Güncelleme Tarihi:
Federe yapılı Belçika’da 13 Hazirandaki erken genel seçimlerde Bart De Wever liderliğindeki Flaman İttifakı, ülke nüfusunun yüzde 60’ını oluşturan ve gelir seviyesi yüksek olan Flaman bölgesinde oyların yüzde 28’ini alarak ve en yakın rakibi Hristiyan Demokratlara 10 puan fark atarak birinci çıkmış, 150 üyeli parlamentoda 27 koltuk kazanmıştı.
De Wever, seçim kampanyasında Flamanların bağımsızlığını istemiş ve bunun için geçiş dönemine ihtiyaç duyulduğunu belirtmişti. Nüfusun yaklaşık yüzde 40’ının yaşadığı Fransızca konuşan Valon bölgesi ve çift dilli Brüksel’de Sosyalistler (PS), yüzde 38 oyla en yakın rakipleri Liberallere 15 puan fark atmış, açık arayla ilk sırayı almıştı. Sosyalistler bu sonuçla parlamentoda 26 koltuk elde etmişti.
Flaman İttifakı’nın başbakanlığı istemediğini açıklaması üzerine Kral II. Albert tarafından hükümeti kurmakla görevlendirilen Valon Sosyalist Partisi Başkanı Elio Di Rupo, ısrarla yürüttüğü koalisyon müzakerelerinden çift dilli Brüksel bölgesine aktarılacak fonlar ve Brüksel çevresindeki bazı seçim bölgelerinin paylaşımı konusunda yaşanan anlaşmazlık nedeniyle sonuç alamayınca geçen ay başında istifasını sunmuştu. Bunun üzerine parlamento ve senato başkanlarının arabuluculuğunda Flaman ve Valon partilerini uzlaşmaya zorlayan Belçika Kralı, bundan da sonuç alamayınca son çare olarak Flaman İttifakı Başkanı De Wever’ı ileri sürdü.
Muhtemel koalisyon ortaklarına sunduğu 50 sayfalık uzlaşma belgesinde, otonom Flaman, Valon ve Brüksel bölgelerinin vergi gelirlerinden yüzde 45 pay almasını ve yetkilerinin artırılmasını öneren De Wever, Belçika’nın bölünmesinin altyapısını hazırladığı gerekçesiyle Valon partilerince reddedildi. Siyasi gözlemciler, De Wever’ın başarısız girişiminin ardından Kral II. Albert’in önünde erken seçim yolunu açmaktan başka seçenek kalmadığını belirtiyor.