Güncelleme Tarihi:
Berlin'deki Türkler arasında Barbara hanım bir simgedir.
1980'li yıllarda Berlin Senatosu Yabancılar Sorumlusuydu. Biz onu hep Barbara John olarak bildik. Kendisi son yıllarda profesör- doktor unvanına sahip. Anlayışına sığınarak, yazının başındaki ismine bu unvanını eklemedim; Bildiğimiz gibi analım diye!
Berlin'de birinci kuşakla şu anda dördüncü kuşağa boy atan Türkler arasında hemen herkesin ortaklaşa olarak anabileceği, ender isimler arasındadır sayın Barbara John!..
Hafızam beni yanıltmıyorsa 1983 yılında başlamıştı görevine. Dönemin cumhurbaşkanı Richard von Weizecker tarafından atanmıştı görevine. Çok geçmeden Türkler arasında kendisini o kadar sevdirmişti ki 'Barbara abla' olarak anılmaya başlaması çok zaman almamıştı.
O yıllar, bugünlere göre çok daha farklıydı. Daha duygusal, kendine göre daha derinliği olan yıllardı. Türklerin kalıcı olmaya başlamasının ufacık sinyallerinin tek tük gözüktüğü yıllardı.
Sorunu olan Türkler sadece sayın John ve ekibinin bulunduğu iş yerine gitmez, davetler de yapılırdı. Yabancılar sorumlusu olarak en az ayda bir defa Türk ailesini evinde ziyaret eder, onlarla yer içer, dertlerini dinlerdi. Bu ziyaretler genellikle sorunları olan ailelere yapılır ve sorun bire bir vatandaştan dinlenirdi. Türk gazeteciler de davet edilir, sorun Türk konukseverliğinin yarattığı sıcak ortam içinde gündeme gelir ve sayın John, bu konuda yapılabileceklerini söylerdi...
Sayın John yaklaşık 20 yıl bu görevde kaldı. Ben sayın John'un Türk ailelere yönelik olarak yaptığı ev ziyaretlerini haber yapan gazeteciler arasındaydım. Sorunların dile geldiği aile ziyaretleri gerçekten takip edilir ve çözüme ulaştırılırdı. Bir çok meslektaşımız bu konuda haber yapmıştır. Dolayısıyla sayın John'un biz gazeteciler arasında da ayrı bir yeri olmuştur...
Düğünlere, sünnetlere, doğum günlerine, bayramlara, sayın John hep davet edilir ve oda bizden biri gibi genellikle davetlere katılırdı. Sayın John hep buradaki Türkler arasında 'Bizden Biri' olarak görülmüştür. Hele de bildiği birkaç kelime Türkçesiyle de Barbara Abla unvanını hep korumuştur. Gerçekten sıcak samimi ve içtenlikli günlerdi.
Artık böyle değil... Bunun en yakın tanıkları da bizleriz. Sıcacık duygularla sarmanlanmış bir dönem sayın John'la beraber bitmiştir. Bu anlamda Berlin'deki Türklerin 50 yıla varan tarihinde sayın John'un çok farklı ve güzide bir yeri olmuştur. Bu düşünce sadece bu satırın yazarının değil, Berlin'de yaşayan on binlerce Türk'ün de ortak duygusudur.
Sayın John yaklaşık dört yıldan beri, Eğitim Senatörlüğü bünyesindeki dil eğitimiyle ilgili bürosunda çalışıyor.
Geçtiğimiz günlerde 70. yılını kutladı. Yine her zaman ki gibi alçak gönüllü ve samimiydi.
Kendisini yine unutmayan Türkler, sürpriz bir ziyaretle O'nu bu anlamlı gününde yalnız bırakmadılar. Ofisine pastaları ve kemençeleriyle gittiler. Çiçek verip, nice yıllar dilediler ve kutladılar... Duygusal anlar yaşandı...
Sayın John'un Türkler arasında ayrıca 'CDU'lu Alman dendiğinde aklımıza gelen ilk Alman Barbara John'dur” tanımlanmasıyla da bilinir. Bu analmada Berlinli Türklerin kalbini kazanan CDU'nun ilklerindendir.
Sayın John'a nice sağlıklı yıllar diliyorum. Yazıyı bitirirken eski bir konuşmasından alıntı yapmak istiyorum. Bu sözlerin -Özellikle yine bir CDU'lu olan Roland Koch'un sözlerini de hatırlayarak- aradan yıllar geçse de hala önemini koruduğuna inanarak.
“Ön yargıları yıkmanın yolu insanların birbirlerini tanımalarından geçer. Bizler bu imkanları yaratmalıyız. Göçmen kökenlilere yaklaşmalı ve yakınlaştırmalıyız. Gerçek uyum,ön yargıların yıkılmasıyla başlar”