Güncelleme Tarihi:
Berlin-Brandenburg Türkiye Toplumuna (TBB) bağlı olarak çalışan, ”Berlin Ayrımcılığa Karşı Mücadele Ağı” (ADNB) tarafından Uluslararası Irkçılıkla Mücadele Günü nedeniyle yapılan açıklamada, ADNB’nin Berlin’de 2008 yılında 122 kişiyi ilgilendiren 102 ayrımcı olayı belgelediği, bunun da 2007 yılına göre yüzde 20 oranında bir artış olduğu belirtildi.
Bu rakamların buz dağının sadece bir ucu olduğu ifade edilen açıklamada, çok sayıda ayrımcılık olayının korku, yılma, utanma ve bilgisizlikten dolayı ortaya çıkmadığı kaydedildi. Açıklamada, kaydedilebilen ayrımcılık olaylarının iş yerlerinde yüzde 21, iş arayanlara karşı yüzde 16, ev arayanlara karşı yüzde 14, eğitim alanında yüzde 12 ve hizmet alma alanında yüzde 10 oranında olduğu belirtildi.
Ayrımcılığın çeşitli konularda ve farklı kişilere karşı yapıldığı, ancak Müslüman ve esmer insanlara yönelik olarak daha yoğun olduğunun tespit edildiği kaydedildi. Bir çok işverenin, ayrımcılık konusundaki yükümlülüklerini yerine getirmedikleri de belirtilen açıklamada, bunun için daha fazla bilgilendirme kampanyalarının düzenlenmesi gereğine işaret edildi.
Bakan Böhmer’den yabancı düşmanlığına karşı mücadele çağrısı
Alman hükümetinin göç ve uyumdan sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer, Uluslararası Irkçılıkla Mücadele Günü vesilesiyle yaptığı yazılı açıklamada, ”Irkçılığın, yabancı düşmanlığının, dışlamanın ve azınlıklara karşı şiddetin ülkemizde yeri yok. Tüm demokratik güçler, her tür ırkçılık ve yabancı düşmanlığına karşı kararlılıkla mücadele etmeliler” dedi.
Kısa bir süre önce açıklanan ve Alman gençlerin bir kısmının aşırı derecede yabancı düşmanı düşüncelere sahip oldukları şeklindeki araştırma sonuçlarından da büyük endişe duyduğunu belirten Böhmer, araştırma sonuçlarının, daha az eğitimli gençlerin yabancı düşmanı düşüncelere daha meyilli olduklarını da ortaya koyduğunu, bu nedenle eğitimin sadece uyumun anahtarı olmadığını, aynı zamanda ülkede barışçı bir birlikte yaşamın da temelini oluşturduğunu ifade etti.
Böhmer, bu nedenle eğitim alanındaki çabaların da artırılması, özellikle okullarda ve gençlere yönelik çalışmalarda daha fazla çaba harcanması gerektiğini, çeşitliliğin Almanya için büyük bir şans olduğunu ve bu şansın genç insanlara daha iyi bir şekilde anlatılması gerektiğini kaydetti.
Milletvekili Dağdelen’den Alman hükümetine ırkçılık eleştirisi
Uluslararası Irkçılıkla Mücadele Günü vesilesiyle bir yazılı açıklama yapan Sol Parti Alman Meclisi Üyesi Sevim Dağdelen ise, Alman hükümetinin yaptığı siyasetle, ırkçılığı körüklediğini savundu. Dağdelen, Alman hükümetinin ırkçılığa karşı mücadele konusunda ne kadar umursamaz davrandığını, ırkçılığa karşı hazırlanan ulusal eylem planında gösterdiğini, bu planın ırkçılık nedeniyle yapılan ayrımcılık konusunda ne bir analiz, ne de gelecekte ırkçılığa karşı mücadelede alınacak önlemleri içerdiğini ifade etti.
Irkçılığın sadece aşırı sağ konusuna indirgendiğini kaydeden Dağdelen, göçmenlerin haklarının kısıtlandığı yasa ve yönetmeliklerin hiç bir zaman tartışmaya açılmadığı görüşüne yer verdi. BM komisyonlarının Almanya’da polislerin sergilediği ırkçı şiddete yönelik endişelerini çoğu kez gündeme getirdiklerini ve Avrupa Konseyinin de polis şiddeti yapıldığı yönündeki şikayetler üzerine bunu kınadığını belirten Dağdelen, şikayetlerin bağımsız kişiler tarafından araştırılmasını istediklerini kaydetti.
Dağdelen, bir toplumun demokratik durumunun özellikle göçmenlere yönelik tutumlarda görüldüğünü, Alman hükumetinin göçmenlere yönelik ”ırkçı yasaları” kaldırdığı takdirde iyi yolda olduğunu göstereceğini ifade etti.