Güncelleme Tarihi:
Spor Toto Teşkilat Başkanlığı'nın yanı sıra, Motosiklet Federasyonu Başkanlığı görevini de yürüten Bekir Yunus Uçar, Yunanistan'dan getirilip, bir Türk ustanın modifiye ettiği aracıyla drag yarışlarının yeni yüzü olacak. Asıl mesleği gazetecilik olan, fotoğraf çeken ve klarnet çalan Uçar, ulaşım aracı olarak da kullandığı motosiklete olan tutkusunu, AA muhabirine anlattı.
Yunanistan'dan getirttikleri drag aracını, Manisa Akhisar Spor Kulübü'nün başkanı Doğan Kırbaç'ın kendi imal ettiği parçalarla modifiye edip, yarışa hazır hale getirdiğini belirten Uçar, “Bu motosikleti, sporcularımıza da örnek olması açısından Türkiye'de hazırladık ve federasyonumuza getirdik. Bizim için en çok sevindirici tarafı, aracın Türk yetkililer tarafından Türkiye'de hazırlanmış olması” dedi.
Uçar, aracın 2,1 saniyede 100, 12 saniyede ise 416 kilometre hıza ulaştığını ifade ederek, “Artık buna drag makinası ismini veriyoruz. Çünkü bu, motosiklet ve araç olmaktan bir ileri bir düzeye geçti. Drag yarışları içerisinde Avrupa ve dünya standartlarını yakalayabilecek bir makina haline gelmiş durumda” diye konuştu.
Makinanın arka tekerinde 350 beygir güç üreten bir sistem bulunduğunu, ayrıca 100-150 beygir arasında güç katan nitrooksit sistemin de var olduğunu söyleyen Uçar, “Her ikisini birlikte kullandığınızda, 450 beygirin üzerine çıkabilen bir hız makinası haline geldi” ifadelerini kullandı.
Uçar, motosikletin karadaki en hızlı araç olduğunu vurgulayarak, “Uçak, 300 kilometre hıza ulaştığında kalkış yapabiliyor. Bunun da kanatları olsa uçabilir. Şu an için Türkiye'deki en hızlı motosiklet bu” diye konuştu.
Lisansı cebinde
Federasyon başkanı Uçar, sporcu lisansının çıktığını ve yarışmalara katılacağını belirtti. Dragın, en fazla heyecan duyduğu branşların başında geldiğine dikkati çeken Uçar, “Ben biraz temsil anlamında yarışlara katılacağım. Önümüzdeki bir-iki ay içerisinde gerekli eğitimi almayı düşünüyorum. Türkiye şampiyonu sporcu arkadaşlarımızdan teorik bilgiler alıyorum. Daha sonra pratiğe geçeceğim. Motosikletimiz zaten teknik donanım olarak hazır” dedi.
Aracı ne kadar hızlı olursa olsun, profesyonellerle arasında illa ki fark olacağını söyleyen Uçar, “Garanti birinci olacağım diyemem. Benim gibi yeni başlayanlarla, profesyoneller arasında tek bir fark var. O da motosiklet değil, sarı ışığın sönmesiyle yeşil ışığın yanması arasındaki zaman diliminde kalkış yapabilmek. Yarım saniye kadar gecikirseniz, motorunuz ne kadar güçlü olursa olsun kaybedersiniz” diye konuştu.
“Motosiklet, özgürlük...”
Bekir Yunus Uçar, motosikletin, tüm kullananlar gibi kendisi için de özgürlük anlamına geldiğini söyledi. Motosikleti, “Vakte ve trafiğe bağımlı kalmaksızın kullanılabilecek ve bir zaman sonra insanın eli kolu, ayağının bir parmağı gibi vücudunun bir parçası haline gelecek bir araç” olarak tanımlayan Uçar, “Benim için de bu anlama geliyor. Sizden bir parça haline gelmedikçe ondan da keyif almazsınız zaten” ifadelerini kullandı.
Günlük hayatta motosiklet kullandığını, özellikle yaz aylarında Ankara trafiğinde de kullandığını kaydeden Uçar, “İstanbul'a iş için gittiğimde birçok defa motosikleti kullandım. Federasyondaki mesaimi de motosiklet mesaisi olarak geçirdiğim söylenirse, günde muhakkak 1-2 saatimi motosiklete ayırıyorum” dedi.
Teşkilat ve federasyon başkanlıklarının yanı sıra fotoğrafçılık ve klarnetle de ilgilenen Uçar, tüm bunların hepsini bir arada götürebilmesini, “Ekip çalışması” ile açıkladı.
Çalışma hayatında bu ay 20. yılını doldurduğunu ifade eden Bekir Yunus Uçar, “İlk olarak ulusal bir gazetenin spor servisinde çalışmaya başladım. Bana hep öğretilen 'Ben' değil, 'Biz' kelimesini kullanmak oldu. Hem Spor Toto'daki, hem Motosiklet Federasyonu çatısı altındaki çalışmalarımızda, iş yapma noktasında sanıyorum ben en son noktayım. Ben, arkadaşlarımı bir araya getirmeye gayret gösteren bir noktadayım. Onlar yapıyorlar ben de çıkıp, 'Bir şeyler yaptık' diye söylüyorum” ifadelerini kullandı.
“Anahtarını bir tek Kenan'a veririm”
Aracını, dünya şampiyonu milli motosikletçi Kenan Sofuoğlu'nun da gördüğünü belirten Uçar, şunları kaydetti:
“Kenan, kendi motosikletinin kapasitesini anlatırken biz ekip olarak güldük. Çünkü Kenan'ın bindiği motor, bu motosikletin üçte biri gücünde. Bu, hıza dayalı, onunki ise teknik ve kabiliyet gerektiren, çok daha üst düzey pilotaj gerektiren bir motosiklet. Kenan imrenerek baktı. Ona da şunu söyledim. 'Merak etme kendim binmezsem, anahtarı ancak sana veririm'. Onun her zaman üstünlüğü var. Bu motoru emanet edebileceğim tek kişi de o olabilir zaten.”