Güncelleme Tarihi:
Üniversitede Müslüman öğrencilerin kurduğu ASES adlı derneğin başkanı Ömer İlhan yaptığı açıklamada; iki gün önce Müslüman öğrencilerin kurduğu 4 derneğin temsilcilerinin mescidin kapatılmasıyla ilgili konuyu görüşmek için Berlin Teknik Üniversitesi Rektörü Christian Thomson ile ilk kez bir araya geldiğini söyledi.
Mescidin kapanmasına karşı yaklaşık 600 öğrenciden imza toplandığını ve bu imzaların üniversite yönetimine verildiğini ifade eden İlhan, Thomson’un, 14 Mart itibarıyla mescidin kapanması ve cuma namazı için birkaç saatliğine tahsis edilen spor salonunda namaz kılınmasına izin verilmeyeceği yönündeki kararını değiştirmediğini belirtti.
İlhan, Thomson’un yaz tatilinin arından bir kez daha kendileriyle bir araya gelmek istediğini ifade ederek, “Bu sorunu çözmek için biz hala üniversite yönetimiyle görüşmeleri sürdürmek istiyoruz” dedi.
Dört derneğin yaptığı ortak açıklama dışında şimdilik başka bir şey söylemek istemediğini belirten İlhan, öğrencilerle yeniden bir araya geleceklerini ve bu karar karşısında neler yapılabileceğini görüşeceklerini kaydetti.
Derneklerin ortak basın açıklamasında da Thomson ile yapılan görüşmede üniversite yönetimi ile Müslüman öğrenciler arasındaki diyaloğu tesis etmek ve kabul edilebilir bir çözüm bulmanın hedeflendiği ancak üniversite yönetiminin hiçbir şekilde uzlaşmayı kabul etmediği ve işbirliğinin de reddedildiği belirtildi.
50 yıldan beri mescit olarak kullanılan küçük bir odanın, bugün üniversitede yer yokluğu ve anayasadaki tarafsızlık ilkesine dayandırılarak kapatılmasının saçma bulunduğuna işaret edilen açıklamada, mescidin 50 yıldan beri var olmasının şimdiye kadar üniversitenin seküler özelliğini kısıtlamadığı vurgulandı.
Üniversite yönetiminin, öğrencilerin namaz kılmak için Berlin’deki çok sayıda camiye gidebileceğine ilişkin ifadesinin de şaşırtıcı olduğuna değinilen açıklamada, Berlin Teknik Üniversitesinin yakınında uzun zamandan beri bir caminin bulunmadığına dikkat çekildi.
Üniversitedeki mescidin kapatılması ve cuma namazının yasaklanmasının Almanya’daki popülist gelişmelerden biri olduğu ifade edilen açıklamada, büyük bir Müslüman gruba sahip tarafsız bir bilim kurumunun toplumdaki tartışmalardan dolayı ön yargılı davranarak bu tür adımlar atmasının üzücü olduğu kaydedildi.
Bu kararın öğrencilerde dışlanma hissini artırdığına işaret edilen açıklamada, üniversite yönetiminin bu kararı almadan önce öğrencilerle de görüşmediği belirtildi.