Güncelleme Tarihi:
DÜZENİNİ Fransa’da kurup, 20 yıl doçentliğe kadar yükseldiği kariyer yolculuğunda maruz kaldığı psikolojik baskıları değerlendiren Çağ, 5 ay önce babasının rahatsızlığı nedeniyle ailesiyle birlikte Türkiye’ye dönerek, özel bir hastanede Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı olarak göreve başladığını söyledi. Türkiye’de kurmak istediği yaşama ayak uydurmaya çalıştığına dikkati çeken Çağ, Türk kimliğiyle Batı’da yaşadığı zorlukları anlattı:
‘PSİKOLOJİK BASKILARLA KARŞILAŞTIM’
“Eğitimimi İstanbul Tıp Fakültesi’nde tamamlayıp, Çapa’da uzmanlık yaptıktan sonra yurt dışına gittim. Fransa’da diplomamı kabul ettiler ama uzmanlıkla ilgili problemler vardı, onları da zamanla sınavlara girip-çıkarak hallettim. Kariyer deneyimimde pek çok psikolojik baskılar yaşadım. Eğer belli bir sistemin içerisine giriyorsanız Avrupa’da önünüz açılıyor, fakat bu açıklık da bir yere kadar. Örneğin, Fransa’da doçentliğe kadar sorun yaşamadım ama doçentliğe geldiğim zaman önüme birtakım engeller çıkarıldı. Doçentlik düşüncemden vazgeçirmek için moral bozucu bir sürü engellemeyle, psikolojik baskılarla karşılaştım. Avrupa’da yargı kararları her şeyi düzeltebiliyor ve her şeyin üzerinde yer alıyor. Ben de yargı kararıyla doçentliğimi aldıktan sonra Fransa’da önüm açıldı. Yaşadığım sorunlar, Türk kimliğimle ilintiliydi. Avrupa Birliği’nde kim olursa olsun engelleniyor, çünkü Avrupa Birliği, kendi insanını öne çıkarıyor. Dünyanın hemen her yerinde yaşanan bu durum, aslında akademik savaştır. AB dışındaysanız AB’nin içine göç etmek güçleşiyor ve çeşitli bariyerlerle karşılaşabiliyorsunuz.”
‘ÇOK BÜYÜK FARKLILIKLAR VAR’
“Türkiye, güzel, yeniliklere açık ve hızla gelişebilecek bir ülke. Ben dahil olmak üzere pek çok kişi tekrar ülkesine geri dönmeye başladı. Tersine göçün en büyük sebeplerinden birinin Sayın Recep Tayyip Erdoğan olduğunu kabul etmek gerekiyor. 20 yıl önceki Türkiye ile şimdiki Türkiye arasında çok büyük farklılıklar var. Bir ülke stabil ise insanlar gelir, değilse o ülke insanı dışarıya doğru gider. Şu an Türkiye’de doktor ve sağlık alanları dahil, diğer branşlarla ilgili de dönüşü kolaylaştıran, Türkiye’deki yaşama hızlıca girmeyi sağlayan bir kanunlaşma süreci var. Beyin göçünde ibre tersine dönüyor.”
‘BU ÜLKE BANA REKABET GÜCÜ VERDİ’
“Türkiye’ye dönmekten memnunum. Doğma büyüme İstanbulluyum ve İstanbul’un nereden nereye gittiğini, belediyelerin ne hale geldiğini ve nasıl güzelleştirdiğini, bunun yanı sıra yolunda gitmeyen şeyleri de görüyorum. Döndükten sonra bir uyum süreci yaşadım ama bu beni yıldırmadı. Bütün birikim ve tecrübemi ülkemdeki insanlara aktarmak istiyorum. Türk kültürünü ve dostluğu paylaşmak önemli ve gurur verici. En önemlisi kendi ülkene ve vatandaşına hizmet etmek. Çünkü bu ülke bana iyi bir üniversite eğitimi, uzmanlığı ve yurt dışına çıkarken Avrupalılarla rekabet edebilecek gücü verdi.”