Ben istifa ettim ama...

Güncelleme Tarihi:

Ben istifa ettim ama...
Oluşturulma Tarihi: Ekim 28, 2010 23:00

G.Saray Kulübü Başkan Yardımcısı Adnan Sezgin başarızlıkta kendini sorumlu tuttuğunu söyledi.

Haberin Devamı

Galatasaray TV'de yayınlanan, Osman Tanburacı'nın yönettiği "Soru Cevap" programında, Hürriyet Gazetesi Spor Müdürü Mehmet Arslan, Habertürk Gazetesi Spor Müdürü Halil Özer ve Sabah Gazetesi Spor Müdürü Emrah Kayalıoğlu'nun sorularını yanıtlayan Adnan Sezgin, "Bu sonuçlarda sadece istifa eden teknik direktör Frank Rijkaard mı suçlu? Sizin hiç mi suçunuz yok?" şeklindeki bir soru üzerine şunları söyledi:

"Bu bir takım oyunu. Ben de bu takımın içindeyim ve mutlaka benim de hatalarım olmuştur. Bu sorumluluğu ben paylaştım. Başkana, 'Bence ayrılmam doğru olur, istifa etmek istiyorum' dedim. O da 'hayır bizim sana ihtiyacımız var' dedi. İstifa tek taraflı bir irade beyanıdır. Başkanın 'hayır kalacaksın' dediği an sözün bittiği yerdir. Galatasaray'da görev verilmez, alınır. Bunun için kaldım. İstifayı sözlü verdim. Benim Galatasaray ile sözleşmem bile yok. Ben güvenilir insanlarla çalışırım, insanlar da bana güvenir."

Haberin Devamı

"Siz Adnan Polat'a zarar verdiğinizi düşünmüyor musunuz?" sorusuna Sezgin, "Ben de öyle düşündüğüm için istifa ettim zaten" yanıtını verdi. Kendisi için, "Başkanla ne ilişkisi var?" denildiğini hatırlatan Sezgin, "Biz başkan Polat'la kader birliği yaptık. Uzun yıllar beraber çalıştık, ailece görüşürüz. Şimdi kendisi benim başkanım, birbirine inanmış iki insan dışında hiçbir ilişkimiz yok" dedi.

Kendisine yöneltilen eleştiriler karşısında suskun kalmasının hata olduğunu gördüğünü kaydeden Adnan Sezgin, "Belki yapılanları iyi anlatamıyordum. Konuşmalar, artık kişisel saldırılara vardı. 'Rijkaard 38 adam önerdi, onlar hiçbir istediğini almadı' denildi. Bu kesinlikle yanlış, özellikle bu sene transferin hepsi Rijkaard ile

konuşularak alınmıştır. Teknik direktörümüzle görüş alışverişi yaptık ve bir liste hazırladık. Oyun kurucu için bizim ilk sıramızda CSKA Moskova'da oynayan Honda vardı. Kulübü 14 milyon Euro istedi. Bütçemizi aştığı için diğer tercihlerimize yöneldik. Bu mevkide ikinci tercimiz Van Der Vaart, üçüncüsü Misimoviç, bir de İbricic vardı. Bu isimleri aramızda tartıştık, beraber kararlaştırdık. Rijkaard'ın istediği transferleri yaptık. Çağlar en fazla istediği isimlerden birisiydi, biz de gittik aldık. Mehmet Batdal'ın bantlarını kaç kere izlettik. Pino ile ilgili her türlü araştırmayı yaptık. Özellikle istediği futbolculardan biriydi. Sezon öncesinde çok sayıda ünlü futbolcuyla görüştük. Bazıları Türkiye'ye gelmek istemedi. Bazılarının çok yüksek bonservis bedeli vardı. Real Madridli Diarra'ya talip olduk, menajeriyle oturup ben görüştüm. Kendisi yıllık 4,5 milyon Euro isteyince olmadı."

Haberin Devamı

Rijkaard'ın tercümanı Mustafa Yücedağ'ın transferlerle ilgili konuşmalarını da değerlendiren Sezgin, "Kendisi hakkında 'Kara kutu konuştu' diye manşet edildi. Benim bildiğim kara kutular, pilot kabinlerindeki konuşmaları kaydeder. Pilot kabinine girmeyen bir kişi, transferlerdeki bu konuşmaları nasıl bilebiliyor?" ifadesini kullandı.

Artık konuşma kararı aldığını belirten Adnan Sezgin, "Artık konuşmam gerektiğine inandığım için konuşuyorum. Ben de çok hata yapmış olabilirim. Futbolun içinde bizim konumumuzda olan insanlar her zaman doğru karar vermek zorunda. Ama yüzdeye bağlı olarak değişebiliyor. Eğer yanlışların yüzdesi fazlaysa başarısızsınız demektir" dedi.

Haberin Devamı

Adnan Sezgin, Ankaragücü maçından sonraki dönemde teknik direktör arayışlarıyla ilgili bilgiler de verdi. Rijkaard'ın gönderilme kararının ardından kulübün ilk tercihinin Fatih Terim olduğunu vurgulayan Sezgin, şunları söyledi:

"Gazetelere, televizyonlara bakıyorum, 'Fatih Terim, Adnan Sezgin yüzünden gelmedi' deniliyor. Ankaragücü maçından sonra toplantı yaptık ve bizim birinci tercihimiz Fatih Terim'di. O toplantıdan sonra ben Fatih Terim'in evine gittim ve kendisine bütün olayları özet bir biçimde anlatmaya çalıştım. 1,5 saat kaldım. Orada Ankaragücü maçından sonra başkana bildirdiğim istifamı, ona da söyledim. Fatih Terim ile birlikte çalıştım, kendisi 40 yıllık dostumdur. Fatih Terim, bana 'Takımdaki kötü gidişle birlikte en çok üzüldüğüm konu, senin ayrılma niyetin olduğudur' dedi. Daha sonra kendisiyle teknede buluştuk. Teknede, başkan Adnan Polat, yöneticiler Yiğit Şardan, Murat Yalçın, ben ve Fatih hoca vardı. Fatih Terim, 'Bana 12 saat mühlet vermeniz lazım. Ben prensip olarak bir hoca varken,

Haberin Devamı

kesinlikle böyle bir görüşme yapamam' dedi. Biz ertesi sabah Rijkaard ile görüştük, kendisine görevine son verildiğini bildirdik. Sonra başkanımız ve Yiğit Şardan, Fatih Terim ile Polat Otel'de görüştüler. 2 saat sonra döndüklerinde, 'Fatih Terim'in çalışamayacağını söylediğini' ifade ettiler. Ben o toplantıda yoktum. Bana, Terim'in ailevi nedenlerden dolayı çalışmak istemediğini ve Adnan Sezgin'in A'sının geçmediğini, söylediler. Ertesi günü gazetelerde 'Fatih Terim, Adnan Sezgin'i istemediği için gelmedi' denildi."

Sarı kırmızılı takımın eski futbolcusu Hakan Ünsal'ın bile "Galatasaray'ı durduran adam" diye kendisiyle ilgili yazdığını anlatan Adnan Sezgin, "Böyle yazılardan sonra, bu bilgi kirliliğinde, Galatasaray taraftarı olsam, Adnan Sezgin'den nefret ederdim. Çünkü insanlar yanlış bilgilendiriliyor" ifadesini kullandı.

Haberin Devamı

Sezgin, kulüp olarak bundan sonra seviyesiz yayınlar konusunda dava açma kararı aldıklarını dile getirerek, kendisinin ilk davayı gazeteci Hıncal Uluç'a açtığını söyledi.

Adnan Sezgin, takımdan ayrılan Rijkaard ve ekibinin çok kaliteli insanlar olduğunu ve çalışmalarında da hiçbir eksiklik görmediğini söyledi. Bu ekibin ayrıldığında çok üzüldüğünü anlatan Sezgin, "Yarın da onlara bir yemek vereceğiz. Biz Galatasaray'a yakışır şekilde uğurlamak ve onurlandırmak isteriz. O bizim sonsuza kadar dostumuz olarak kalacak. Ama bazen kimya tutmuyor olabilir" diye konuştu.

Sezgin, görevde bulunduğu süre içinde birçok teknik direktör ile çalıştığını kaydederek, "Bu iyi bir tablo değil. Ben istikrardan yanayım kişisel olarak. Ama futbolda böyle şeyler yaşanabilir. Diğer takımlarda da bunlar oluyor" diye konuştu.

Geçmişte sarf ettiği, "Bu transfer tez konusu olur" sözünün o gün için doğru olduğunu belirten Sezgin, "O zaman Galatasaray bir yeniden yapılanma sürecine girmişti. İki sene içinde bu kadar transfer yapıp da milli takıma 8 oyuncu veren bir takım haline gelmişseniz başarılı olmuşsunuzdur demektir. Biz o zaman ikinci ligden, üçüncü ligden aldığımız futbolcuların milli takıma gittiği bir süreç yaşadık. O zaman söylediğim söz doğruydu" dedi.

Galatasaray'da 7 sene çalıştığını ve bu dönemde 4 şampiyonluk gördüklerini anlatan Sezgin, "Bunu ben yapmadım, bir ekip olarak yaptık. Aslında bu bir başarı da değil. Galatasaray'sanız her sene şampiyon olmalısınız. Sportif başarısızlık da önemli başarısızlıkların başında gelir. Ama diğer yapılan iyi şeylerin de göz ardı edilmesi bence yanlış" dedi.

Sezgin, sevilmeyen insan olarak gösterilmesinin nedenleri konusunda açıklamalarda bulunarak, "Transfer dönemleri hareketli geçer. Ben ise kimseye haber vermem. Transferde 700-800 isim basında yer aldı. Yapılacak transferi ben aileme de söylemiyorum, çocuklarım bilmez. Bu nedenle beni futbolcu menajerleri ve bazen futbolcular da sevmez. Bu da normal. Benim amacım Galatasaray'ın çıkarlarını korumak. Bazen 50 bin lira için 3 gün pazarlık yapıyorum. Ama bunu kulübün çıkarlarını korumak için yapıyorum. Sorumluluklarıma baktığımda, yağmur yağsa benden bilinecek hale geldi. Sonunda yaratılan negatif enerji, beni hedef haline getirdi" şeklinde konuştu.

Transferleri bütçelerinin içinde yapmak zorunda olduklarını dile getiren Sezgin, gelecek yıldan itibaren bütçesi denk olmayan kulüpleri zor günlerin beklediğini söyledi. Sezgin, göreve geldiğinde kulubün FIFA'da 23 hukuki dosyasının bulunduğunu, bugün 1 tane dahi olmadığını, Florya Metin Oktay Tesisleri'nin de çok modern bir duruma geldiğini anlattı.

İstanbulspor Kulübü Başkanı olduğu dönemde Fenerbahçe'den 600 bin lira almaları konusunda yapılan suçlamalara yanıt veren Adnan Sezgin, şunları söyledi:

"O tarihte oyuncuları Petkov'un alacağı 400 bin dolar nedeniyle FIFA'ya müracaatı vardı. Bizim de para sıkıntımız vardı. Uzan grubuna el konulduğu süreçti. Oyuncuyu çağırdım, 'Alacağının 600 bin lira üstüne getirirsen, ben seni serbest bırakırım' dedim. Bu parayı da takıma dağıtacaktım. Biz bu parayı aldık 601 bin lira olarak da futbolculara dağıldık. O sırada yeni muhasebecileri işe almıştım. Ve bu para bazı nedenlerden dolayı kayda geçmedi. Bu nedenle de TMSF savcılığa suç duyurusunda bulundu. Parayı ödeyen aslında Petkov. Petkov için ödenen paranın vergisi, Fenerbahçe tarafından ödenmiştir. Biz 600 bin lirayı Petkov'un sözleşmesinin fesih bedeli olarak aldık. Şimdiye kadar bu konuyla ilgili açılmış hiçbir dava yok. Savcılık takipsizlik kararı verdi. Futbol Federasyonu da suç unsuru bulamadı. Ben hiç yargılanmadım ve suçlanmadım. Ayrıca, 600 bin lira futbolculara, iddia edildiği gibi (Teşvik pirimi olarak) Beşiktaş maçından önce ödenmedi. Taksitler halinde bize ödendi. Biz de bunu futbolculara dağıttık. Beşiktaş maçını nisanda oynadık, bu paralar bir yıl önce eylül ayından itibaren taksitler halinde geldi."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!