Kemal DOĞAN
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 12, 2010 10:10
Almanya'da 12 yıl önce işlenen cinayetin müebbete mahkum beş sanığından biri olan Teyfik Şahin, gözaltına alındığı sırada haklarının kendisine bildirilmediği gerekçesiyle yeniden yargılanmak için mücadele ediyor. Şahin, "Giden yıllarım geri gelmez. Ama bir daha hak ihlali belki önlenir" dedi.
ALMANYA'nın Aşağı Saksonya Eyaleti'ne bağlı Braunschweig kentinde 1998 yılında bölgenin genelev kralı Eleftherios Varlamis'ı öldüren beş kişiden biri olduğu iddiasıyla 33 yaşındaki Teyfik Şahin de tutuklanmıştı. Şahin dahil beş zanlının yargılandığı davada kimin ateş ettiği tespit edilmemesine rağmen tüm zanlılar ömürboyu hapis cezasına çarptırılmıştı. Cinayet sırasında otomobilde olduğunu ve silah kullanmadığını söyleyen Şahin'in savunması dikkate alınmadı.
Ancak Teyfik Şahin, 1996 yılında 153 ülkenin imzasıyla yürürlüğe giren Viyana Diplomatik İlişkiler Sözleşmesi'nin kendisine uygulanmadığı, polisin, yasal hakları konusunda kendisine bilgi vermediği gerekçesiyle yeniden yargılama istiyor.
Polis soru sormamış
Almanya'nın en ünlü temyiz avukatlarından Gerhard Strate ve Şahin'in avukatı Klaus Martini, Alman vatandaşı olmayan zanlılara 'diplomatik destek' isteyip, istemediklerinin sorulmadığını söyledi. Strate ve Martini, Türk vatandaşı olan Şahin'e Viyana Diplomatik İlişkiler Sözleşmesi gereği “Türkiye Başkonsolosluğuna haber verilmesini istiyor musunuz?” diye sorulması gerektiğini, ancak bunun yapılmadığını bildirdi.
Cezada 6 ay indirim
Temyiz mahkemesi için bilirkişi olarak Prof. Andreas Paulus, davayla ilgili yazdığı raporunda, 'hak ihlalinin yapıldığını' ve alınan ifadelerin geçersiz olduğu söyledi. İtirazı ele alan Federal Yargıtay önce bir şey yapmadı. Anayasa Mahkemesi'nin uyarısı üzerine ikinci kez konuyla ilgilenen Yargıtay, zanlının hak ihlaline uğradığını kabul etti. Ancak cezada sadece altı ay 'indirim' yaparak dosyayı kapattı. Paulus, Türkiye'nin, vatandaşının hakkının ihlal edildiği görüşüne varırsa, Almanya'yı Uluslararası Adalet Divanı'na şikayet etme hakkına sahip olduğunu vurguladı.
Başkaları yanmasın
Hürriyet'e konuşan Teyfik Şahin, 12 yıl hapis yattığını şimdi açık cezaevinde olduğunu belirterek, şöyle dedi: "Giden yıllarım geri gelmez. Ama bir daha hak ihlali belki önlenir. ABD'de cinayet işleyen LaGrand kardeşler davasında vatandaşlarına sahip çıkan Almanya'nın hukukta aynı hassaslığı Alman olmayanlara da göstermesi gerekir. Bu konuda Türkiye'ye de görev düşmekte. Devletim benim hak mücadele destek vermeli ve kendi uluslararası anlaşmalarla sabitleşmiş haklarından ödün vermemeli. Gençliğimdeki hatamın faturası ödedim. Davanın tekrar açılmasıyla tek amacım Almanya'nın hak ihlali yaptığının tespit edilmesi. Onun dışında bir bekletim yok."
Şahin için cezaevi müdürü ve psikologu raporlarında “örnek bir kişi oldu” tanımlamasını kullandılar. Cezaevinde marangozluk öğrenen, lise diploması alan şahin, şimdi yüksek okulda okumak için hazırlanıyor.
Berlin, ABD'yi şikayet etmişti
PROF. Andreas Paulus, 1982'de ABD'nin Arizona Eyaleti'nde banka soygunu sırasında banka müdürünü öldüren Alman Walter Bernhard ve Karl-Heinz LaGrand kardeşler olayında da aynı tezi savunmuştu. LaGrand kardeşlere, yakalandıklarında, Alman Başkonsolosluğuna haber verme haklarının bulunduğunun söylenmediğini, dolayısıyla ifadelerinin geçersiz olduğunu savunan Almanya, ABD'yi uluslararası hukuku çiğnemekten, BM Adalet Divanı'na (ICJ) şikayet etmişti. Almanya'nın avukatlığını Prof. Andreas Paulus yapmıştı. Alman kardeşlerin 1999 yılındaki idamını engelleyemeyen Almanya, buna rağmen davanın peşini bırakmadı. 2001'de ICJ, LaGrand davasında ABD'nin uluslararası hukuku çiğnediğine karar verdi. Olay o dönemde Almanya ve ABD arasında ciddi bir diplomatik krize neden olmuştu.