Aynadaki Türkiye

Güncelleme Tarihi:

Aynadaki Türkiye
Oluşturulma Tarihi: Nisan 20, 2010 00:00

AVRUPA sınır kapılarında Türk yolculara uzaylı muamelesini eleştirdiğim geçen pazarki yazıma okuyuculardan tam bir destek yağdı.

Haberin Devamı

Sınır kapıları kanayan bir yaraymış içimizde. Münih Havaalanı sınır polisini arayıp Türkiye’den gelen yolculara niye daha uçağın kapısında pasaport kontrolü yapıldığını sordum. Cevapları şöyle: “Şüpheli durumlarda her uçağın kapısında pasaport kontrolü yapıyoruz.” Şüpheli durum nedir? “Kaçak gelen yolcular var, iltica amaçlı. Peki Amerika’dan gelen uçağın kapısında da pasaport kontrolü yapıyor musunuz? “Şüpheli durumlarda yapılabilir.” Ama hiç yaptınız mı? “Yapıldığını söyleyemem ama, yapılabilir.”

***

Gayet açık. Uçağın kapısında pasaport kontrolüne tabi ülkelerin yazılı bir listesi yok, ama pratikte var. Nedeni, kaçak akınını önlemek. Ama Schengen vizesiyle gelen Türk yolcular çırıl çıplak soyulup aranıyor. İşte size Eylem, Figen ve Özge örneği. Polonya’da burslu eğitim gören bu üç Türk kızı trenle Hollanda’ya giderken, Alman sınır polisleri tarafından çırılçıplak soyularak arandı. Yer Forst tren garı. Tarih 26 Aralık 2007. Olay basına yansıyınca, Alman sınır polisi kızlara yönelik tedbirin abartılı olduğunu ve bundan üzüntü duyduklarını açıkladı.

Münih’e gelen Türk folklor ekibine, gerçekten folklorcü olup olmadıklarını kanıtlamaları için alanda halay çektirildi. Paris’teki iş görüşmesinden sonra Münih üzerinden İstanbul’a transit geçmek isteyen önemli bir Türk işadamına vize tarihini 8 gün geçirdiği gerekçesiyle havaalanında kaçak muamelesi yapıldı. İşadamı 300 Euro para cezası ödedikten sonra İstanbul’a uçabilmesi için serbest bırakıldı, ama hakkında suç işlemi yapıldı. Bu işadamı Almanya’ya karşı açtığı davayı kazandı.

***

Listeyi uzatabiliriz: “Yahşi Batı” filminin galası için bu yılın başında Berlin’e gelen Cem Yılmaz, vizesinde sorun olduğu gerekçesiyle İstanbul’a geri gönderilmek üzere havaalanında tutuldu. Başka sanatçıların devreye girmesi üzerine skandal önlendi ve Cem Yılmaz güç bela galaya yetişti. Dahası var. Yine bu yılın başında pop sanatçısı Faruk K.’yı vizesi olduğu halde Köln havaalanı polisi karakola götürüp 4 saat sorguladı. Sanatçı, konser afişleri geldikten sonra serbest bırakıldı ve Almanya’ya gelecek Türk sanatçılara biraz da alaylı bir dille “aman konser afişini tişörtünüze bastırıp gelin” dedi. “Ben hiç bu kadar aşağılanmamıştım. Psikolojim bozuldu” diye de ekledi. Ferdi Tayfur vize işlemleri nedeniyle Mannheim konserini iptal etmek zorunda kaldı.

***

Listeyi daha uzatmaya gerek yok. Yunanistan 1964 yılında çevrilen, Anthony Quinn’in başrolü oynadığı Zorba filmiyle turizm patlaması yaşadı. Türkiye’nin imajı ise 1978’de çevrilen Midnight Express filmiyle dibe vurdu. Bu imaj 1980 askeri rejim döneminde çekilmiş, Türkiye’yi baştan sona cezaevi olarak gösteren Yılmaz Güney’in “Yol” filmi ve iltica akınıyla pekişti. İşte Avrupa’nın Türkiye’ye bakışı halen bu dönemin izlerini taşıyor. Ülke fakir, gelecek karanlık ve insanlar Avrupa’ya kapağı atmak için her türlü yolu deniyor.

Oysa Türkiye son 10 yılda çok değişti. Türkiye’ye giden Alman politikacılar çarpılıp geliyor. Gelişmeler büyüleyici diyorlar. Batı basınında “Türkiye geleceğin yıldızı” gibi yorumlar çıkıyor. Avrupa kamuoyunun aynasında ise halen o eski dönemlerden kalma puslu Türkiye görüntüsü duruyor. Ama bu görüntü artık bugünkü Türkiye’yi yansıtmıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!