Ben de Almanyayım

Almanya Uyum Vakfı, 2008 yılında Çeşitlilik içinde bütünlük ilkesinden yola çıkarak, göçmen kökenlilerin bu toplumda ve toplumsal yaşamın her alanında hak ettikleri yeri almalarına katkı için kuruldu.
Başbakan Angela Merkel himayesine aldı, yanı hamiliğini üstlendi.
Hürriyet Gazetesi de baştan beri tam destek vermekte.
Doğan Holding’in Onursal Başkanı Aydın Doğan, Almanya Uyum Vakfı’nın Mütevelli Heyeti üyesi.
Doğan Media Int’in Genel Müdürü Sevda Boduroğlu da Yönetim Kurulu üyesi. Vakıf 2012 yılında “Geh Deinen Weg” (Kendi Yolunda İlerle) programını hayata geçirdi. Bu program çerçevesinde göçmen kökenli yüzlerce kızlı-erkekli genç bursiyere destek verilmekte, yol gösterilmekte.

* * *
Resepsiyona, dünya barışının korunması için son dönemlerde zamanın çok büyük bir bölümünü havada, yani uçaklarda geçiren Başbakan

Angela Merkel, Washington’da ABD Başkanı Barack Obama’yla yoğun görüşmeler sürdürdüğünden katılamadı.
Gözler Federal Hükümetin Göç, Sığınmacılar ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Aydan Özoğuz’u aradı.
O da yoktu.
Belli ki, çok daha önceden belirlinmiş başka sorumlulukları vardı. Gençlere yol gösterici farklı meslek guruplarından mentorlar (akıl hocası, danışman, öğrenme ortağı) oradaydı.
Aralarında çok sayıda Türk kökenli kızlı-erkekli gençlerin de bulunduğu Almanya Uyum Vakfı’nın 150’inin üzerinde bursiyeri de.
Pırıl pırıl gençler...
Geleceğe umutla bakan gençler... Adeta “Bu toplumu birlikte şekillendireceğiz” diye haykıran gençler...

* * *

Sahnenin arkasına yerleştirilen panoya bakıyorum.
En tepede “Auch ich bin Deutschland” (Ben de Almanyayım) yazıyor. İşte o anda Almanya’nın çeşitli kesimlerinde “Yabancılar dışarı” diye sokaklara düşen neonaziler geliyor aklıma.
Pegida kısa adıyla tanınan ve Batı’nın İslamlaşmasına karşı Avrupalı Vatanseverler olarak sokaklara dökülen aşırı sağcı ve sağ popülist ırkçılar geliyor aklıma. Tedirgin oluyorum.
Tabii ırkçı, yabancı ve göçmen düşmanı Pegidacılara karşı Almanya’nın çeşitli kentlerinde sayıları her hafta artarak sokaklara dökülen sağduyulu insanlar da geliyor aklıma.
Ancak “Biz de Almanyayız” diyen bu gençleri ve ırkçılara karşı bir araya gelen bu insanları görünce tedirginliğim azalıyor.

* * *

Resepsiyonda Almanya’nın farklı kentlerinden gelen Almanya Uyum Vakfı bursiyeri Türk kökenli gençlerle konuşuyorum.
Hepsi de Almanya doğumlu.
Kimisi hukuk, kimisi, tıp, kimisi medya bilimleri, kimisi politika okuyor.
Mimarlık, makine mühendisliği, inşaat mühendisliği gibi bölümlerde yüksek öğrenim gören Türk kökenli genç kızlar da var aralarında.
Hepsi de “Biz buralıyız” diyor.
Hepsi de “Biz de Almanyayız” diyor.
Gerçekten de öyle.

* * *

Resepsiyon tarihi Brandenburg Kapısı’nın Unter der Linden caddesine açılan ve eski Doğu Berlin sınırları içinde kalan Deutsche Bank’a
ait tarihi binanın salonlarında verildi. Ev sahipliğini Türk kökenli iki kadın yaptı.
Gülabatın Sun ile Aygül Özkan. Karslı bir ailenin Almanya’da dünyaya gelen kızı Gülabatın Sun, Deutsche Bank’ın Çeşitlilik Birimi Başkanı.
“Ben bir ‘Misafir İşçi’ çocuğu olarak Almanya’da dünyaya geldim. Yabancı olarak yuvaya, ilk ve ortaokula gittim. Göçmen olarak yüksek öğrenim gördüm. Göçmen kökenli Alman olarak da işe girdim” diyor.

* * *

İşte Almanya’yı ve göç tarihini bu birkaç cümleye sığdırıveriyor.
Bir süredir Deutsche Bank’ta çalışan ve Almanya’da Türk kökenli ilk bakan olan Hamburg doğumlu Aşağı Saksonya eski Sosyal, Kadınlar, Aile, Sağlık ve Uyum Bakanı Aygül Özkan da ev sahibi olarak Gülabatın Sun’a eşlik ediyor.
İkisi de adeta “Biz de Almanyayız” diyor. Öyle de...
“Ben de Almanyayım.”
“Biz de Almanyayız.”
“Hepimiz Almanyayız”...