Güncelleme Tarihi:
***
Ya Almanya da?
Aynı soruya Almanlar yüzde 30 yanıtını vermiş.
Yani Almanlara göre, nerdeyse ülkede yaşayan her 3 kişiden biri göçmen kökenli.
Resmi verilere göre ise Almanya’da yaşayan göçmen kökenlilerin oranı yüzde 15 civarındadır.
Müslüman sayısı ile ilgili algılamalar ise tam kapkara bir tablo oluşturuyor.
“Ülkenizde yaşayan Müslümanların oranı sizce yüzde kaçtır?” sorusuna Belçikalılar yüzde 27, Kanadalılar yüzde 22, Fransızlar yüzde 28, Hollandalılar yüzde 20, İspanyollar yüzde 19, İsveçliler yüzde 23, İtalyanlar yüzde 19, Danimarkalılar yüzde 18 yanıtını vermiş.
Resmi verilere göre ise Müslümanların toplam nüfustaki oranı Belçika’da yüzde 5, Kanada’da yüzde 3, Fransa’da yüzde 9, Hollanda’da yüzde 5, İspanya’da yüzde 4, İsveç’te yüzde 8, İtalya’da yüzde 5, Danimarka’da yüzde 4’ü geçmiyor.
Ya Almanya’da?
Almanlara göre ülkede yaşayan Müslümanların oranı yüzde 21’dir.
Yani 82 milyon nüfuslu Almanya’da 17 milyondan fazla Müslüman yaşamaktadır.
Federal İstatistik Dairesi’nin resmi verilerine göre ise ülkede yaşayan Müslümanların sayısı 4-4.5 milyondur.
Yani Almanya’daki Müslümanların oranı yüzde 5’i bile bulmamaktadır.
Ama Almanların kafalarındaki Müslüman oranı, gerçek verilerin en az 4 katıdır.
***
Evet, dünyanın birçok ülkesinde paralel yapılan bu kamuoyu yoklamalarına göre, göçmen kökenli ve Müslüman sayısıyla ilgili gerçek rakamlar ile algılamalar, yani kafalardaki rakamlar arasında korkunç düzeyde büyük bir fark vardır.
İşte bu verileri görünce insan ister istemez “Olmaz, bu kadar da olmaz” diyor.
“Bu insanlar kendi ülkelerinde değil de, bambaşka bir dünyada mı yaşıyorlar acaba?” diyor.
‘IPSOS’ uzmanlarına ve sosyologlara göre, gerçek veriler ile kafalardaki veriler arasındaki bu uçurumun oluşmasına medyanın ve politikacıların göçmen kökenliler ile Müslümanlara dönük yaklaşımları etkin bir rol oynamakta.
Bu görüşü Alman sosyologlar ve araştırmacılar da paylaşmaktadır.
Onlara göre, göç ve Müslümanlar, Almanya’da özellikle son yıllarda medya ve politikacıların gündemine iyice yerleşti.
Medya genelde olumsuz bir tablo sergiliyor.
Genelde yalnız aşırı sağcı ve sağ popülistler değil, farklı kanattan birçok politikacı da göç, göçmen kökenliler, sığınmacılar ve Müslümanlarla ilgili olarak, bilinçli bir biçimde olumsuz bir dil kullanmayı yeğliyor.
***
Sosyologlara göre, göçmenlerin ve göçmen kökenlilerin daha fazla suç işledikleri, sosyal sistemi istismar ettikleri, topluma uyum sağlamak istemedikleri şeklindeki yaklaşımlar, daha fazla sığınmacı gelmesinin engellenmesi için ülke sınırlarının daha iyi kontrol edilmesi, hatta sınırların tamamen kapatılması gibi öneriler, “normal vatandaşların” kafalarında yanlış ve olumsuz algılamalara yol açıyor.
Yalnız Almanya’da değil, ne yazık ki bu yaklaşım, gelişmiş Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, dünyanın çeşitli kesimlerinde de böyle.
İşte bunu değiştirmek için Almanya’da da, diğer Avrupa ülkelerinde de, dünyanın başka ülkelerinde de, önyargıların giderilmesinde, yanlış algılamalar oluşmasının engellenmesinde sağduyulu herkese önemli görevler düşmektedir.