Güncelleme Tarihi:
Bakan Eker ve Devlet Bakanı Zafer Çağlayan tarım sektöründe faaliyet gösteren ihracatçı birlikleri temsilcileriyle Ankara'da düzenlenen toplantıda biraraya geldi. Eker, toplantıda gazetecilerin de sorularını yanıtladı.
Eker, Ramazan ayı öncesi et ve gıda fiyatlarına ilişkin soru üzerine, hayvancılıkla ilgili tedbirler aldıklarını ifade ederek, hiçbir zaman hayvancılık sektörünün tarım sektörü desteklemeleri içerisinde bu dönemdeki kadar pay almadığını söyledi.
Bakan Eker, hayvancılığın toplam tarım desteklerinden aldığı payın yüzde 4 iken, şu anda aldığı payın ise yüzde 22 olduğuna işaret etti.2009 yılında et fiyatlarında bir hareketlenme meydana geldiğini ve bunun üzerine tedbirler aldıklarını belirten Eker, şöyle konuştu:
“Eğer arzda bir problem varsa veya spekülasyon varsa ki biz spekülasyon olduğunu düşünüyoruz, ithalat kararı aldık. 26 Nisan tarihi itibariyle et fiyatlarında muhtelif düşüşler var. 26 Nisan'dan itibaren kıymada yüzde 12, kuşbaşında yüzde 13,5 düşüş var. Diğer ürünlerde de muhtelif düşüşler var.
Piyasada ithalat yoluyla 16 bin ton kasaplık canlı hayvan ithalatı gerçekleştirdik, dağıtıldı. Et Balık Kurumu marketlere, kasaplara karkas etin kilosunu 12 liraya veriyor. 50 bin tonluk daha et ihalesi gerçekleşti. Bunlarda haftada bir belirli aralıklarla geliyor.”
“İLAVE TEDBİRLER ALDIK”
Bakan Eker, ilave aldıkları bir takım tedbirlerin bulunduğunu da belirterek, 1 Ağustos tarihinde yayımlanan kararname ile süt sığırcılığında, damızlık et sığır yetiştiriciliğinde, büyük baş hayvan yetiştiriciliğinde, manda, koyun ve keçi yetiştiriciliğinde, büyük baş ve küçük baş hayvancılığın bütün faaliyetlerinde 2 yıl ödemesiz, 5 yıl taksit ödemeli toplam 7 yılda ödenmek üzere faizsiz kredi uygulaması getirdiklerini ve kredide limitin 7,5 milyon lira olduğunu, bu parayla asgari 750 başlık büyük bir işletme kurulabileceğini anlattı.
Büyük baş hayvan besiciliğinde de bir kredi uygulamaları bulunduğunu ve kredinin bir yıl ödemesiz, ikinci yılın sonunda ödemeli sıfır faizli olduğunu ve kredi limitinin de 3 milyon lira olduğunu kaydeden Eker, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da da 50 başın üzerinde işletme kurana yüzde 40 hibe destek verdiklerini söyledi.
Eker, Türkiye'de 50 başın üzerindeki hayvancılık işletme sayısı 2002 yılında 4 bin 500 iken, 2009 yılında bu rakam 18 bin 650'ye yükseldiğini de kaydetti.
Türkiye'nin hayvan varlığında azalma olmadığının altını çizen Eker, üretimi teşvik ettiklerini ve artırdıklarını, et ve süt üretiminde, kayıtlı hayvan üretiminde azalma değil artış olduğunu bildirdi.
SEÇENEKLER MASADA
Bakan Eker, Ramazan ayında fiyatların artmaması yönünde bütün seçeneklerin masada olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Gerekirse daha fazla ithalat yaparız. Şu anda özel sektörde kendi ihtiyacını gidermek maksadıyla besi hayvanı ithal etmek isteyenlere bu imkanı tanıyoruz. Damızlıkta 50 başın üzerinde kendi ihtiyacı için ithal etmek isteyenlere bu imkanı veriyoruz. Bir takım tedbirleri biz alıyoruz, bundan sonra da almaya devam edeceğiz. Orta ve uzun vadede de biz bunları düşünüyoruz.
Türkiye'de hayvancılık asla geriye, kötüye gitmiyor, aksine ileriye gidiyor. Türkiye'de sektöre büyük yatırım var. Sanayi ve hizmetler sektöründe çalışan birçok grup sektöre girdi.
Dünyada hububat üretimiyle ilgili de birtakım haberler geldi üretimde azalma meydana geldiğine dair. Türkiye'deki üretimimiz kendi ihtiyacımızı karşılayacak düzeyde. Yer yer aşırı yağışlardan dolayı bölgesel sıkıntılar oldu. Türkiye'nin şu anda 2.2 milyon ton buğday stoğu var. Hasat henüz devam ediyor. Yüzde 75-80 oranında tamamlandı. Dolayısı ile biz dünyayı takip ediyoruz. Kendi ihtiyacımızla ilgili bir sorunumuz yok. Kendi ihtiyacımızı tamamen karşılayacak kadar üretimimiz var. 18 milyon bizim ihtiyacımızı gideriyor ama ihtiyacımızın çok üzerinde üretimimiz var.”
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, zayıflama haplarına yönelik soru üzerine, söz konusu ürünün internet ortamında satışına ilişkin bilgilerin bulunduğunu, bu duruma ilişkin devletin ilgili birimleriyle temas sağlandığını ve teşebbüse geçildiğini belirterek, “Onunla ilgili tedbir alınıyor” dedi.
GDO'lu ürünler ile ilgili bir başka soru üzerine de Biyogüvenlik Kanunu'nun çıkarıldığını hatırlatarak, Türkiye'ye herhangi bir ürün geldiğinde bunun bilimsel komite tarafından AB standartlarında, risk değerlendirilmesinin yapılacağını söyledi.