kafa yormaya başladılar.
Zaten doğal olanı da budur. Ancak son dönemlerde yapılan kamuoyu yoklamalarına bakıldığında,
Volker Kauder’in hesaplarının pratikte hayata geçirilmesinin o kadar da kolay olmayacağı görülmektedir.
Farklı kamuoyu araştırma enstitüleri tarafından yapılan anketler, Almanya’da bu hafta sonu genel
seçim olsa, CDU ile ‘kardeş parti’ olarak bilinen CSU’nun toplam oyların ancak yüzde 30-33’ünü alabileceğini göstermekte.
SPD’nin oy oranı yüzde 20-23 arasında. Yeşiller’in yüzde 11-15, Sol Parti’nin yüzde 9-10, Hür Demokrat Parti’nin (FDP) yüzde 5-8 oranında oy almasından hareket edilmekte.
Euro’ya da yabancılara da sığınmacılara da Müslümanlara da karşı olan sağ popülist parti Almanya için Alternatif’in (AfD) yüzde 5 barajını rahatça aşıp toplam oyların yüzde 10-14’ünü alması beklenmekte.
Bu veriler ışığında Kauder’in hesaplarının altüst olması kaçınılmaz gözükmektedir. Bu verilere göre CDU/CSU’nun ortaksız iktidar etmesi mümkün değildir.
CDU/CSU’nun yanına bir ortak olarak yeni bir hükümet kurması da mümkün değildir.
2005 yılından beri başbakanlık koltuğunda oturan CDU Lideri Angela Merkel’in koltuğunu koruyabilmesi için bu verilere göre ‘kardeş parti’ CSU’nun dışında en az iki ortağa daha ihtiyacı olacaktır.
Her ne kadar prensipte “Tüm demokratik partiler birbiriyle ortaklık edebilir” dense de, CDU/CSU’nun iktidar koltuğunu korumak için Sol Parti ile ortaklık etmesi en azından şimdilikkesinlikle mükün değil.
Böyle bir ortaklığın muhafazakar kanadı ‘küplere bindireceğini’ CDU ve CSU’lu politikacılar da çok iyi bilmekteler.
Sağ popülist AfD’ye diğer partiler gibi CDU/CSU’lu politikacılar da haklı olarak ‘öcü’ gibi bakmakta.
O halde ilk akla gelen olası ortak, 1949- 1966 ve 1982-1998 yılları arasında olduğu gibi 2009-2013 yıllara arasında da CDU/ CSU’nun ortaklık ettikleri FDP’dir.
Ama sandalye sayısı yetmeyeceği için bu durumda Yeşiller’e de ihtiyaç duyulacaktır.
‘Farklı telden çalan’ bu üçlünün ortaklık etmesi kolay olmayacaktır. Ama her şeyi ‘sineye çekerek’ uzlaşmaları da mümkündür.
SPD’nin ise hükümet kurabilmesi için en az üç ortağa daha ihtiyacı olacaktır. AfD’yi akıllarından bile geçirmeyecekleri için sosyal demokratların teorik olarak ancak Yeşiller, FDP ve Sol Parti’yle iktidara gelmeleri mümkündür.
Ama böyle bir ortaklık hayal bile edilemeyeceğine göre, bu aritmetik ışığında geriye ne kalıyor? Şu anda olduğu gibi 2017 yılındaki genel esçimlerden sonra da ‘Büyük Koalisyon’un (CDU/CSU-SPD) sürdürülmesi. Bunu Volker Kauder de bilmektedir. Hem de bal gibi...