Barışı silahsız sağlamak

Güncelleme Tarihi:

Barışı silahsız sağlamak
Oluşturulma Tarihi: Ocak 28, 2023 10:25

Alman Nazilerin giriştiği İkinci Dünya Savaşı’nda 6 milyondan fazlası Yahudi olmak üzere 60-70 milyon insanın yaşamını yitirdiği ‘tarihi kara miras’ üzerine 23 Mayıs 1949 tarihinde Anayasa’nın kabulüyle Almanya Federal Cumhuriyeti kuruldu.

Haberin Devamı

Barışı silahsız sağlamak

ALMANYA’nın ilk Başbakanı Hıristiyan Demokrat Birlik Partili (CDU) Konrad Adenauer’di.

Her ne kadar “Barışı silahsız sağlamak” sloganı eski Doğu Almanya olarak bilinen Alman Demokratik Cumhuriyeti (DDR) vatandaşı olan bilim insanı Robert Havemann ve din adamı Rainer Eppelmann’ın 25 Ocak 1972’de yayınladıkları Berlin Çağrısı’nda yer bulsa da, Konrad Adenauer’ın hedefi Avrupa’da barış, dünyada barıştı.
İlk etapta Batılı ülkeler ve ABD ile dostluk kurup pekiştirmekti.
Avrupa’da kalıcı bir barış oluşturulması için dönemin Fransa Dışişleri Bakanı Robert Schumann’ın Avrupa devletlerini kömür ve çelik üretiminde iş birliği fikrine en büyük destek aynı zamanda Almanya’nın Dışişleri Bakanı olan Şansölye Adenauer’den geldi.
Ve 1951 yılında Belçika, Federal Almanya, Fransa, Hollanda ve İtalya bir araya gelerek ‘Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’nu (AKTÇ) kurdu.
Almanya 1955 yılında NATO üyesi oldu.
AKTÇ üyesi 6 ülke iş gücü, mal ve hizmet serbestisini gerçekleştirmek için 1957 yılında Avrupa Ekonomik Topluluğu’nu (AET) kurdu.
AET’nin üye sayısı zamanla İngiltere, İrlanda, Danimarka, Yunanistan gibi ülkelerinde katılımıyla arttı ve 1991 yılında Maastricht Sözleşmesi’nin imzasıyla bugünkü Avrupa Birliği (AB) adını aldı.
Yüzyıllarca birbirine düşman olan iki komşu ülke Fransa ile Almanya’ya arasında sağlam temeller üzerine oturan bir dostluk kurulması için Adenauer canla başla çalıştı.
Ve dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle ile Konrad Adenauer, 22 Ocak 1963’te Paris’teki Elysee Sarayı’nda Alman Fransız İş birliği -Dostluk- Anlaşması’nı imzaladılar.
Bu sözleşmeden birkaç hafta sonra ‘gençlik takasını’ içeren Alman-Fransız Gençlik Örgütü (DFJW) doğdu.
O zamandan bu yana on milyondan fazla kızlı-erkekli genç değişim programlarına katılarak Fransız-Alman dostluğunu pekiştirdiler.
Adenauer Batı ile dostluğu pekiştirmeye ağırlık verirken, 1969 yılında iktidara gelen Almanya’nın Sosyal Demokrat Partili (SPD) ilk Başbakanı Willy Brandt, ‘Ostpolitik’ (Doğu politikası) dedi.
Sonradan tarihe karışan Sovyetler Birliği’nin (SB) başını çektiği Doğu Blok ülkeleriyle ilişkileri geliştirmek için kolları sıvadı.
Batı ile Doğu arasındaki “Soğuk Savaşı” sonlandırmak için yoğun çaba gösterdi.
Tabii hedef ikisi de 1949 yılında kurulan Federal Almanya Cumhuriyeti ile Alman Demokratik Cumhuriyeti’ni birleştirmekti.
Brandt, “Yakınlaşma yoluyla değişim” politikasını ön planda tutarak 1970 yılında Sovyetler Birliği ile Moskova Anlaşması’nı, Polonya ile de Varşova Anlaşması’nı imzaladı.
Varşova’daki imza töreninden sonra İkinci Dünya Savaşı sırasında Naziler’in öldürdüğü Yahudiler’in anısına yapılan ‘Yahudi Anıtı’ önünde Brandt’ın diz çökmesi ve Alman halkı adına özür dilemesi tarihe geçti.
Ve bu davranışı ile hayata geçirdiği ‘Ostpolitik’, Willy Brandt’a 1971 yılı Nobel Barış Ödülü’nü getirdi.
Ve Brandt’ın başlattığı ‘Ostpolitik’ sayesinde iki Almanya, Almanya Federal Cumhuriyeti adı altında birleşti.
Brandt’tan sonra 1974-1982 yıllarında Almanya’nın Başbakanlığını yapan SPD’li Helmut Schmidt de, ‘silahlanma yerine diyalog’ dedi.
Bonn ile Doğu Berlin arasında diyaloğun geliştirilmesine de özen gösterdi.
Kararlı bir tutum izleyerek Almanya’da yıllarca terör havası estiren alırı solcu Kızıl Ordu Cephesi (RAF) terör örgütünü bitirdi.
SPD’li Gerhard Schröder 1998 yılında Başbakan olarak göreve başladıktan kısa bir süre sonra NATO birlikleri bağımsızlığını isteyen Kosova’da acımasız bir savaş sürdüren Yugoslavya’yı bombaladı.
İlk kez Alman askerler de İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra NATO birliğinde de olsa bir savaşa katıldı.
Bu Almanya’da çok tartışıldı.
Başbakan Schröder, “Biz savaş sürdürmüyoruz, biz askeri yöntemle Kosova’da barışın sağlanması için çağrıldık” diyerek halktan destek istedi.
8 Aralık 2021’de göreve başlayan Almanya’nın şu andaki SPD’li Başbakanı Olaf Scholz da, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 24 Şubat 2021’de Ukrayna’da başlattığı savaşın içinde buldu kendisini.
Başlangıçta Ukrayna’nın silah talebine “hayır” dedi.
Ama hem içten hem de dıştan baskıların artması üzerine silah “hafif silahların” gönderilmesine onay verdi.
Ukrayna’nın istediği Alman yapımı Leopard 2 tankları göndermemek içinse aylarca diretti.
Ancak hem hükümet ortakları FDP ile Yeşiller hem ABD, İngiltere, Fransa ve diğer müttefikler hem de halk bastırıca, “Tamam Ukrayna’ya 14 adet Leopard 2 tankı vereceğiz” dedi.
Ama yine de başta ana muhalefet CDU/CDU olmak üzere muhalefet partilerinin “Çok geç kaldın” suçlamalarından kurtulamadı.
Tabii “Barışı silahsız sağlamak” tezinden de uzaklaştı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!