Güncelleme Tarihi:
“AVRUPA’ya geliş hikâyemiz herkes gibi belli bir süre çalışıp, küçük de olsa birikim yapıp Türkiye’ye dönmek. Ama öyle olmadı. Geldik, bir şekilde ‘Bugün dönelim’, ‘Yarın dönelim’, ama dönüş olmadı. ‘Böyle olursa daha faydalı olacağız hem Türkiye’deki toplumumuza hem de buradaki toplumumuza, insanımıza’ diye düşünüyoruz ve devam diyoruz. 1986’da 6 arkadaşla şirket kurduk. 3 sene devam etti. Daha sonra farklı nedenlerden dolayı, kiminin ihtiyacı oldu kimi ayrılmak istedi ve şirketi bana devrettiler. Bu şekilde devam ettik.
Biz genelde sivil toplum kuruluşlarının içinde olduğumuz için, et meselesinin çok önemli olduğunu biliyordum. Helal et. Ona ağırlık verdik. Onun için marketlerimizin ismi de ETSAN. O zaman marketimiz yoktu. İnsanımıza hizmet edelim, helal et sunalım. Daha sonra tabi helal etle sınırlı kalmadık, birçok helal ürünleri de sunalım dedik. Şu anda 5 bin çeşidin üzerinde ürünümüz var. İnsanlarımıza sunuyoruz, bir nevi memleket hasretini burada gidermiş oluyorlar.”
Aynı zamanda et ve et ürünleri tesisimiz var. Birçok alanda insanlarımızın ihtiyacı olan mümkün olan her şeyi helal olanı sunmaya çalışıyoruz. Bu takdiri ilahi. Cenab-ı Allah’ın da tabii ki desteği olması gerekiyor. Yürü ya kulum demesi gerekiyor. Biz toplumumuzdan hiç kopmadık. Kültür olarak, ahlak olarak. Hep insanlarımızın içerisinde olduk. Başlangıçta nasıl başladıysak, bugün de aynıyız. İnsanlarımızın da bu hoşuna gidiyor ve hep bize destek oldular. Aynı zamanda çok çalışmak gerekiyor, biz de onu yaptık.”
‘TİCARET ELÇİLİĞİ YAPIYORUZ’
“Avusturya’da ortalama 300 kişi çalışıyor. Bunun dışında Almanya’da bizim şirketimiz var. Enerji içeceğimizi dağıtıyor. Orada da yaklaşık 30 kişi çalışıyor. Biz ilk önce sadece Türklere hitap ediyorduk ama daha sonra insanların Türkiye’ye tatile gidip gelmeleri ile ortak bazı noktalar olmaya başladı. Ürünlerimizi almak isteyenler oluyor. Onun için biz sadece Türkleri çalıştırmıyoruz aynı zamanda Avusturyalıları da istihdam ediyoruz. Türkiye’ye yatırımlarımız da var ama çok büyük yatırımlar değil. Ben buradaki yatırımlarımızı Türkiye’de yaptığımız yatırımlardan daha faydalı görüyorum. Niye? Çünkü biz burada elçilik görevi görüyoruz. Ticaret elçiliği yapıyoruz. Bizim burada yatırımlarımızı artırmamız, Türkiye’den bir o kadar ürün ithal etmemiz anlamına geliyor. Dolayısıyla doğru yolda olduğumuza inanıyorum. Meyvesinden sebzesine, zeytininden baharatına kadar köylümüzün, çiftçimizin üretmiş olduğu her türlü malı değerlendiriyoruz. Köprü görevi yapıyoruz. Onun için burada daha fazla yatırım, daha fazla yatırım. Hatta biz şimdi Almanya başta olmak üzere Avrupa’nın birçok ülkesinde şubeler açmayı hedefliyoruz. Yıllık ciromuz 130 milyon euro. Bu zaten bilançolardan ortaya çıkan bir şey saklı gizli bir şey değil. Bunun da yüzde 70’ini Türkiye’den ithalat yapıyorsak, bu da demektir ki yüzde 70 Türkiye’ye döviz gönderiyoruz.”
‘GENÇLERİN HER İMKÂNI VAR’
“Ekonomi dergisi Forbes’a teşekkür ediyorum. Hikâyemize çok geniş yer verdi. Bu da Avusturya kamuoyu ve Avusturya medyasında ilgiyle okundu. İnsanlarımız sevindi. Bu bizi çok mutlu etti. Bunun bir başarı hikâyesi olduğunu onlar da bize söyledi. Bu büyük bir başarı. Ancak bu başarı, bütün çalışanlarımızın desteğiyle, bizi destekleyen müşterilerimizle, bize ürün üreten Türkiye’deki köylüsünden ihracatçısına kadar hepsinin burada bir katkı payı var dedi. Dolayısıyla böyle uluslararası bir dergide yer almak işin doğrusu mutlu ediyor insanı. Bu bir bayrak değişimidir. Bu dergiyi gören, bunu okuyan gençlerimiz, iş insanlarımız bunu daha ileriye götürebilecekler, kendilerinde bir güven oluşacak. Memleketimizden geldik, köyden geldik, iş yok, oturum izni yok, para yok, hiçbir şey yok ve bugün böyle bir noktaya geldik. Buradaki gençlerimizin her türlü imkânları var. Onlar bu işleri daha profesyonelce götürebilirler. Bundan hiç endişem yok. Bizim insanlarımız genelde girişimci insanlardır. Bunu görüyoruz”
‘BURADA OLMAMIZ DAHA FAYDALI’
“Atalarımız ne demiş? ‘Doğduğun yer mi, doyduğun yer mi?’ Tabi ki doğduğumuz yer çok önemli. Çünkü orada annemiz, babamızın kabirleri ordadır. Büyüklerimiz orada yatıyor. Bu çok önemli bizim için, değerlerimiz için. Burası da doyduğumuz yer. Buradaki imkânlarla Türkiye’ye faydalı oluyoruz. ‘Türkiye’de mi Avusturya’da mı olmak istersiniz?’ diye soracak olursanız; bence burada olmamız Türkiye’de olmamızdan daha faydalı. Hem Avusturya için hem de Türkiye için. Türkiye’de bizim gibi insan sayısı çok. O görevi fazlasıyla yapıyorlar. Daha güzel yapıyorlar. Ama burada ihtiyaç var. Burada da bunu biz yapmaya çalışıyoruz. Biz ürünlerin yüzde 70’ini Türkiye’den getiriyoruz. Farklı ürünler ve farklı markalar var. Marmara zeytininden Rize çayına kadar birçok ürün var. Bunların hepsi Avusturya’ya gelip bu ürünlerini pazarlamaya kalksalar, hepsi ayrı ayrı şirket kurmaları lazım, eleman tutmaları lazım, yer tutmaları lazım. Bunu yapmaları mümkün değil. Biz hepsinin adına burada o görevi üstlendik ve yapıyoruz. Dediğimiz gibi ticaret elçisiyiz ve en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla bizim Türkiye’deki insanımız da burada olmamızı istiyor bence, Türkiye’de olmamızı değil.”