Güncelleme Tarihi:
Ramazan boyunca oruç tutma nedeniyle günlük öğün sayısı azaltıldığı ve beslenme alışkanlıklarında değişiklikler meydana geldiği için bayramda normal yeme düzenine geçişte hazımsızlık, mide yanması, gaz şikâyetleri, kusma, ishal, kabızlık, mide-bağırsak hastalıkları, reflü gibi şikâyetler ortaya çıkıyor.
Ramazan ayı boyunca beslenme düzenimiz değişiyor. Bünyemiz yaklaşık 15 saat boyunca hiçbir besin almadan süren oruca alıştıktan sonra bayramla birlikte eski beslenme düzenimize geri dönüyor. Oruç sürecinde genelde günde 2 öğüne düşen öğün sayısı birden farklılaşınca midede hazımsızlık, gaz, bağırsak sistemi rahatsızlıkları vb. şikâyetlerin yaşanması kaçınılmaz oluyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Fatmagül Yılmaz Öztürk bu rahatsızlıkların önüne geçebilmek için, önce güne güzel bir kahvaltı ile başlamasını, sonraki süreçte hafif besinler tercih edilmesini, az ve sık yemeye özen gösterilmesini, besinlerin çok iyi çiğnenmesini öneriyor.
Öztürk; “Kültürel yapımızda misafir ağırlamak, yiyip- içirmekle aynı anlama gelir. Bu yüzden gittiğimiz her yerde ısrarlarla karşılaşmak kaçınılmaz olabilir. O nedenle gideceğiniz yerleri sıraya koyup nerede hangi ikramı tükeceğinize karar vermek daha rahat bir bayram geçirmeyi sağlamaya yardımcı olabilir. Bayramı tatil fırsatı olarak görüp bir yerlere kaçıyorsanız da tükettiklerinizin çok ağır olmamasına özen gösteriniz. Yağ oranı yüksek besinler tüketmeyiniz. Kızartmalar midenizi çok yoracaktır.
Açık büfe tarzı tüketim yapılan bir yerde kalıyorsanız tabağınızı gördüğünüz her şeyle doldurup tüketmeye kalkmayınız. Dikkat etmek istediğinizde sağlıklı seçimler yapabildiğinizi göreceksiniz. Tatilin tadı sadece yemekle çıkmaz. Daha çok kültürel turları tercih ederseniz hem hareket etmiş olur hem de kültürel zenginliğinizi artırırsınız.
Bayramın vazgeçilmezlerinden biri de tatlılardır. Adı üstünde bu bayram aynı zamanda şeker bayramı olarak da adlandılır. Hamur tatlıları maalesef kalori düzeyi yüksek olan besinlerdir. O nedenle tüketimlerine dikkat etmek gerekir. Fazla yediğinizde hem mideyi yoracak hem de yakamadığınız enerji kilo alım riskini beraberinde size taşıyacaktır” diye uyarıyor.
Bayramı tatsız anılarla bitirmemek için öneriler;
Çok iyi çiğnerseniz doyduğunuzu daha rahat anlayıp, fazla kaçırma riskinden uzak kalırsınız. Artı sindirimin ağızda başlamasını sağladığınız için mideye binen yükün azalmış olmasını sağlarsınız.
Su içiminize dikkat ediniz. Bu ihtiyacınızı çay ya da benzeri sıvılarla karşılamaya kalkmayınız.
Kızartma tarzı besinleri tüketmemeye çalışınız.
Hamur tatlıları yerine mümkün olursa sütlü tatlı, meyve tatlıları tercih ediniz.
Gittiğiniz her yerde yemek zorunda değilsiniz, ama yiyecekleri red ederken de kalp kırmadan tatlılıkla karşınızdakileri ikna edebilirsiniz.
Porsiyonları daha ufak tercih edebilirsiniz.
Yürüyerek gidilecek mesafelerde aracınızı kullanmayınız. Asansör yerine merdivenleri kullanınız.
Akşam yemeklerinizin hafif olmasına özen gösteriniz.
Oruçtan çıktıktan sonra eski beslenme alışkanlıklarımıza yavaş yavaş dönmek daha sağlıklı olur. Oruç tutarken 2-3 öğün gibi olan beslenmeyi 4- 5 öğün yapmak arada meyve gibi ufak öğünlerle mideyi rahatlatmak aynı zamanda bir sonraki öğün içinde çok acıkmanızı engelleyip daha rahat etmenizi sağlayacaktır.
Şeker hastaları, kronik böbrek hastaları, kolesterol ve tansiyon problemi olanlar dikkatli olmalılar. Onlara ısrarcı olmamak ve mümkünse, onlar için daha hafif diyetlerine uygun ikram alternatifleri sağlayabiliriz.
Çocuklarımızın aşırı şeker ve çikolata yiyip boş enerji almasının ve iştahlarının kapanarak, yemek yemelerinin engellenmesinin önüne geçiniz.
Bağırsak hareketlerinizi düzenlemek için öğünlerde salataya, sebze ve meyveye yer veriniz daha sağlıklı olur.