Güncelleme Tarihi:
Almanya göç ülkesi olduğunu 2000 yılında resmi olarak kabul etti. Ancak resmi kabule rağmen pratikte göç ülkesi gerçeği karşılığını son yıllara kadar görmedi.
Bir önceki Cumhurbaşkanı Christian Wulff, Müslümanların ve İslam'ın Almanya'nın bir parçası olduğunu söyledi. Çok büyük tepkiler çekti. O dönem Wulff'un açıklamalarına mesafeli duran Başbakan Angela Merkel, önceki akşam iftar programına katılarak Almanya'da İslam'a ve Müslümanlara yönelik çok ciddi ve önemli mesajlar verdi. Merkel “İslam Şüphesiz Almanya'ya ait. Almanya'da yaşayan Müslümanların büyük çoğunluğu yasalara bağlıdır” dedi.
TÜRK BASININDA SADECE HÜRRİYET
Federal Hükümet'in Göç ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Aydan Özoğuz'un evsahipliğini yaptığı iftar programına Başbakan Angela Merkel ile birlikte farklı inanca sahip 43 davetli hazır bulundu.
Federal Dışişleri Bakanlığı'nın akademi olarak kullandığı Villa Borsig'deki programını Hürriyet ile birlikte sadece Alman Haber Ajansı dpa ve Süddeutsche Zeitung davet edildi.
İftar için hazırlanan odaya geçilmeden önce Villa Borsig'in bahçesinin göle bakan bölümünde Merkel, tek tek tokalaştığı davetlilerle, bir süre ayak üstü sohbet etti. Daha önce Uyum ve İslam Zirvelerinde tanıdığı davetlilere özel ilgi gösterdi. Villanın bahçesinde toplu resmi çekildikten sonra Filistin ve İsrailli müzisyenlerden oluşan Divan Orkestrası Mozart'ın eserini çaldı. Müzik dinletisinin ardından altı yuvarlak masanın kurulduğu odaya geçildi.
BİRİNİ SAĞINA DİĞERİNİ SOLUNA
Beş masa yedi kişi oturacak şekilde hazırlanırken Merkel'in masası sekiz kişilikti. Merkel'in sağında Bakan Aydan Özoğuz, solunda ise Almanya Müslümanlar Konseyi Sözcüsü Nurhan Soykan oturdu. Her masada kadın konuğun bulunmasına özellikle dikkat edilmişti. Merkel'in masasında dört kadın dört erkek olarak eşitlik ilkesi uygulanmıştı. Merkel masada bulunan iki Türk kökenli kadınlardan birini sağına diğerini soluna oturttu. Aynı masada Katolik ve Protestan Kilisesi temsilcileri, Almanya Yahudi Merkez Konseyi Başkanı Josef Schuster, Federal Aile Bakanı Manuella Schwesig ve Müslüman Öğrenciler Forumu Başkanı Zakariya Ali de oturdu. İlk konuşmayı Özoğuz yaptı, konuşmasında burada dini bir tören yapmadıklarını özellikle vurguladı.
İftarda bulunan Müslümanların tümünün oruçlu olmadığını da belirten Özoğuz, farklılıklara ve bunların önemine değindi.
Özoğuz “Amacımız sadece farklı inançlar arasında diyalog kurmak değil, insanların biraraya gelmesi ve komşuluk ilişkilerini geliştirmesini önemsiyorum.” Bakan, Başbakan Merkel'e davete katıldığı için teşekkür etmeyi de ihmal etmedi. Başbakan Merkel, 2007 yılında dönemin İçişleri Bakanı Wolfgang Scheuble'nin verdiği iftara da katılmıştı. Bu kez Bakan Özoğuz, iftar programı yapacağını kendisine iletince de Merkel'in ilk tepkisi 'Çok iyi olur. Ben de geleceğim' şeklindi olmuş.
CAMİLER YAPILAN SALIDIRI BİZE YAPILMIŞTIR
Özoğuz'un ardından Nurhan Soykan Almanya'daki Müslümanlar, Josef Schuster Yahudi Cemaati ve Heinrich Bedford-Strohm Protestan Kilisesi adına kısa birer konuşma yaptı.
Üç konuşmacı da diyaloğun önemine değinirken, inanç merkezlerine yönelik saldırıları kınadı. Son konuşmacı olarak kürsüye Merkel çıktı. Merkel'in konuşmasına başlamasıyla birlikte davetliler, kendilerine ait sosyal medya hesaplarından paylaşmak üzere cep telefonlarıyla resim çekip kayıt yaptılar. Neredeyse tümü bir anda telefonlarını çıkarınca salonda gülüşmeler oldu. Merkel de tebessüm içinde konuşmasına başladı. Üç dinin de köklerinin aynı olduğu ve bu dine mensupların aynı Allah'a inandığını hatırlatan Merkel, farklılıklar yerine ortak yönlerin ortaya çıkarılmasının önemine değindi. Merkel “Başkalarının gözüyle farklı düşüncelere bakmalıyız. Başkaların kulaklarıyla da dinlemesini bilmeliyiz. Farklılıklar bizi zenginleştirir” dedi.
Merkel “İnanç merkezlerine ve Allah'ın evlerine saldırılar düzenleniyor. Camilere, Sinagoglara ve Kiliselere yapılan saldırılar hepimize yapılmış sayılır. Bu saldırlar demokrasimizi yapılmıştır. Ülkemizdeki din özgürlüğüne yapılmıştır. Barış içinde yaşamamıza yapılmıştır” sözleriyle konuşmasını sürdürdü.
MÜSLÜMANLAR MARJİNAL DEĞİL
Merkel, dinlerin bütünleştirici olduğunu vurgularken, terörün toplumu bölmesine izin verilmemesi gerektiğinin altını da çizdi. Merkel “Din adına, en çok da İslam adına teröristler insanları barbarca öldürüyor. Geçen hafta Fransa, Tunus ve Kuveyt'te bu deneyimleri yaşadık. Ayrıca şu da unutulmamalı ki küresel terörün kurbanları da çoğunlukla yine Müslümanlar oluyor. Almanya'daki Müslümanların tümünü zan altında bırakmak ve onları dışlanmasına izin verilmeyecek. Burada 10 yıllardır 4 milyona yakın Müslüman yaşıyor. Ülkemizin refahı için canla başla çalışıyorlar. Gönüllü yaptıkları çalışmalarla demokrasimize katkı sunuyorlar. Büyük bölümü yasala ve anayasal kurumlara saygı gösteren yurttaşlardır. İslam şüphesiz Almanya'ya aittir” dedi.