‘Barış içinde yaşayalım diye acımı içime gömdüm’

ALMANYA’da ırkçı ve yabancı düşmanlığıyla işlenen cinayetlerin sembolü haline gelen Solingen katliamı, her yıl Solingen Belediyesi’nin düzenlediği törenle anılıyor. 29 Mayıs 1993’te M. Gartmann, F. Köhnen, C. Reher ve C. Buchholz tarafından Solingen’de gerçekleştirilen kundaklama eyleminde hayatını kaybedenler için düzenlenen tören, saat 16.00’da Genç ailesinin kundaklanan evinin önünde oluşturulan anma noktasında gerçekleştirildi. Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı Hilden Camisi imamı Eyüp Aydeniz’in okuduğu Kur’an-ı Kerim ile başlayan anma törenine, Solingen Belediye Başkanı Tim Kurzbach, Düsseldorf Başkonsolosu Ayşegül Gökçen Karaarslan, DİTİB Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Dilek, T.C. Essen Başkonsolosluğu Eğitim Ataşesi Doç. Dr. M. Fikret Arargüç, Evanjelik Kilisesi bölge yöneticisi Dr. Ilka Werner, Yahudi Cemaati Başkanı Leonid Goldberg, Mevlüde Genç, Kemal Genç, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

‘DAHA KALABALIK OLMALIYDI’
Solingen Büyükşehir Belediye Başkanı Tim Kurzbach, kundaklama olayın kendisinin gençlik yıllarına denk geldiğini ve olaydan çok etkilendiğini belirterek, bir daha böyle saldırıların yaşanmaması için ellerinden geleni yaptıklarını, ailenin acısını paylaştığını ifade etti. Kundaklamada 2 kızı, 2 torunu ve yeğenini kaybeden Mevlüde Genç ise “Bugün burada daha kalabalık olmalıydık, birlik beraberlik içinde olmak gerekiyor” sözleriyle vatandaşların duyarsızlığına sitem etti: “Bu acı yalnız benim değil, hepimizin acısı, buraya daha kalabalık gelmeli, birliğimizi beraberliğimizi göstermeliyiz. Ben, hepimiz için, birlik beraberlik barış içinde yaşayalım diye acımı içime gömdüm. Artık böyle acılar yaşanmasın.” Mevlüde Genç, kendilerine destek olanlara da teşekkür etti.
Kundaklamada çocuklarını kaybeden Mevlüde Genç’in oğlu Kamil Genç ise “29 yıl önce olan olayı anıyoruz ama o gün olanlar bugün bile gözümün önüne geliyor. Sesler, bağrışmalar. Aynı acıyı yaşıyorum” sözleriyle duygularını tarif etti. Solingen’den sonra da ırkçı saldırılar olduğunu belirten ve annesi Mevlüde Genç gibi vatandaşların konuya duyarsızlığına sitem eden Kemal Genç, daha fazla birlik beraberlik çağrısında bulundu.

�

‘SİYASİ VE SOSYAL İKLİM DEĞİŞMELİ’
“Irkçı saldırıda hayatını kaybedenleri rahmetle anıyoruz” diyen Düsseldorf Başkonsolosu Ayşegül Gökçen Karaarslan ise, “Saldırıda 5 canımızı kaybettik. Mevlüde Genç, saldırıdan hemen sonra acısı çok tazeyken bile sevgi ve saygı dilini kullandı, şiddeti değil barışı teşvik etti, eşine az rastlanır bir sağduyu örneği gösterdi” diyerek bunun ırkçılığa karşı en güzel cevap olduğunu söyledi. Solingen’den sonra Almanya’da başka ırkçı saldırıların da yaşandığını ifade eden Karaarslan, Almanya eski Başbakanı Angela Merkel’in “Irkçılık bir zehirdir” sözüne atıfta bulunarak, “Bu zehrin kangren olmadan toplumun bünyesinden atılması için topyekûn bir çaba gösterilmesi gerekiyor. Sadece her cinayetten, faciadan sonra faillerin yakalanmasına yönelik çabalar veya hayatını kaybedenlere taziyede bulunulması sorunu ortadan kaldırmıyor. Irkçılığı ve yabancı düşmanlığını yaratan siyasi ve sosyal iklimin köklü bir biçimde değişmesi, terör saldırılarının irdelenmesi ve önlemlerin alınması gerekiyor ki, Almanya’da Türkler kendilerini tam olarak evinde hissedebilsin” dedi. Başkonsolos Karaarslan, bu bağlamda Solingen Belediyesi ile iyi bir çalışma içinde olduklarını, belediyenin artık bu faciayla anılan bir kent olmaması için büyük gayret gösterdiğini, hassasiyet gereken en ufak bir konuda bile belediye başkanına ulaşılabildiğini ve yardımcı olduğunu ifade etti.

KUNDAKÇILARA SERBEST
29 Mayıs 1993 tarihinde Almanya’nın Solingen şehrinde, Türkiye kökenli Genç ailesinin evinin neonaziler tarafından kundaklanması sonucu Hatice Genç (19), Hülya Genç (9), Saime Genç (5), Gülüstan Öztürk (12) ve Gürsün İnce (28) yaşamını yitirdi. Genç ailesinin hayatını karartan failler Markus Gartmann (23), Christian Buchholz (20), Christian Reher (17) ve Felix Köhnen (16) ise yaklaşık 2 yıl süren dava sonunda 10 ila 15 yıl hapis cezası aldılar ve cezalarını çektikten sonra serbest bırakıldılar. Kuzey Ren Vestfalya’da yaşıyorlar ancak adresleri gizli.