Güncelleme Tarihi:
ALMAN postanesindeki göreviniz nedir?
Tüm Berlin ve bunun yanı sıra Brandenburg eyaletinin belli bölgelerinde Deutsche Post’un paket postalama ve paket alma bölümü yöneticisiyim. Paket servisindeki tüm ekibin koordinasyonundan sorumluyum. Görevim, Berlin ağırlıklı olmak üzere görev alanımdaki tüm müşterilerimizin en hızlı ve iyi şekilde paketlerini almalarını, posta yoluyla paketlerini kolayca göndermelerini sağlamak.
Kaç kişilik bir ekibi yönetiyorsunuz?
Yönetici olduğum bölümde şu anda 2 binden fazla çalışanımız var.
Tüm dünya son iki yıldır koronavirüs salgınıyla boğuşuyor. Salgın sizin sektörü nasıl etkiledi?
E-ticaretin artmasının yanı sıra koronavirüs de buna ilave olarak iş kapasitesini artırdı. Berlin’de 3 şubemiz bulunuyor. Salgın nedeniyle artan işlerden dolayı Berlin’de bine yakın yeni personel istihdam ettik. Sayımız giderek artıyor.
Sizce koronavirüs krizi bittikten sonra bu kadar çalışana ihtiyacınız olur mu?
Çalışanlarımız, en önemli ve en büyük gücümüz. Bana göre bir çalışan bizden ayrılmak istemediği sürece onunla çalışırız.
HİÇ PİŞMAN OLMADIM
Sizin hikâyenizi biraz tanıyalım. Almanya’da mı doğup büyüdünüz?
Berlin’de doğdum ama Türkiye’de büyüdüm. Misafir işçi çocuğuyum. 1993 yılında yeniden Almanya’ya geldim. İstanbul’da öğrenimi tamamladım, sonra Berlin’e gelerek üniversiteye devam ettim.
Deutsche Post’ta ne zaman çalışmaya başladınız?
Çok tesadüf oldu. Açıkçası paketlerin eve kadar götürüldüğünü bile bilmiyordum. Benim Türkiye’de yaşadığım dönemde bilinmeyen bir şeydi. Eskiden Türkiye’de de PTT’ye gidip paketimizi aldırdık. Tabi bu süre içinde Türkiye’deki lojistik hizmeti de inanılmaz şekilde gelişti. DHL olarak bildiğiniz gibi Türkiye’de de yollardayız. Ben, 1997’de öğrencilik yıllarımda Deutshe Post’ta çalışmaya başladım. Üniversite öğrenimimi finanse etmek istiyordum. Aslında sadece bir iki haftalığına geçici bir işti, destek amaçlı girmiştim. O bir iki haftalık geçici iş, bugün 24 yıllık bir kariyer oldu. Hiç de pişman olmadım.
BOŞA ÇIKARMADIM
Hangi alanda öğrenim gördünüz?
İstanbul’da diş doktorluğu, Berlin’de ise mimarlık öğrenimine başladım.
Berlin’e döndükten sonra yeniden alışmanız gerekti mi?
Hayır. Berlin bir metropol. Dünyaya açık bir şehir. Kısa zamanda arkadaşlarım oldu.
Deutsche Post’ta kariyer yapmaya ne zaman başladınız?
Kadrolu olarak çalışmaya başladığım zaman. Postacı olarak göreve başladım ve bu alanda iş sözleşmesini imzaladım. Bu işe çok büyük saygım var. Sorumluluk ve yönetici olarak ilk görev almam ise 2002 yılındaydı. Neukölln ilçesinde çalışıyordum. Marzahn ilçesindeki en büyük paket dağıtım istasyonlarından birine görevlendirildim. Orada ikinci yönetici olarak çalışmaya başlamıştım. Her seferinde daha fazla güven duyulduğu için daha fazla sorumluluk verildi. Ben de bana olan güveni boşa çıkarmadım.
İşçi olarak çalıştığınız yerde yönetici pozisyonuna geldiniz. Gençler için iyi bir rol modeli oluşturuyorsunuz...
Öncelikle ailem için bir örnek olmak isterim. Kızım da Deutsche Post’ta dual öğrenim görüyor. Kızım bana “Benim idolüm sensin” der. Benim için en değerlisi bu.
ZİYARET EDERİM
Paket servisinde bir gününüz nasıl geçiyor?
Güneş doğmaya başladığı zaman bize ilk olarak ne kadar paket gönderileceği bilgileri gelir. Ofise giderken her gün bir başka şubemizi ziyaret ederim. Her seferinde çalışanlarla iş hakkında görüşmeler yaparım. Çünkü ofiste oturarak çalışanların durumunu öğrenmek mümkün olmuyor. Çalışanlara yakın olmak çok önemli. Koordinasyon yapıldıktan sonra paket servislerimiz başlar.
Personel ararken hangi kriterler isteniyor?
Tabi ki temel kriter temiz sicil kaydı. Çünkü bizim için paketlerin ve müşterilerimizin güvenliği en başta gelir. Onun dışında Almanca temel bilgisi de gerekiyor. Ancak Almancaya çok hâkim olmayan çalışanlarımız da var. Onlar için de hizmet veriyoruz. Şirket içinde hızlandırılmış ve işe yönelik Almanca kursu veriyoruz. Bunu kendi bünyemizde yapıyoruz. Burada temel Almanca öğretiliyor. Müşteriyi selamlama veya paketin komşuya bırakılması gibi basit cümleler. Berlin’de çalışmak isteyen ancak Almancaya hâkim olmayan çok sayıda insan var. Buradan yola çıkarak Almanca eğitimi verme kararı aldık. Ayrıca paketleri teslim ederken kullanılan dijital kayıt ve teslimatta el cihazlarında farklı dilleri de sunarak çalışanların anlayarak hızlı hareket etmesini ve hata yapmasını engellemeye çalıştık. Açıkçası şu ana kadar Almanca bilmediği için bizde iş bulamayan kimse yok.
Lojistik sektörünün geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Lojistik bir hizmet sektörü ve bu nedenle her zaman olacak. Ancak soru şu; “Bunu hizmeti nasıl vereceğiz ve kaliteyi nasıl artıracağız?” Biz de bu yönde geleceğe yönelik planlamalar yapıyoruz. Murat TOSUN / BERLİN - Fotoğraflar: Deutsche Post