Güncelleme Tarihi:
Bağış, Dedeman Otel’de, Avrupa Dil Ödülü töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin 52 yıldır AB’nin üyesi olmak için çaba sarf ettiğine dikkati çekerek bugün de anlamlı bir günde anlamlı bir proje ile Türkiye’nin Avrupa’nın ortak hassasiyetini paylaştığını söyledi.
Vatandaşların yabancı dil öğrenmesi konusunda Ulusal Ajans’ın çok önemli çalışmalar yaptığını ve yılda yaklaşık 40 bin vatandaşın AB fonlarından yararlanarak Avrupa’ya eğitime gittiğini belirten Bağış, "Avrupa Birliği’nin üyesi olmak istiyorsak Avrupa kamuoyunun zihnini ve gönlünü kazanmak durumundayız. Bu yüzden Avrupa ile ortak dili konuşmak durumundayız" dedi.
Avrupa vatandaşlarının da eğitim için Türkiye’ye gelmeye başladığını anlatan Bağış, Ulusal Ajans’ın yaptıklarını gören doğu ve batıdan altı değişik ülkenin eğitim konusunda Türkiye’den teknik yardım talep ettiğini söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın her zaman, "Artık Türkiye alan el değil, veren el" dediğini ve Türkiye’nin pek çok bölgede yaptığı çalışmaları hatırlatan Bağış, "Sadece maddi olarak değil, teknik olarak da veren konumuna geldik. Eğer biz bugün İngiltere dahil olmak üzere, bazı AB üyesi ülkelere Ulusal Ajans çalışmalarıyla ilgili teknik destek verecek noktaya geldiysek, o zaman demek ki, Türkiye gerçekten farklı bir platformda, farklı bir ligde oynamaya başladı" diye konuştu.
Türkiye’nin bir yandan AB sürecinde atması gereken adımları attığını, diğer yandan ekonomik büyümesiyle, dinamizmiyle, genç nüfusuyla AB’ye ilham kaynağı olduğunu ifade eden Bağış, "Artık Avrupa’yla da ilişkimiz sadece alan değil, alışlı verişli bir ilişki haline gelmiştir" dedi.
"TARİHE NOT DÜŞÜLECEK KONUŞMA"
BM Genel Kurulu toplantılarına katılmak için Başbakan Erdoğan ile birlikte New York’a gittiğini hatırlatan Bağış, BM Genel Kurul çalışmalarını yıllarca takip ettiğini vurgulayarak, bu yıl çok farklı bir manzarayla karşı karşıya kaldıklarını anlattı. Bağış, şunları kaydetti:
"Hiçbir sene Türkiye’nin liderleri, siyasetçileri bu kadar ilgi görmemişti. Sayın Başbakanımızın BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşma gerçekten tarihe not düşülecek bir konuşmadır. Sayın Başbakanımızın içtenlikle orada, açıkça, cesur yüreklilikle ’kral çıplak’ demiş olmasından en çok kendini kral zannedenler rahatsız oldular. Şunu özellikle vurgulamak istiyorum. Nasıl bir ülkeyi, Filistin’i açık hava hapishanesi yapmaya kalkanlar başarılı olamayacaksa, bu ülkede de kardeşi kardeşe düşürmeye kalkanlar, terörü kendileri için medet zannedenler başarılı olamayacaktır."
Türkiye’nin en büyük gücünün demokrasisi olduğuna dikkati çeken Bağış, "Biz bu gücümüzle, barışın, hoşgörünün, adalet ve hakkaniyetin dilini konuşmaya devam edeceğiz. İşte bu, dil gününde Avrupa’nın da artık anlaması gereken, Türkiye’nin konuştuğu bu adaletin, hakkaniyet dilinin Avrupa’nın da en büyük ihtiyaç duyduğu ögelerden biri olması" diye konuştu.
New York’taki temaslar sonrasında ABD’de yaşayan Rum toplumunun liderlerinin Başbakan Erdoğan’a ziyarete geldiklerini ve Erdoğan’a, 1936 yılından beri çözülemeyen bir sorunu çözerek, farklı inanç gruplarına ait mülklerin, onların vakıflarına iade edilmesi konusunda atılan adımlardan dolayı teşekkür ettiklerini kaydetti. Önceki yıllarda yurt dışında Türkiye’nin çok fazla eleştirildiğini dile getiren Bağış, "Türkiye artık teşekkürler alıyor" diye konuştu.
Bakan Bağış, daha sonra ödül alan öğrenci gruplarına ödüllerini verdi ve projelerin tanıtıldığı stantları gezerek öğrencilerle fotoğraf çektirdi. Bağış, 45 ülkeden 500 öğrencinin eğitim gördüğü Kayseri Mustafa Germirli Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri Nijeryalı Ali Abdullah ve Endonezyalı Trinaldi Rizki Permana ile de bir süre Türkçe sohbet etti.