Oluşturulma Tarihi: Mart 30, 2020 09:24
Haftalardır koronavirüsle yatıp koronavirüsle kalkıyoruz. Ruhumuz da, içimiz de karardı. İşte bu yüzden bugün ‘renkli’ bir şeyler yazmak istedim.
KİMİNE göre Türk, kimine göre Alman, kimine göre de hem Türk hem Alman sanatçı olan Nezaket Ekici ile 2000’li yılların ortalarına doğru tanıştım.
Bir gün Berlin’in Mitte İlçesi’nde bir galerinin önünden geçerken, ‘Performans sanatçısı Nezaket Ekici’ yazılı bir afiş gördüm.
İçeri girdiğimde kendisinin yarattığı performans görüntüleri yansıyordu ekrana.
Duvarlarda da imzasını taşıyan dev tablolar.
Telefon numarasını bulup kendisini aradım.
Birkaç gün sonra Berlin’de buluştuk.
Nezaket Ekici, 1970 yılında Kırşehir’de doğmuş.
Türkiye’de öğretmenlik yapan babası aynı yıl ‘Gastarbeiter’ (misafir işçi) olarak Almanya’ya gelmiş.
1973 yılında da ailesini yanına almış.
Birkaç yıl bir fabrikada çalışan babası, daha sonra eski mesleğine dönüp Duisburg’daki Türk çocuklarına okullarda ders vermeye başlamış.
Kızı Nezaket Ekici de ilk ve orta öğrenimini Duisburg’da bitirdikten sonra Münih Üniversitesi’nde Sanat Tarihi ve Sanat Pedagojisi öğrenimi yapmış.
Braunschweig Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’nda performans sanatı dalında da yüksek lisans yapmış.
20 yılı aşkın süredir dünyanın çeşitli kesimlerinde 150’nin üzerinde sergi açan Nezaket Ekici, kısa bir süre önce Almanya’nın Giessen (Hessen) ve Nordhorn (Aşağı Saksonya) kentlerinde iki ayrı sergi açtı.
Stuttgart ve Berlin’de yaşayan Ekici, 1995 yılında kaybettiği babası Ziya Ekici’nin, “Bizim adımız yabancı. Misafir işçi. Özgürlük nerde? Demokrasi nerde? Bizim haklarımız nerde?” diyerek kaleme aldığı şiirlerini sergiye taşıdı.
Babasının, ‘
Balık baştan kokar’ adlı bir kitapta topladığı göç, özlem, vatan hasreti, vatan, kaçış, aşk ve aile kokan, Almanya’da ve diğer Avrupa ülkelerinde o dönemlerde yaşayan Türklerin uyum sağlamama duygusunu dile getirerek kaleme aldığı şiirlerini, kızı Nezaket Ekici Giessen’deki ‘Neuer Kunstverein’ (Yeni Sanat Derneği) salonlarında açtığı sergide sanat ve edebiyat severlerle buluşturdu.
*
İşte Nezaket Ekici, babasının yazdığı bu şiirleri, ‘Babamın Şiirleri’ adı altında ‘video enstelasyonu’ olarak sergiye taşıdı.
Babasının ‘Şişkin Avrupalılar’ (Kendini beğenmiş Avrupalılar) başlıklı,
“Bizi çağırırken merasim yapıp törenle karşıla
Şimdi uyum de, oyunun uydurma
Özünü al parası çıkınca
Büyümüş gözlerinizde ne umut ne keder
İnsanlıktan nasibini almamış hepsi bir
haberÇocukları sınıflarda ayrı tut çalışanı getoda oturt
Düşürme dilinden intigrasyonu
Adımız auslaender gast arbayter
Nerede özgürlükçü demokrasi nerede hukukumuz
Sanki başka dünyanın insanıyız biz
Kendini beğenmiş şişkin Avrupalı” şiirini içeren Türkçe, Almanca ve İngilizce video enstelasyonunda Nezaket Ekici, kendi yaşamına da yer veriyor ve günümüzdeki sığınmacı sorunuyla paralelliklere de dikkati çekiyor.
Nezaket Ekici’nin adeta “Babamı şiirleriyle yaşatmak istiyorum” dercesine Giessen’de açtığı sergi, 24 Nisan’a kadar açık kalacak.
Shahar Marcus, Nezaket Ekici*
Ekici ayrıca Shahar Marcus ile Nordhorn ‘Staedtischegalerie’de (Kent Galerisi) ortak bir sergi açtı.
İsrail’de doğan ve orada yaşayan Musevi Shahar Marcus ile Katolik bir Alman ile evli olduğu için Hıristiyanlıkla da bağlantısı olan ve ‘Performansın Madonnası’ olarak da nitelenen Müslüman Nezaket Ekici’nin ortak sergisinde, dinlerde olduğu gibi kültürel farklılıklar da sanatseverlere sunuluyor.
Ancak bu farklılıkların bir zenginlik olduğu ve sınırların yok edilebileceği de gözler önüne seriliyor.
Nordhorn’daki Kent Galerisi’nde ‘In Relation’ (Orantılı) adıyla sanatseverlere sunulan bu performanslar da 10 Mayıs’a kadar izlenebilecek.