Güncelleme Tarihi:
İki taraf atomlu silahların sınırlandırılması için “çok yönlü” görüşmelere başladı.
Ancak Sovyetler Birliği’nin diğer Doğu Blok ülkelerine orta menzilli nükleer silahlar konuşlandırılması üzerine NATO da benzer adımlar atmak için harekete geçti.
Ve 12 Aralık 1979 tarihinde “NATO Çift Yön Kararı” ile Varşova Paktı ülkelerine orta menzilli balistik füzelerde kısıtlamaya gidilmesi önerisinde bulundu.
*
Ancak uzlaşma sağlanamayınca NATO, Almanya da dahil Batı Avrupa’ya 198 adet orta menzilli Pershing II ve 464 adet seyir füzesi (Cruise Missile) konuşlandırılmasına karar verdi.
Dönemin Almanya Başbakanı Helmut Schmidt buna pek de sıcak bakmadı.
Uzun menzilli Amerikan füzelerinin Batı Avrupa’ya konuşlandırılması planları yüzünden yalnız Almanya’da değil, diğer Avrupa ülkelerinde de bir “atom savaşı” tedirginliği yaşanmaya başladı.
Barış sevdalıları Avrupa’nın birçok ülkesinde sokaklara dökülmeye başladı.
Almanya’da da...
Barış sevdalıları Almanya’da “Barış Hareketi” başlattılar.
10 Ekim 1981 tarihinde Almanya Federal Cumhuriyeti’nin o zamanki başkenti Bonn’da 300 binden fazla barış sevdalısı silahlanmaya ve Almanya’ya nükleer başlıklı füzeler konuşlandırılmasına karşı çıkıp protesto etti.
Protestocular arasında bir dönemler Almanya’nın başbakanlığını yapan SPD Genel Başkanı Willy Brandt ile ağırlıklı olarak “68 kuşağı” olarak bilinen solcuların öncülüğünde çevre korunmasından, barıştan ve sosyal adaletten yana, nükleer santral ve silahlanma karşıtı demokrasi sevdalıları tarafından 13 Ocak 1980’de Karlsruhe’de kurulan Yeşiller’in öncüleri de vardı.
Brandt, Amerikan Pershing 2 füzelerine de Sovyetlerin SS 20 roketlerine de karşı oluklarını vurguladı.
SİLAHLANMAYA KARŞI PROTESTO
Yeşiller’in kurucularından olan Petra Kelly de, Bonn’da düzenlenen protesto gösterinde bir konuşma yaparak, silahlanmaya da, Almanya’ya nükleer füzeler konuşlandırılmasına kadar sonuna kadar karşı olduklarının altını çizdi.
Almanya’da silahlanmaya karşı protesto gösterileri daha sonraki yıllarda da devam etti.
10 Haziran 1982 ve 22 Ekim 1983’te Bonn’da düzenlenen protesto gösterilerine yüzbinlerce barış sevdalısı katıldı.
22 Ekim 1983 tarihinde yalnız Bonn’da değil Hamburg ve Batı Berlin başta olmak üzere Almanya’nın çeşitli kesimlerinde düzenlenen protesto gösterilerine 1.3 milyondan fazla kişi katıldı.
Stuttgart ile Neu-Ulm arasında 200 bin kişi “insan zinciri” oluşturdu.
Ama 1982 yılında Helmut Kohl başbakanlığında iktidara gelen ve CDU/CSU ile FDP’den oluşan koalisyon hükümeti bir yıl sonra Amerikan nükleer füzelerin Almanya’ya konuşlandırılmasına izin verdi.
Evet...
Aradan 41 yıl geçti...
9-11 Temmuz tarihleri arasında Washington’da yapılan NATO Zirvesi’nde, Almanya’nın güvenliği için 2026 yılı itibariyle Almanya’ya “Tomahawk” tipi uzun menzilli Amerikan füzeleri konuşlandırılması kararlaştıldı.
*
SPD’li Şansölye Olaf Scholz, “Rusya’nın Avrupa topraklarını tehdit edecek yoğun bir silahlanma politikası izlediğini biliyoruz. Almanya’nın kendisini korumak için caydırıcı bir sisteme ihtiyacı var. Bunun için de hassas silahlar gerekli” diyerek tam destek verdi.
Yeşillerli Federal Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Avrupa’da özgürlüğümüzü tehdit eden silah deposunu sistematik olarak doldurmayı sürdürdü. Putin bizleri korkutmak, bizlere baskı yapmak ve bizi bölmek istiyor” diyerek Almanya’ya Amerikan füzeleri konuşlandırılmasına karşı çıkanları “saflıkla” suçladı.
Yeşillerli Federal Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck de, “Rusya ‘barış partneri’ değil” diyerek Almanya’ya uzun menzilli Amerikan füzeleri konuşlandırılmasının “şart” olduğunu söyledi.
Evet...
KİMSEDEN ÇIT YOK
Bir dönemler silahlanmaya da, başka ülkelere silah satılmasına da karşı olan Yeşiller, savaş başladığında Ukrayna’ya silah yardımı yapılmasına sıcak bakmayan Şansölye Scholz’u “yola getirip”, Ukrayna’ya silah gönderttiler, gönderdiler.
Şimdi de 2 bin 500 km’ye kadar ulaşabilen uzun menzilli Amerikan füzelerinin Almanya’ya konuşlandırılması için adeta yanıp tutuşuyor Yeşiller.
1980’li yıllarda sokaklara dökülen barış sevdalılarını arıyor gözler...
Herkes adeta dut yemiş bülbül gibi...
Kimseciklerden çıt çıkmıyor.
Nerede bu barış sevdalıları?
Bu barış sevdalılarına ne oldu?