Güncelleme Tarihi:
Federal yapılı Bel?ika devletinin geleceğine inanmadığını söyleyerek, Flandr kesiminin konfederasyon sistemiyle bağımsızlığına kavuşmasını isteyen liberal parti üyesi belediye başkanı, Bel?ika bayraklarını indirtirken, "yasal boşluktan" yararlandı.
Hukuk?ular, Bel?ika'da "ulusal" bayrağın kamu yerlerinde ne şekilde kullanılacağına ilişkin yasa veya kararname bulunmadığını, bunun "protokol kuralları" ?er?evesinde ele alındığını belirtiyorlar. Yasalar, Bel?ika bayrağının yılda iki gün, "ulusal bayram" nedeniyle kamu yerlerinde kullanılmasını gerektiriyor.
Brüksel'de, ?ift lisanlı bölgedeki Lennik Belediye Başkanı Willy De Waele, "bireysel bir tepki kararı aldığını, Bel?ika'nın konfederasyon sistemine ge?işine kadar bunu uygulatacağını, ülkede bir 'kaos' yaşandığını, farklı bir yapılanma istediklerini" söyledi.
De Waele'in bayrak indirme kararının yasal yollardan engellenemediği, bu tavrın başka belediyeler tarafından da izlenebileceği ifade ediliyor.
ULUSAL DEĞERLER
Avrupa'nın gü?lü devletleri tarafından, 1830 yılında, "tampon bölge" olarak kurulan, İngiltere'de yaşayan bir Alman prensin kraliyetine verilen ve Kongo sömürgesiyle zenginleşerek ihtiya?larının büyük kısmını gideren Bel?ika, Hollandaca konuşan Flamanlar ve Fransızca konuşan Valonlardan oluşuyor. ?lkede Almanca konuşan kü?ük bir halk grubu da bulunuyor. Yüzde 90'ı Fransızca konuşan Brüksel'in "?ift lisanlı bölge" olduğu varsayılıyor.
Bel?ikalılar, 1980'li yılların başında, "model olmak" iddiasıyla yöneldikleri federal sistemle yerel parlamento ve yönetimlerin yetkilerini genişlettiler. Valonya, Flandr ve Brüksel bölgelerinde farklı hükümetler kurulurken, "ayrılık?ılık" (seperatisme) ülke anayasasının "temel ilkeleri" arasında yer aldı. Bu durum, Valonlar, Flamanlar ve Brükselliler arasındaki kopukluğu artırırken, menfaat ?atışmalarını da hızlandırdı.
Siyasi partileri de Flaman ve Valon olarak bölünen ülkede, ayrı ayrı kurulmuş olan liberal, muhafazakar veya sosyalist Flaman partiler ile Valon partilerin, ideolojik eğilimleri aynı gözüktüğü halde, tamamen farklı görüşler i?inde ?atışmaları da hız kazandı. Politikacılar, kurumlar ve vatandaşlar arasında diyalog giderek koptu, toplumlar arası menfaat kavgaları arttı. "Ulusal marş" ve "bayrak" gibi kavramların geniş öl?üde anlam yitirdiği ülkede "Bel?ikalı" kelimesi, giderek yerini "Flaman", "Valon" ve "Brükselli"ye bıraktı.
BAŞBAKAN ?RNEĞİ
Ge?en yıl, bir milli bayram gününde kendisine yöneltilen soruları yanıtlayan Başbakan Yves Leterme, milli bayramın hangi nedenle kutlandığı sorusunu yanlış yanıtlamıştı. Yves Leterme, kendisine, "Bel?ika'nın milli marşı olan Baraban?onne'u bilip bilmediğinin" sorulması üzerine, "biraz bildiğini" söylemiş, ardından Fransa'nın milli marşı olan Marseillaise'i söylemeye başlamıştı.
Leterme, yakın ge?mişte, Flaman Hükümeti Başkanı sıfatı ile bir Fransız gazetesine verdiği deme?te de, "Bel?ika'nın, tarihin bir kazası olduğunu, Flamanların yaşadığı Flandr bölgesinin ve Flaman menfaatinin Bel?ika'dan öncelikli olduğunu, Flamanlar ile Valonlar arasında u?urumun derinleştiğini, Bel?ika halkını oluşturan bu etnik gruplar arasında sadece kral, futbol takımı ve bira ortaklığı kaldığını" söylemişti.
Flandr'ın bağımsızlığını hedefleyen, ancak "Boşanmak i?in önce bir ?ift oluşturmak gerekiyor" diyen Leterme, Bel?ika'nın bölünmesi halinde Brüksel bölgesine özel bir konum verilmesi gereğini savunmuştu.
Fransızca konuşan Bel?ikalıları "Flamanca öğrenecek yeteneği ve zekası olmayan insanlar" olarak nitelendiren ve Bel?ika Kralı'nın dahi iyi Flamanca konuşamadığını savunan Leterme'in bu sözleri Valonlar tarafından "hakaret" olarak algılanmıştı.
"Bel?ika'nın ger?eklerine göre Valonların ve Flamanların sınırlarla birbirinden ayrılma hakkı olduğunu" söyleyen Leterme, "Bel?ika'nın kendi başına bir değeri olmadığını, kurumların koşullara uyarlanmaması halinde bu ülkenin hi?bir geleceği bulunmadığını" anlatmıştı. Leterme, bu yaklaşımlarının ardından, son genel se?imlerde partisini doruğa taşırken kendisi de 800 bin kadar tercih oyu elde etmişti.
YENİ DEVLET ARAYIŞLARI
İlk aşamada, "yeni devlet kurmak", "Bel?ika'yı haritadan silmek" hedefini a?ık?a ortaya koyan aşırı sağcı Vlaams Belang (Flaman Menfaati) partisi, bugün Flaman bölgesinde, "Kahrolsun Bel?ika" sloganıyla oyların yüzde 25'ini elde ediyor. Bu durumu gören ve aşırı sağın tırmanışını engelleyemeyen diğer bazı Flaman partiler de "yeni devlet kurma", "Valonlardan kopma" fikirlerini desteklemeye başladılar. Valonlar, "Fransa'ya ilhak"tan söz ederken, Brüksel Bölgesi "bağımsızlık" ve "AB'ye sığınma" formülleri arayışına girdi.
Bel?ika ulusal radyosu RTBF, "Çekoslovakya örneği"ni gündeme getirirken, 1993'te, birka? günde bölünen bu ülkenin sınırlarının ve koşullarının Bel?ika'ya ?ok benzediği üzerinde duruluyor. Radyo, Çekoslovakya'nın bölünmesinin "6 ayda" ve "kolaylıkla" tamamlandığını hatırlattı. "Federal sistemi" sarsılan Bel?ika'da, "iki veya daha ?ok sayıda bağımsız devletin, bazı alanlarda yönetim işbirliğinde bulunmaları" olarak tanıtılan "konfederal sistem"den söz ediliyor.