Güncelleme Tarihi:
İKİNCİ Dünya Savaşı’nı kaybeden Almanya, işgal kuvvetleri ABD, Fransa, İngiltere ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) tarafından 4’e bölündü. Daha sonra ABD, Fransa ve İngiltere’nin kendi yönetim birimlerini birleştirmesi sonucu 1949’da Federal Almanya Cumhuriyeti (Batı Almanya), doğuda da SSCB’nin etkisi altında bulunan ve sosyalist sisteme sahip Alman Demokratik Cumhuriyeti (Doğu Almanya) kuruldu. Birleşme döneminde Berlin’de yaşayan Türkler, o dönem de yaşadıklarını anlattı.
İKİ HALK TAM ANLAMIYLA BÜTÜNLEŞEMEDİ
47 yıldır Almanya’da yaşayan Resul Bayram, “O yıllarda İslam Toplumu Milli Görüş’ün gençlik kolları başkanıydım. İki Almanya’nın birleşmesi konusu, birleşmeden 6 ay önce başlamıştı ama ben beklemiyordum. ‘Doğu bloku yıkılacak, iki Almanya birleşecek’ deselerdi inanmazdık” ifadesini kullandı. 1987’de o dönem Refah Partisi İstanbul İl Başkanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı Doğu Berlin’e götürüp gezdirdiklerini anlatan Bayram, “Cumhurbaşkanımız Erdoğan da o dönemde Doğu ve Batı Berlin’in durumunu bizzat müşahede edip görenlerden birisidir” dedi. Bayram, iki Almanya’nın birleşmesinden 30 yıl geçmesine rağmen iki halkın tam anlamıyla hala bütünleşemediğini savunarak, iki toplum arasındaki psikolojik sınırların kalkmasının biraz daha zaman alacağını kaydetti.
‘TİCARİ BAKIMDAN POZİTİF OLDU’
30 senenin ardından Doğu Almanya’nın ciddi şekilde modernleştiğini ve Batı Almanya seviyesine geldiğini vurgulayan Uzun, Doğu Almanya’da bazı batı şehirlerine göre daha modern şehirler bulunduğunu belirtti. Uzun, birleşmenin ardından ekonomik bakımdan çok büyük bir ilerleme olduğuna işaret ederek, “İki halk senelerce ayrı kalmışlardı. Almanya birdenbire doğu tarafına doğru açıldı. Büyük şirketler açıldı, yatırım yapıldı. O bakımdan bence çok iyi zaman geçirdik ve bizim için de ticari bakımdan çok pozitif oldu. Savaştan sonra ayrılmışlar, ayrı kalanlar vardı. Birleştiler, ağlayanlar, hasret giderenler... Bazıları gitti öbür tarafa kendi dedelerini, nenelerine gördü, onların yerlerine sahip çıktı” diye konuştu. Türkler olarak zorluk çektiklerini de hatırlatan Uzun, iki ülke birleştiği zaman ekonominin tam tamına değiştiğini ifade etti. Uzun, “Fabrikalar kapandı, fabrikalar açıldı. Servis sektörü çok arttı. Bir de Almanların dediği gibi yeni bir şeyler ortaya çıktı. Yeni düzenlemeler, sektörler oldu. Bu bakımdan bazı Türk arkadaşlar bazı Türk işçiler zorluk çekti. Çünkü Berlin kapalı. Bir duvarda rahat bir şekilde yaşıyorduk. Duvar açıldı. Ondan sonra dünya değişti. Buna ayak uydurmaları biraz zor oldu” değerlendirmesinde bulundu.
‘BAŞKA BİR DÜNYAYA GEÇMEK...’
1981’den bu yana Berlin’de yaşayan Atilla Aydın ise iki Almanya’nın birleşmesini, “farklı bir dünyadan başka bir dünyaya geçmek” olarak niteledi. Doğu Almanya’dan gelenlerin refah seviyelerinin düşük olması nedeniyle Batı Almanya’nın refahından hemen faydalanmak istediklerini belirten Aydın, gelenlerin adeta “Alışveriş için saldırdıklarını” ifade etti. Aydın, Doğu Almanya’da yaşayanların sistem olarak Batı sistemine o zamanlar hiç uyum sağlayamadığına değinerek, şunları kaydetti: “Ben o zaman inşaatçılık yapıyordum. İnşaatçılıktaki sistemi bir kere bilmiyorlardı. İş sahasına alışamıyorlardı. Buraya geldiler. Sabah 07.00’de hemen iş başı yapmaları gerekiyor. Alışamadılar uzun zaman. Ondan sonra teknoloji sistemine uzun zaman ayak uyduramadılar ama zamanla tabii ki uydurmak zorunda kaldılar. Biz nasıl uyduysak onlar da uymak zorunda kaldılar.” Aradan geçen 30 yılda çok şeyin değiştiğini vurgulayan Aydın, “Artık Doğu-Batı Alman konusunun konuşulması azaldı. Yani içerisinde böyle hala daha Batı’yı hazmedemeyenler var” dedi.
İKİ ALMANYA’NIN BİRLEŞMESİ
SSCB Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov’un 1980’lı yıllarda açıklık ve yeniden yapılanma politikasıyla Doğu Almanya, Macaristan ve Polonya gibi ülkelerin yer aldığı Doğu Bloku ülkelerinde reform süreci başladı. Doğu Almanya’da halkın rejime karşı sokağa çıkması sonucunda 1989’da “Utanç Duvarı” yıkıldı ve iki Almanya 3 Ekim 1990’da resmen birleşti.