Güncelleme Tarihi:
Kolat, Tagesspiegel gazetesine verdiği demeçte, Almanya İçişleri Bakanlığı’nın Müslüman gençler ile ilgili olarak yaptırdığı araştırma hakkında bilgisi olup olmadığının sorulması üzerine, ”Bu araştırma, bir kişinin, geldiği kültürden ne kadar uzaklaştığını ölçüyor. Bu yanlış bir yaklaşım. Uyum, kültürel kökene bağlı olarak da sağlanabilir. Bende de hala Türk unsurları var. Çoğulcu toplumun göçmenlere ve onların kültürüne açık olması gerektiği gibi göçmenlerin de yeni kültüre açık olması lazım” şeklinde yanıt verdi.
Araştırmada, Müslüman gençlerin yüzde 24’ünün şiddet yanlısı olduğunun ve uyum sağlamayı istemediğinin ortaya konulduğunun hatırlatılması üzerine ise Kolat, toplum ile sorunları olan ve kendilerini dışarıda tutmak isteyen gençlerin de var olduğunu belirterek, "Bunlar aşırı bir azınlık. Genelleme yapmak uyuma zarar verir. Aynı şekilde İslamiyet’in tüm olumsuzluklardan sorumlu tutulması gibi. Ben de siyasi İslam’a karşıyım. Müslüman toplum içinde de Yahudi düşmanlığına ve ırkçılığa karşı çıkmak lazım. Ancak İslamiyet’in kendisi barışçı bir dindir” diye konuştu.
İmamları görüşme muhatabı olarak kabul ettiğini ve bu nedenle kendisi için önemli olduklarını ifade eden Kolat, imamların Müslümanlar ile tüm vatandaşlar arasında arabulucu olabileceğini kaydetti.İmamların eğitiminin artırılması gerektiğini söyleyen Kolat, Berlin’de bir üniversitede İslam Teolojisi Fakültesi’nin açılmasının hızlandırılması gerektiğini dile getirdi. Kolat, ”Şehitlik Cami, kısa bir süre önce tehdit mektubu aldı. Eşiniz Almanya Türk Toplumu (TGD) Başkanı Kenan Kolat da nefret içeren elektronik posta aldığını söyledi.
Siz tehdit ediliyor musunuz” şeklindeki bir soruya, kendisinin de ülkeyi terk etmesinin istendiği, hoş olmayan bazı mektuplar aldığını, ancak Berlin’i yine de genel olarak hoşgörülü ve dünyaya açık bir kent olarak gördüğünü ifade etti. Aşırı sağcıların Berlin’de artmasından endişe duyduğunu kaydeden Kolat, ”Bu nefrete tahammül edemeyiz. İslam Almanya’ya aittir. Berlin’de 210 binden fazla Müslüman yaşıyor” dedi.
Başörtüsünün uyuma engel olup olmadığının sorulması üzerine ise Kolat, her kadının bu konuda kendisinin karar vermesi gerektiğini, bir bakan olarak kıyafet düzenlemesi yapma hakkını kendisinde görmediğini söyledi. Başörtüsünün siyasi İslam’ın bir simgesi olarak kullanılmasına karşı çıkan Kolat, ancak kendi özgürlüğü kısıtlanmadığı sürece başka kadınların başörtüsü takmasına karşı çıkamayacağını, bunun kendisi için hoşgörü anlamına geldiğini kaydetti.
Kolat, yeni kuşaklar için çifte vatandaşlık getirilmesinden yana olduklarını belirterek, bu nedenle yeni bir çifte vatandaşlık kampanyası başlatmak istediklerini sözlerine ekledi.