Güncelleme Tarihi:
BASKI GİDEREK ARTIYOR
Basın özgürlüğünün kısıtlanmasında en büyük neden, sağ popülist hareketlerin Avrupa’da güçleniyor olması.
İtalya’da aşırı sağın lideri ve İçişleri Bakanı Matteo Salvini mafyanın tehdidi altındaki gazetecilere polis korumasını kaldırmak istedi.
Avusturya’da aşırı sağ Özgürlükler Partili (FPÖ) İçişleri Bakanı Herbert Kickl, eleştirel basını bilgi yasağıyla tehdit etti.
Slovakya eski başbakanı Robert Fico, gazetecileri kameraların önünde “Pis fahişeler” diye niteledi.
Çek Cumhurbaşkanı Milos Zeman, gazetecilerin yakında ‘nesli tükenmiş türler’ arasında olacağını ümit ettiğini söyledi.
Almanya’da sağ popülistler gazetecileri ve basını “Yalancı basın” sloganlarıyla hedef haline getirdi.
ALMANYA 13’ÜNCÜ SIRADA
Avrupa’da basın özgürlüğünün en iyi olduğu ülkelerin başında Norveç, Finlandiya ve İsveç geliyor. Almanya basın özgürlüğü konusunda 2018’de iki basamak yükselmiş görünüyor. Ama Avrupa sıralamasında 13’üncü sırada.
Almanya’da geçen yıl gazetecilere yönelik en az 22 saldırı olayı yaşandı. Saldırıların büyük çoğunluğu aşırı sağın toplantı ve gösterilerinde meydana geldi.
Avusturya’da aşırı sağcı FPÖ’nün hükümet ortağı olmasıyla gazeteciler üzerinde baskılar son derece artmış bulunuyor. En son kamu televizyonu ORF’de, FPÖ’nün Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde liste başı adayı Harald Vilimsky, kendisine eleştirel sorular yönelten sunucu Armin Wolf’ü, “Bunun sonuçlarına katlanırsın” diye tehdit etti.
Avusturya basın özgürlüğü sıralamasında 5 basamak gerileyerek, 16’ıncı sıraya düşmüş bulunuyor.
BOMBAYLA ÖLDÜRÜLDÜ
Gazeteci cinayetlerinin yaşandığı Malta, Slovakya ve Bulgaristan, Avrupa’da basın özgürlüğünün en zayıf olduğu ülkeler arasında.
Malta’da yolsuzluk olaylarını araştıran gazeteci Daphne Caruana Galizia 2017’de arabasına konulan bir bombanın patlaması sonucu hayatını kaybetti.
Slovakya’da gazeteci Jan Kuciak nişanlısıyla birlikte evinde silahlı saldırı sonucu öldürüldü.
İki olayda da cinayetin arkasındaki asıl sorumlular ortaya çıkarılamadı.
Basın özgürlüğü, engelsiz bilgi alma, kamuoyu oluşturma ve bu bilgileri sansürsüz yayınlama özgürlüğünü içeriyor.
Basın özgürlüğü, açık toplumun esas temeli ve onsuz bir demokratik toplum düşünülemez.
Demokratik toplumun geleceği açısından basın özgürlüğünü teşvik etmek siyasetin en önemli görevleri arasında geliyor.