Güncelleme Tarihi:
MAYIS ayında yapılması planlanan ancak seçimler nedeniyle ertelenen Türk Mutfağı Haftası etkinliği Berlin Büyükelçiliği’nde yapıldı. Etkinlikte dünyada gastronomi dünyasının Nobel’i sayılan Basque Culinary World Prize’da iki yıl üst üste dünyanın en iyi 10 şefi arasına giren Ebru Baybara Demir ve ekibinin hazırladığı Hatay mutfağından yemekler, mezeler ve tatlılar sunuldu. Büyükelçi Başar Şen açılışta yaptığı konuşmada, mutfak kültürünün, bir toplumun kültürel kimliğini yansıtan en önemli göstergeler arasında olduğunu vurguladı. Türk Mutfağı Haftası’nın, Cumhurbaşkanlığı himayesinde ve Kültür ve Turizm Bakanlığımız desteğiyle 2022 yılından bu yana yapıldığını kaydeden Başar Şen, “Türk toplumunun binlerce yıl içinde şekillenen kültürel kimliğinde mutfak ve sofra çok önemli yer tutmaktadır. Türk insanı için sofra demek, aileyle, dostlarla; inancı ve kültürü ne olursa olsun misafirlerle bir araya gelmek; paylaşmak, bölüşmek demektir. Komşusu açken tok yatmayan bir toplum olmak demektedir” diye konuştu.
‘ÇOK BÜYÜK BİR MUTFAK KÜLTÜRÜMÜZ VAR’
Mutfak kültürünün, binlerce yıl içinde bilgi-birikim, deneyim, teknik ve tecrübeyle şekillendiğini söyleyen Şen, “Dolayısıyla bugün Türk mutfağını oluşturan lezzetlerde Orta Asya’dan Balkanlara Kafkasya’dan Orta Doğu’ya uzanan bir coğrafyayla etkileşimin izleri bulunmakta olup; farklı kültür, deneyim ve tecrübelerin tarih içinde süzülerek günümüze ulaşması söz konusudur” dedi. Türk mutfağının dünya çapında şöhret ve tanınırlığa ulaştıran unsurlardan birinin de bu asırlara yayılan yönü ve çok kültürlü geçmişi olduğunu vurguladı. Topraktan Tabağa Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin kurucuları arasında yer alan Ebru Baybara Demir işini, hem kendisi hem de Türkiye için çok onur duyarak yaptığını söyledi. Türkiye’de 6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketinin ardından Hatay’da ‘Gönül Mutfağı’nı kuran şef Ebru Baybara Demir, elçilikte yaptığı teşekkür konuşmasında, “Çok farklı etnisitelerin birleşmesiyle farklı inançların, kültürlerin bir arada yaşamasıyla birlikte özellikle de biyolojik çeşitliliğimizin fazla olması ve mutfak malzememizin çok çeşitli ve fazla olmasından dolayı çok büyük bir mutfak kültürümüz var. Fakat dışarıda çok bilinen bir mutfak kültürü değil maalesef” dedi.
‘YEMEĞİ ARAÇ OLARAK KULLANDIK’
Türkiye’de 6 Şubat’ta yaşanan deprem sonrasında 4,5 ayda 70 bin kişilik mutfak kurduklarını söyleyen Demir, “Allah bir daha ülkemize ya da başka bir ülkeye hiç böyle bir acı yaşatmasın” diye konuştu. Yemeğin bir kültür olduğunu kaydeden Demir, sadece karın doyurmak için değil insanları bir araya getirmek için önemli bir araç olduğunu ifade ederek, “Depremden korkan insanlar başka yere gitmek durumunda kaldı. Şimdi bakıyoruz orada birileri olunca insanlar inanmaya başladı ve geri dönmeye başladılar. Deprem sonrası biz yemeği araç olarak kullandık. Birlikte olmak, hayatları yeniden inşa etmek bizim için onur vericiydi” dedi.