Güncelleme Tarihi:
Bah?eli, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile TBMM'nin a?ılışının 88. yıldönümü dolayısıyla özel gündemle toplanan TBMM Genel Kurulunda bir konuşma yaptı.
Devlet Bah?eli, 88 yıl önce atılan muhteşem adımın bir yıldönümünü daha gurur, kıvan? ve hayranlık duygularıyla hatırlamanın heyecanı i?erisinde olduklarını bildirdi.
TBMM'nin 23 Nisan 1920'de a?ılışının, Türk milletinin yaşadığı yaklaşık yarım yüzyıllık tarihi olaylar zincirinin son halkası olduğuna işaret eden Bah?eli, bu tarihin, aynı zamanda, cumhuriyetin kuruluşuyla başlayacak yeni dönemin müjdecisi olması bakımından ise bir başlangı? noktası sayılması gerektiğini söyledi.
TBMM'nin Ankara'da a?ıldığı o kutlu günün coşkusunun, Türk milletinin bağımsız yaşamak, hür olmak ve zillete boyun eğmemek adına verdiği tarihi kararın mukaddes bir hatırası olduğunu ifade eden Bah?eli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kanaatimce, bu kutlu mekanın a?ılışındaki derinliği daha iyi anlamanın yolu, ülkemize o dönemde musallat olan tehdidin tarafsız bir analizi ve bu analizden ?ıkarılacak doğru sonu?lar olacaktır.
1900'lü yılların başından 1920 yılına kadar ge?en zamanın, milletimiz a?ısından asırlardır süren destanların son bulmaya başladığı bir dönem olduğu hepimizin bildiği ger?eklerdir. Bu süre? Türk tarihi a?ısından acı hikayeler, ıstıraplarla dolu gö?ler ve insanlık trajedileri ile yaşanan bir dönemin kara tarihidir. İmparatorluğun yıkılışının bütün belirtilerinin görüldüğü bu dönemde yüreği vatan ve millet sevgisi ile ?arpan aydınların ü? temel kaygısı, hemen göze ?arpmaktadır. Bunlardan birincisi; yıkılma belirtilerini bütün şiddetiyle gösteren imparatorluk topraklarından, sınırları milli kimlik ve millet esasına göre ?izilmiş bir coğrafyayı kurtarmak. Bu inan? Misak-ı Milli ile anlam bulmuştur. İkincisi, ?ökmek üzere olan İstanbul merkezli devletin, bir enkaza dönüşmeden, köklü kurumlarının ve kadrolarının ayakta tutulması ve bu varlıktan bir i? dönüşüm ile bağımsız bir devletin doğmasıdır. Bu kararlılık ise bildiğiniz gibi cumhuriyetimizle sonu?lanmıştır. ??üncüsü ise, Anadolu'da işgale başlamış düşmanı yenilgiye uğratmak adına, milli bir direniş gösterecek varlığın ortaya ?ıkartılması ve yeni Türk devletinin askeri bir zaferin üstünde doğmasıdır. Bu maksat ise Kurtuluş Savaşımızın zaferiyle hayat bulmuştur."
"MİLLİYETÇİ D?Ş?NCENİN BAŞYAPITI"
Bah?eli, Türk milleti ve Türkiye'nin geleceği i?in duyulan bu milli heyecanın zirveye taşınması ve buluşup kaynaşmasının, 23 Nisan 1920'de, Ankara'nın Ulus Semti'ndeki bir taş binada tecelli ettiğini vurguladı.
TBMM'nin kuruluşunu doğuran gelişmelerin, tesadüf sonucu olmadığını vurgulayan Bah?eli, "Meclis, dönemin ümit kırıcı şartları altında, Atatürk gibi bir dehanın Samsun'dan itibaren adım adım getirdiği ve geliştirdiği bir yöntemin eseridir" dedi.
Bah?eli, bu yöntemin ise katılımcı, paylaşımcı, meşruiyete ve milletin kararına dayanan kongre ve toplantı kültürünün, millet sevgisiyle buluşmasının doğal ve nihai sonucu olduğunu dile getirdi.
Bah?eli, TBMM'nin a?ılışının; önce bir millete mensubiyetin, sonra o millete inanmanın ve bu milleti inandırmanın, kurtuluş ve başarıyı nasıl getireceğinin yaşanmış bir destanı ve bu yönüyle milliyet?i düşüncenin de bir başyapıtı olduğunu vurguladı.
"KOLEKTİF BİR AKILLA İLAN"
Düşman işgali altındaki ülkenin o günkü durumunda, ölümü göze almış kahramanların, önce cepheye gitmek yerine, Ankara'nın Ulus Semti'nde toplanmalarının nedenini, milleti öncelikle meşru ve ortak bir zeminde buluşturma ülküsünde aranması gerektiğini bildiren Bah?eli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu zorlu şartlarda bile, bir meclis ?atısı altında bir araya gelmenin anlamı kanaatimce şudur; Meclisin a?ılışı; Milletten destek, moral ve temsil yetkisi almadık?a, bir müşterek fikre dayanmadan, dağınık ve şahsi gayretlerle,uzağı görmeden peşine düşülen temelsiz düşüncelerle, milleti inandırmadan ve heyecan uyandırmadan yapılacak girişimlerle, savaşın da bağımsızlığın da kalkınmanın da mümkün olmayacağının yüksek bir feraset ve kolektif bir akılla ilanıdır.
Dile getirdiğimiz devir, Mondros ile tam bir teslimiyet altına girilen, Sevr ile paylaşılmaya razı olunan bir fetret devridir. Böylesi bir dönemde bile Atatürk ve dava arkadaşları i?in savaşmaktan da öncelikli olan konu, bir Meclis ?atısı altında toplanmak olmuştur. Bu yönüyle Büyük Millet Meclisimiz, yeryüzünde devletinden önce kurulmuş ilk parlamentodur."
"YAKIN TARİHİN ?V?NÇ KAYNAĞI"
MHP Genel Başkanı Bah?eli, milli mücadelenin, devleti henüz oluşmamış TBMM'nin komutasında ve önderliğinde kazanıldığına işaret ederek, bu yönüyle ise Meclisin, bağımsızlık savaşı kazanan ve vatan kurtaran ilk meclis olduğunu vurguladı. Bah?eli, bunun i?in gazi meclis unvanını fazlasıyla hak ettiğini dile getirerek, "Milli mücadelenin beyni ve kalbi olan Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşu, birka? yıl sonra imparatorluktan milli devlete, saltanattan milli egemenliğe, ümmetten millete, tebadan vatandaşa, meşrutiyetten demokrasiye doğru bir köklü dönüşüm projesinin de hayata ge?irilmesinin dönüm noktası olacaktır" diye konuştu.
TBMM'nin kuruluşuna aracı olan tarihi olayların önemli ve muhterem gelişmeler olduğunu, her birinin, yakın tarihin övün? kaynakları olduğunu vurgulayan Bah?eli, ancak, bu sürecin üzerinde durulması ve örnek alınması gereken asıl yönünün, bu tarihi olayların dayandığı milli devletin kuruluş ?abaları, milli irade arayışı ve milli egemenlik kaygısı olması gerektiğini söyledi.
"TEREDD?T HASIL OLMUŞSA"
"Ne üzücüdür ki, aradan ge?en 88 yıl sonra Türkiyemiz, uluslararası baskılar karşısında milli kimliğimizin ve saygınlığımızın, vatan sathında ise bin yıllık kardeşliğimizin özenle korunması gereken, hassas bir dönemin sancıları ile karşı karşıyadır" görüşünü dile getiren Bah?eli, Türkiye'nin sürüklendiği bu a?mazdan kurtarması gereken yegane kurumun, yine TBMM ve onun üyeleri olacağını belirtti. Bah?eli, sözlerini şöyle devam etti:
"Aksi takdirde, bu durumu farkına varmasına rağmen sahiplenmeyenleri ve ihmal edenleri, bilinmelidir ki tarih ve millet unutmayacak ve asla affetmeyecektir.
Şayet, bazı sayın vekillerde, bağımsız ve milli karar verebilmeleri noktasında, i?ten ve dıştan gelen etkilerle bir tereddüt hasıl olmuş ise; kendilerine gerekli olan milli bilin?, cesaret ve inancın kaynağı, yine 1920'li yılların aziz hatıraları ve muhteşem eserlerinde aranmalıdır. İhtiya? sahiplerinin, tarihin şerefli sayfalarına dönüp bir defa daha bakmalarını ve mutlaka ibret almalarını tavsiye ve istirham ederim. Bundan 88 yıl önce olduğu gibi, ?özümün de ?arenin de kaynağı asla yabancı başkentler değil, yalnız ve yalnız Başkent Ankara ve yüce Meclis ?atısının altıdır.
Bu itibarla TBMM, yalnızca yasama yetkisine haiz bir kurum olarak görülmemelidir. Yüce Meclisimiz, aynı zamanda Cumhuriyet modernleşmesinin fikri kaynağı, Türk milleti kimliğinde kucaklaşmanın siyasal güvencesi, toplumu ger?ek demokrasiye inandıran bir okul ve tıpkı ilk meclis gibi milletine yol gösteren bir rehber olmalıdır. Bunu sağlayamadığımız takdirde, tarihten alacağımız dersle artık biliyoruz ki, her meclis gibi, bizim Meclisimiz de, ancak kendi milletine verdiği önem ve ona layık gördüğü seviye oranında, yüksek ve değerli kabul edilecektir. Her millet gibi. Türk milleti de ancak Meclisine gösterdiği saygı ve onu takdir etliği kadar, saygın ve şerefli sayılacaktır. Ve her devlet gibi Türkiye Cumhuriyeti de ancak Meclisinin götürebildiği kadar gü?lü, ileri, müreffeh ve ?ağdaş olabilecektir."
"TBMM, GELECEĞİMİZİN EN B?Y?K G?VENCESİ OLMALI"
Bah?eli, 1920'de meclisi a?an ve 1923'te cumhuriyeti kuran milli ruhun, yalnızca tarihte kalmış bir yadigar olarak değerlendirilmesinin, kendileri i?in kabul edilir bir durum olmadığını belirtti.
Aynı şuur, heyecan ve gücün, bugün de benzer buhranların arasında kurtuluş ve yükseliş arayan millete yol gösteren bir ışık olarak parladığını dile getiren Bah?eli, sözlerini şöyle tamamladı: "Kuruluşunun 88. yılını kutladığımız TBMM, dün olduğu gibi bugün de; milli devletimizin, üniter yapımızın, milli kimliğimizin, toplumsal kardeşliğimizin, demokrasimizin ve geleceğimizin en büyük güvencesi olmalıdır. İnancımız bu yöndedir. Bu güvencenin toplumsal dayanağı ve en temiz kaynağı ise elbette ki henüz yanlış tesirlere kapılmamış pırıl pırıl ?ocuklarımızdır. Çocuklarımızı; ülkesini ve milletini seven, onlar i?in ?alışıp üreten insanlar olarak yetiştirmek; onları dünya yüzünde saygın bir milletin evladı olmakla övünmelerini sağlamak, gü?lü ve bağımsız bir devletin onurlu ve başı dik vatandaşları yapmak, bizlere düşen en önemli vatan ve namus borcudur."
Bah?eli'nin konuşmasını, MHP'li milletvekilleri ile bazı AK Partili milletvekilleri alkışladı.