Güncelleme Tarihi:
SPD’nin üç günlük kurultayında konuşan Başbakan Olaf Scholz, Federal Anayasa Mahkemesi’nin kararı üzerine 2024 yılı bütçesinde yapacakları değişikliklere rağmen, sosyal devleti koruyacaklarını söyledi. Son aylarda yapılan anketlere göre SPD’nin oy oranının yüzde 14-17’lerde çıktığını hatırlatan Scholz, “2019’daki kurultay öncesinde de aynı oranlar çıkıyordu. Ancak 2021 seçimlerinden en güçlü parti olarak çıktık. Sergileyeceğimiz dayanışma sayesinde bu sıkıntılı dönemi atlatacağız” dedi. Konuşmasında Rusya-Ukrayna savaşına ve Orta Doğu’da yaşanan son gelişmelere de değinen Scholz, şunları söyledi:
‘İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜMDEN YANAYIZ’
“Bir atom gücünün başlattığı savaş her şeyi altüst etti. Avrupa’nın güvenliğini de altüst etti. Avrupa’da sınırlar şiddetle değiştirilemez. Vladimir Putin’in emperyalist hedeflerle başlattığı bu savaşı kazanamaması için Ukrayna’nın yanındayız. Her türlü mali ve silah desteğini sonuna kadar sürdüreceğiz. Almanya İsrail’i desteklemektedir ve desteğini sürdürecektir. Biz bölgede barışçı bir yaşamdan yanayız. Bu nedenle de iki devletli çözümden yanayız. Biz İsraillilerin de Filistinlilerin de barış içinde yaşamalarını istiyoruz. Ülkemizde düzenlenen gösterilerde İsrail bayraklarının yakılmasını ve Yahudi düşmanı sloganlar atılmasını kınıyorum. Biz, ülkemizde Yahudi düşmanlığına da Müslüman düşmanlığına da göz yummayacağız.”
‘BU İMKÂNI VERMELİYİZ’
Yıllar önce ‘Misafir işçi’ olarak Almanya’ya gelen göçmen kökenli insanların bu ülkenin kalkınmasına ve refah düzeyinin artmasına çok önemli katkılarda bulunduğunun altını çizen Scholz, konuşmasına şöyle devam etti: “Yeni nesiller de bu katkıyı sürdürüyor. Bu nedenle hükümetimiz Alman Vatandaşlık Yasası’nda reforma giderek kolay Alman vatandaşı olma yolunu açtı. ‘Ben Almanya’ya ait olmak istiyorum. Ben Almanca öğrenmek istiyorum. Ben Alman vatandaşı olmak istiyorum’ diyenlere bu imkânı vermeliyiz.” Hükümetin bireysel iltica hakkını devre dışı bırakma gibi bir niyeti olmadığını belirten Şansölye Scholz, ancak toplumsal barışın korunması için düzensiz göçe karşı bazı önlemlerin kaçınılmaz olduğunu söyledi. Almanya’nın nitelikli iş gücüne ihtiyacı olduğunu vurgulayan Scholz, buna karşı çıkan çevreleri de eleştirdi.
‘DEMOKRASİMİZİ KORUMALIYIZ’
Scholz, sadece Almanya’da değil birçok Avrupa ülkesinde ve ABD’de sağ popülistler ile aşırı sağcıların güçlenmesinin demokrasi için bir tehlike ve tehdit oluşturduğuna da dikkati çekti. “İskandinavya ülkelerinde, Hollanda’da, Belçika’da, İtalya’da, Avusturya’da, İngiltere’de aşırı sağcılar güçlenmektedir. ABD’de popülist Donald Trump da öyle. Bu tehlikeli bir gelişmedir. Tüm demokratlar demokrasimizi korumak için harekete geçmeli ve dayanışma sergilemeli” dedi.
‘EĞİTİM PAKTI’ ATAĞI
SPD üç günlük kurultayında, eğitimde başarının artırılması için federal, eyaletler ve yerel düzeyde iş birliğinin geliştirilmesi de gündeme getirildi. Kurultayının son gününde, partinin Merkez Karar Yürütme Kurulu (MKYK) tarafından ‘Herkes için eğitim’ başlığı altında sunulan önerge de tartışıldı. Eş Başkan Saskia Esken başta olmak üzere diğer konuşmacılar da kısa bir süre önce açıklanan PISA araştırmasına dikkati çekerek, Almanya’da eğitim sisteminde köklü bir reformun kaçınılmaz olduğunu vurguladılar. Tüm konuşmacılar, eğitimin yuvalarda ve okullarda değil, ailede başladığının altını çizerken, anne babalara, velilere daha duyarlı davranma çağrısında bulundular. Almanya’nın geleceğini eğitimin şekillendireceğini ve belirleyeceğini özellikle vurgulanırken, eğitim sisteminde reformda, Almanya’nın bir göç ülkesi olduğunun göz önünde bulundurulması istendi. SPD’nin önergesinde federal hükümet ile eyalet hükümetleri ve yerel yönetimler arasında iş birliğinin pekiştirilmesi ve ‘Almanya Eğitim Paktı’nın hayata geçirilmesi yer aldı. Dijitalleştirmenin hızlandırılması ve ailelerin sosyal konumlarına, kökenlerine bakılmaksızın ‘şans eşitliği sağlanmasının ön plana çıkarılmasına’ yer verilen önerge, delegelerin tam desteğiyle kabul edildi.