Güncelleme Tarihi:
Borusan bursuyla Berlin'de eğitimine devam eden Burak Özdemir, yaklaşık iki yıldır Berlin'deki Fransız Katedrali'nin Noel şarkılarını çalıyor. Berlin'deki lisans eğitimini tamamlamak üzere olan genç sanatçı, ABD'deki The Juilliard School'da doktora yapma hakkı kazandı. Burak Özdemir'le Berlin'deki ve sanatsal yaşamı hakkında konuştuk.
- Müziğe ilgin nereden kaynaklanıyor?
Babam Cengiz Özdemir, hem piyanist ve hem de besteci kimliği ile, hayatımın her döneminde beni derinden etkiledi. Büyükbabamın İstanbul Operasının eski dekor tasarımcısı ve büyükannemin de bir moda tasarımcısı olduğunu düşünürsek benim de sanata yönelmem kaçınılmaz bir sonuç aslında. Tabii ki ailemizin çevresini genellikle müzik camiasından sanatçıların oluşturması ve bunun oluşturduğu ortam, mesleki kararımı verirken beni etkiledi.
- Kariyer olarak müziği seçtikten sonra bu konuda İstanbul'da almış olduğun eğitim ve yaptığın çalışmalar nelerdi?
İstanbul Konservatuvarı'nda çok değerli hocalarımdan aldığım eğitim sırasında ve sonrasında, 2005 İş Bankası genç yetenekler ve İstanbul Caz festivali finalistliği dışında İstanbul Devlet Opera Balesi Orkestrası ile 2 yıllık bir çalışma söz konusu.
- Hayatında büyük bir değişiklik yaptın ve İstanbul'dan Berlin'e gelmeye karar verdin, seni bu kararı almaya teşvik eden nedenler nelerdi?
Bonnda düzenlenen Beethoven festivaline öğrenci orkestrası ile olan ziyaretimiz sırasında gözlemlemiş olduğum müzik çalışmalarından ve müziğe olan yaklaşımdan oldukça etkilenmiştim. İleri bir tarihte bu ülkeye gelip şansımı denemek, öğrenci yıllarımda kafama koymuş olduğum bir idealdi.
Alman fagot sisteminin, enstrümanın gelişiminde büyük rol oynamış olması da kararımda belirleyici bir faktör oldu. Bu aşamada Asım Kocabıyık Vakfı'nın da desteği ile Berlinde ileri eğitim şansını elde etmiş oldum.
- Rahmi Koç'un ve Asım Kocabıyık Vakfı sana ne tür bir yardımda bulundu?
Borusan Bursu, Asım Kocabıyık Vakfı tarafından Türkiyede öğrenim görüp, ileri eğitim için yurt dışına açılan genç sanatçılara yönelik karşılıksız bir burs. Her yıl bir işadamına tanınan Borusan Filarmoni Orkestrasını yönetme şansı belirli bir yardım karşılığında gerçekleşiyor ve bu yatırım genç öğrencilere eğitim bursu olarak sunuluyor.
Sayın Rahmi Koç geçen yıl bu görevi üstlenerek bana Berlinde okuma şansını vermiş ol du. Hem kendilerine hem de Asım Kocabıyık Vakfına tekrar teşek kürlerimiİletiyorum.
- Peki Berlin'e geldin, aradığın şeyi bulduğunu söyleyebilir misin?
Fazlasıyla. Bu şehrin yaratıcılığa katkısı gözardı edilemeyecek kadar büyük. Kısaca Berlin için Avrupa'nın yeni sanat merkezi diyebilirim.
- Berlin'de müzik eğitimi sana ne gibi imkanlar sunuyor?
Her şeyden önce Almanyada, Klaus Thunemann, Johannes Rupe gibi benim alanımda çok önemli sanatçılarla birlikte çalışma şansına eriştim. Sanat yönetmenliğini sürdürdüğüm çeşitli oda müziği gruplarının dışında, Norddeutsche Philharmonie, Kammer Orkester Berlin gibi önemli orkestralarla da çalıştım.
Ancak mesleki kariyerim açısından benim için en büyük adım kuşkusuz, Fransözische Domun solisti seçilerek, Aralık 2007de vermiş olduğum Noel konseri oldu. Dom kilisesiyle su an itibariyle 2 yıllık kontratımız var ve konserlerimi düzenli olarak sürdüreceğim.
Bu gelişmelerin yanı sıra New York'ta The Juilliard Schooldan doktora eğitimim için kabul aldım. Nerede olursam olayım kontratıma saygı göstereceğim ve Noel'de Berlin'de olacağım, kesin olan bu.
- Şimdi de Amerika yolcususun anlaşılan...
Sanat Üniversitesi'ndeki yüksek lisans eğitimimin sonuna yaklaştığımdan dolayı geçtiğimiz ay The Juilliard Schoolun seçmelerine katıldım ve doktora öğrencisi olarak okumaya hak kazandım.
Ancak durumu finansal açıdan da değerlendirmek zorunda olduğum için, kararım henüz netleşmiş değil. Şu an konser çalışmalarım dolayısıyla çok yoğunum, biraz rahatladığım zaman tüm seçeneklerimi değerlendirip, kararımı vereceğim.
- Gelecekte, kariyerine baktığı zaman, kendini nerede görüyorsun?
Avrupadaki sayısız müzikal deneyimimden sonra, Amerikadaİleri eğitim görerek müziğe olan bakış açımı genişletmek ve farklı kültürlerden sanatçılarla ortak projelerde yer almak hedeflerim arasında.
Sonrasında Türkiyeye dönüp, eğitmen olarak görev yap mak, tecrübelerimi paylaşmak ve kendimden sonrakilere farklı bir vİzyon suna bilmekİstiyorum.
- Burada almış ve alacak olduğun eğitimden Türkiye'ye neler taşımayı düşünüyorsun?
Alman fagot sistemini dünyanın pek çok ülkesinde çok geçerli buluyorum, bu disiplini Türkiyede de uygulamayı arzuluyorum. Modern fagot dışında, barok fagot ve diğer dönem enstrümanlar üzerine yapmış olduğum çalışmalara ileride Türkiyede hem eğitmen hem de performans sanatçısı olarak devam etmeyi düşünüyorum.